7-

214 27 12
                                    

30.06.2000

Yağmur yağıyordu. Kafamı yukarı kaldırıp baktım.
Aidanın göz yaşlarıydı. Belki de şimdi bana yukarıdan bakıp sulu gözleriyle gülümsüyordu. Burada olsa tanrıya yemin ederim ki ona söylerdim sarılırdım. Mezar taşının üstüne oturdum ve ona baktım. Ağlamadan donuk bakışlarla.
-"Aida hadi söylesene bu halimi sevmediğini eskisi gibi. Aida! Söyle!
Bağır çağır. Nefret ettiğini söyle bana!
Beni sevdiğini söyleme hak etmiyorum. Aida! Bana cevap ver.
Bir açıklama." Sanki Aida cevap vermek ister gibi elimdeki mektuplar rüzgara kapıldı ve hepsini nefret edercesine okumuştum. Saçılan mektuplar bir oraya bir oraya sürükleniyordu rüzgarda. Toprağa eğildim. Aida sevdiği kokuya ulaşmıştı. Toprak kokusu...
Kokladım içime çektim.
Mektupta yazanlar beynimde yankılanıyordu!
Matthew sen beni uyurken izlemeyi seversin...
Ama sen uyumayı ve karanlığı sevmezsin.
Kokunu toprak kokusundan çok sevdim.
Bu bir veda mektubu...

Gelmiyorsun...
Konuşmuyorsun. Bakmıyorsun!
Ve ben senden çok bana verdiğin güveni kokunu özledim.
Lütfen son kez o gözlerini bana çevir.
Ama çevirirsen sende biliyorsun.
Korkuyorsun.
Bağlanmaktan!
Yazan yazılar çıkmıyordu aklımdan.
Haklıydı.
Gerçeği biliyordu.
Ben korkuyordum.
Neler olacağını bilmediğim yola girmekten delice korkuyordum.
Ona bağlanmaktan.
-"Beni yüz üstü bırakıp gittin!
Gerizekâlı! Ne yapmaya çalıştın!
Yarım akıllı. Gidince herşeyin düzeleceğini mi sandın ha?"
Dedim ve ağlamaya tekrar başladım.
Sarsılıyordum.
Onun gözlerine bakmadan bir günümü nasıl geçirirdim.
Daha bir kez olsun dudaklarına dokunamamıştım.
Sarılmamıştım.
O kokusunu hiç gerçekten önem vererek içime çekmemiştim.
Bedenini hiç kollarım arasına alamamıştım.
Çillerine dokunamamıştım.
Benden uzaktı artık.
Onunla yaşayabileceğim güzel anılar yoktu. Ellerimden kayıp gitmişti.
Ben göz göre göre onu uçuruma sürüklemiştim.
Şimdiyse tüm umutları bir kutuya koyup ellerimle itiyordum.
Artık biz diye bir şey olamazdı.
Yaşayabilecek anlarımız olamazdı.
Aida sanırım seni bir kez daha İhanete uğratacağım.
Benim minik masum sevgilim.
Bir kez daha kırılacaksın.
Aida ben bittim.
Tükendim.
Sana bağlanmaktan korkarken kendimi zaten tüketmiştim.
Aida bebeğim.
Seninle en yakın zamanda orada buluşacağız benim küçük masum kuşum.
Artık kanatlarımın altında olacaksın.
Her şeyi telafi edeceğim.
Senin kırık umutlarını sileceğim.
Herşeyi ölümüm ile bitireceğim.
Aşkım tanrının verdiği en güzel hikaye...

Matthew Lee Espinosa...

Bu arada yeni bir kitap yazıyorum recent rain okumanızı isterim.
Tavsiye ediyorum.
Benim kitabım çünkü😝
Şakaydı.
Okursanız sevinirim...

Little Hope//Matthew EspinosaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin