Masal'ın Ağzından;
Sabah kalktığımda Can'ı uyandırmadan yataktan kalktım multimedya daki kıyafetleri giyinerek evden çıktım. Tabi evden çıkarlen sabah sabah kimseyi uyandırmak istemediğim için yavaş ve sessiz adımlarla evden çıktım. Hayy çıkmaz olaydımm. Yine mi geldi bu oduncuk. Bir dakika bir dakika ben bu kalasa oduncuk mu dedim? Allah söyletti!
Beni görmedi tabii arkası dönük olduğu için. Olsun ben ona hiç bulaşmadan gideyim de!? Heyy orada dur bakalım bu odunun burada ne işi var ki acaba? Ayyy ne işi olursa olsun banane canım!?
Ayy neyse yaa sen işe geç kalırsan görürsün Masal'cığım!? Tabi o sırada karşıma eskilerden Best Kankim Selim çıktı;S: Şşşşt fıstık! Gel seni gideceğin yere kadar bırakayım!
Arabanın camını açarak içeriden konuşması sanki yolda bana laf atıyormuş gibi gözükmesini sağlamasına rağmen ben aldırmadan söylediklerine karşılık verdim.
M: Valla harika olur be Selim!? İşe çoook geç kaldım çünkü. Off daha oradan okula gidecem yaa!
S: Ben diyorum ama bu kadar çalışmak psikolojiyi bozar diye atla bakalım!
Arabaya bindim ve yanağından öptüm. Sonra bizim cafenin önüne gelince 'bay bay' diyip el sallayarak cafeye girdim. Girer girmez bir adamla çarpıştım. Yüzüne bakmadan özür dileyip üstümü silkeleyerek üzerimi değiştireceğim odaya girdim. Pardon pardon! Girmedim DALDIM!!! Tabii bu sebebden ötürü odaya girer girmez Cansu'nun üzerinde kacaman harflerle " **** CAFE " yazan önlüğünü kafama yedim.(Önlüğü sağolsun) Geçirdiğim küçük travmadan sonra hemen kapıyı kapatarak Cansu'nun yanına gittim. Ve o oduncuğu felan anlattım. Malum yoksa burada kafayı yiyecem. Tabi benim fevkalade arkadaşım bazı yerlerde tek kaşını kaldırdı bazı yerlerde kıkırdayarak bir şeyler gevelemeye çalıştı ama bir şey anlamadım! Tabii ben bunları ona anlatırken bir yandan da lavaboda garson t-hirt'ünü giyinmeye çalışıyorum. Cansu'nun kafama fırlattığı önlüğü de üzerime geçirerek o ufak odadan çıktık. Allahtan çok geç kalmamıştım da yetişmeyi başardım.
Cansu daha çok yemek ve bulaşıklar ile ilgileniyordu. Ben ise yemek servisindeydim. Cansu bana götürmem gereken siparişleri söylediğinde yemekleri masalara dağıtmaya başlamıştım. Ve son siparişe gelince büyük bir bıkkınlık ve şaşkınlık ile onun yanına ilerledim. Vee yanılmamışım.
Yaa bişey dicem bee! Nasıl buluya bu bizi aq! Münasip bir tarafı kalkmış bu çocuğun haa valla!
A-aaa terbiyesiz ergen yaa!
Ben böyle kendi kendime kavga ederken suratımı saçlarımla kapatmaya çalışarak yanına gittim. Kayvaltısını önüne koyarken kız arkadaşıyla mesajlaşıyor beyfendi! Yanlız bu bay Oduncuk benim burada garson olduğumu öğrenirse kırk yıl dilinden düşmem valla yaa! Tabi ben bunları düşünürken tam arkamı dönmü gidecekken o piss sesini duydum;
U: Bakarmısınız.
M: Bakayım mı ki yok yok duymamış gibi yapayım ayy ne yapsam ki?
Diye mırıldanırken.U: Mesela ben müşteri olduğum için ne istiyeceğime bakabilirsin tatlı cadı.
Off yaa off kesin anladı yaa!U: Anlamam seni niye bu kadar gerdi ki tatlı cadı?
M: Iııı şey tanışıyor muyuz acaba?
Ayy çok zekiyim ben yaa!U: Tanımamazlıktan gelmek haa! Masall bu kadar klişe olma lütfen.
M: Yaa b-ben sizin b-beni nereden t-tanıdığını inanın ki bilmiyorum.
Allahım ben niye böyleyim yaa neden her heyecanlandığımda veya korktuğumda bozuk plak gibi kekeliyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR UMUDUN MASALI
RandomAklıma gelen fikirlerle burada BurBerk'e ait yeni senaryolar ve dizi şeklinde yazmaya karar verdim umarım kitabımı beğenirsiniz. İyi okumalar!☺