Bölüm 2

24 3 5
                                    

2. Bölüm

Tek duyduğu ani bir fren sesiydi. Gözlerini açtığında başında otuz yaşlarında bir adam telefonda birine bağırarak ambulans istediğini söylüyordu. Etrafında birikmeye başlayan meraklı kalabalığa kaydı gözleri sonra. Sırt üstü yerde yatıyordu. Ambulans isteyen adam telefonu kapatmış kendisine eğilmişti. Yerinden kalkmaya çalıştı ama adam ona engel oldu.

"Kıpırdama," dedi sertçe. Birazdan ambulans gelecek. Adamın baktığı yere baktı Fidan. Kolu garip bir biçimde yamuk duruyordu. Kızın nereye baktığını gören adam, "Sanırım kırılmış," dedi. Bu sefer sesi daha yumuşak çıkmıştı.

"Ne oldu bana?"

"Bir anda sokağa fırladın. Frene bastım ama yine de çarptım sana."

Ambulansın sesi duyulmaya başladı ve giderek yaklaştığını belirtecek şekilde yükseldi siren sesi. Sağlık görevlileri ilk müdahaleyi yaptıktan sonra kızı ambulansa bindirdiler. Adam da kendi arabasına binip ambulansı takip etmeye başladı. Bulundukları yerden çok da uzak olmayan hastaneye ulaştıklarında genç kızın başına hemen iki doktor geldi. Daha sonra gerekli tüm filmleri çekip bir sürü tahlil yaptılar. Kolundaki kırık ve bir iki önemiz sıyrık dışında bir şeyi olmadığı anlaşılınca kızı bir odaya aldılar. Ne olur ne olmaz diye bir gece hastanede kalacaktı genç kız. Bütün bu işlemler sırasında Fidan'ın düşündüğü tek bir sey vardi. Öyle ki bu düşünce yüzünden canının acısının bile farkında değildi genç kız. Hastanenin parasını nasıl ödeyecekti?

Genç kız odasındaki yatağa hemşirelerin yardımıyla yatırıldı. Askıya alınan kolu boynundan geçen bantlarla sağlamlaştırılmıştı. Hemşireler çıktıktan bir süre sonra hem ilaçların hem de başına gelenlerin etkisiyle uykuya daldı Fidan. Uyandığında hava kararmış, odayi ince bir ışık hafifçe aydınlatıyordu. Yatağın yanındaki kanepede uyuyan adama baktı ve bunun kendisine çarpan adam olduğunu farketti hemen sonra. Adamın düzenli nefes alıp verişinden uyuduğu belli oluyordu. Fidan adamı incelemeye başladı elinde olmadan.

Uzun bir adamdı karşısında gördüğü. Bir seksenin üstünde olmalı diye düşündü. Gömleğinden kaslı kolları belli oluyordu. Otuz yaşından fazla göstermeyen adam sanki Fidan'ın bakışlarını hissetmiş gibi bir anda açtı gözlerini. Fidan gözlerini kaçıracak zaman bile bulamamıştı. Bir anda yeşil ve mavi gözler birbirini buldu.

Yavasça doğruldu yerinden adam. "Merhaba," dedi biraz sert bir sesle. Onun ambulans isterkenki sesini hatırlayan Fidan her zaman bu kadar sert mi acaba diye düşündü bir an.

Merhaba dedi o da çekinik bir şekilde. Adam yavasça yerinden kalkıp kızın yanına geldi. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. "Adım Efe, bugün arabayla sana çarptım."

Fidan utanarak gözlerini kaçırdı. Kahretsin yine gözleri dolmustu. "Ö..Özür dilerim," dedi zorlanarak, "suç bendeydi biliyorum, yola çıktığımın farkında bile değildim."

Son kelimeleri sadece bir fısıltı halinde çıkabilmişti dudaklarından.

"Üzülme, geçti artık. Çok şükür ki önemli bir şeyin yok. Bir ay sonra alçı da çıkacak. Sonra da unutur gidersin. Ama bundan sonra yola çıkmadan sağına soluna bak biraz, her zaman bu kadar şanslı olmayabilirsin. Yola yeni çıktığım için hızlı değildim."

Fidan üzüntüyle başını öne eğdi. Tekrar özür diledi.

Burada olduğunu haber vermek istedigin birileri yok mu?

"Hayır," diye mırıldandı genç kız. "Kimsem yok."

"Annen, baban, kardesin?"

Hayır diye tekrarladı kız alçak sesle. Sadece ev arkadaşlarım var ama onlar da tatilde, ailelerinin yanlarındalar.

ÇarpışmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin