30.04.2000
Yapamadım.
Hastanedeyim.
Psikolojim artık daha da kötüye gidiyordu.
Sanki kafamın içinde kuruyordum.
Matthewin beni sevdiğini görüyorum.
Sonra bir şey fısıldıyor. Gerçegi anlatıyor. Sert bir rüzgar yüzüme gerçekleri çarparak yok oluyordu.
Cesaret bile edemeden Matthewi elde ettiğini mi sanıyorsun. Dedim.
Onu kaybedecektim.
Artık bitiyordu.
Gücüm yoktu.
Kazanacak kalbim yoktu.
Korkağın tekiydim.
Kaybedecektim.
Onun gözlerinde ölümü bile tadamayacaktım. Bu zevki yaşayamayacaktım.
Ben bir ölüydüm.
Matt olamadan.
Ölsem bu kadar acıtmazdın canımı
Matthew.
Ben artık çığlık çığlığa yalvarıyordum.
Kalbim bu yükü taşıyamayacak büyüklükteydi.
Matthew aşktı bu.
Görmek istediğin resmi görüyordun.
Gizli bir dünyaydı.
Nereden bakacağına bağlıydı.
Farklı açılardan bakabilirdim.
Ben artık her şeyi bitirmiştim.
Matthew ben seni sildim.
Artık sen yoksun.
Ben bu hastane duvarları arasında tıkanırken senin kızlarla gezmen beni incitiyor. Beni yiyip bitiriyor. Ruhum can çekişiyor.
Bitti Matthew.
Artık bu hikayede yoksun.
Senin ismini her bir satırdan sildim.
Kısa bir hikayeyi kapatacak kadar korktum.
İki korkak insanların bir hikayesi olamazdı.
Matthew sana olan aşkım kalbimde.
Ama üzgünüm.
Ben duygularla değil mantıkla yürürdüm.Aida...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Hope//Matthew Espinosa
FanfictionKırık birkaç birkaç çizim birkaç fotoğraf ve birkaç çerçeve ha birde Kırık umutlar... Hepsini bir kutuya koydum ve kaldırdım. -"Gidiyorum Matthew lee Espionasa... İstediğin gibi."