Matthewin intiharı üzerinden daha birkaç gün geçmişti.
Elindeki yazılı mektubu görür görmez ağlamıştım. Onu kaybettikten sonra Matthew farklılaşmıştı. Hiç kimse hayatına girmemişti. Sürekli ağlıyor ve çillerinden kokusundan bahsediyordu. Matthewi mezar taşının üstünde çaresizce yatarken bulmuştum. Tanrı onları ayıramıyordu. Çünkü aşkları sadıktı.
Çünkü aşkları karşılıksızdı.
O kadar delice seviyorlardıki...
Matthewin kalbindeki isim sadece Aidaya ait olmasına rağmen başka kızlara gitmek onu mutlu ediyordu...
Mezar taşının üstüne eğildim ve fısıldadım.
-"Doğru olanı yaptın abi seni seviyorum. Seni seviyoruz."
Herkesin ağlama sesleri bu hüzünlü ortama karışıyordu. Matthewin ve Aidanın aşkları sonsuza kadar belkide hatırlanacaktı. Dilden dile dolaşacaktı.
Kim bilir?
Ama hiçbir zaman onların aşkları zarar görmeyecek bir şekilde korunuyordu.
Artık onların yanında kimse yoktu.
Sadece ikisi ve sonsuzluğa uzanan mutluluk.-Kristen espinosa
Bu ölümsüz bir sevgiydi. Bana kalan sadece onu takip etmekti.
Kırık birkaç çizim birkaç fotoğraf ve birkaç çerçeve ha birde kırık umutlar
Hepsini bir kutuya koydum ve kaldırdım.
Bizim hikayemizin adı Little Hope değildi...
Bizim hikayemizin adı Magic of love
Aşkın büyüsüydü...
Yeni bir boyutta yeniden denemekti
Aida-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Hope//Matthew Espinosa
FanfictionKırık birkaç birkaç çizim birkaç fotoğraf ve birkaç çerçeve ha birde Kırık umutlar... Hepsini bir kutuya koydum ve kaldırdım. -"Gidiyorum Matthew lee Espionasa... İstediğin gibi."