Kayra;
Kum saati. Ters çevirdiğinde kum taneleri aşağı, seri, hızlı ve tek tek dökülür. Bir bakmışsın ki bir tepe oluşmuş kum tanelerinden. Sonra bütün bu kum taneleri ,çevirilen taraf, altta kalan yerde yeni bir tepe oluşturur. Yeniden çevirirsin kum saatini. Başa döner her şey ve hep aynı şey olur. Herbir kum tanesi 1 saliseyi temsil eder. Tabi sen kum saatini zaman kavramıyla kullanıyorsan. Bende öyle yapmıştım. Yani zaman anlamıyla kullanmıştım. Zaman kavramıyla çeviriyordum. Ama bir müddet. Çünkü büyüdükçe her an hayatın ne kadar acımasız olduğuyla tanıştım. O zaman kum saatindeki her kum tanesi benim hatalarımla yüzleşmeye mahkum etti. Yaptığım hatalar, kötülükler, bencillikler... Hepsi birikti ve bir tepe haline geldi. Ve kaçınılmaz son. Anne ve babam yaptıklarıma dayanamadı, çekti gittiler.Beni burada her şeyle, tüm psikolojik sorunlarımla yalnız bıraktılar. O zaman bazı sorunlarım vardı. Psikologlar sayesinde tekrar sosyalleşmeye başlamıştım. Artık eskisi gibi gerekmedikçe konuşmuyor, hatta bazen hiç konuşmuyordum. Her şeye ve nedensizce sinirleniyor, ortalığı dağatıyor, önüme geleni evire çevir bir güzel dövdükten sonra barlara gider bir güzel kafayı çekerdim. Sabahları otel odalarında tanımadığım kızların kulağıma fısıladadığı sevgi, aşk güzel(!) sözlerle uyanırdım. Bunlarda annemlerin canına tak etmiş, gitmişlerdi. Gitmişlerdi işte. Onlar gidince daha bi çekilmez ve beter oldum. Ama kuzenim İnanç hep benim yanımdaydı. Bana güvendi, daha iyi biri olmam için çok çabaldı. Bana pek bir değişiklik yok gibi gelsede İnanç "Gün geçtikçe daha iyi biri oluyorsun. Kim bilir? Belki tekrardan aşık olursun." der hep. Aşk. Aşk mı? Başıma ne geldiyse o lanet olası sokuk duygu yüzünden geldi. Zaten çekilmez çekilmez huysuz herifin tekiyim. Önceki gibi bir olay daha olursa o zaman kimse tutamazdı beni. "Bunu her zaman yapalım seni vahşi çocuk 😎" Güne başlıyoruz sanırım ha?
Hira;
Bu gece, dün gece, ondan önceki gece ve ondan da önceki geceler... Hiç uyuyamıyordum. Kabuslar görüyor, her seferinde çığlıklarla uyanıyor , halsiz hissediyordum. Yine öyle bir gece.Annemin ölümünün üzerinden 2 yıl geçmişti ve ben hala o olayın etkisindeyim. Geceleri annemin öldüğü zaman ki halini görüyorum. Evimize giren donuk yüzlü adamlar ben henüz 16 yaşındayken gözümün önünde anneme tecavüz edip, silahla öldürdüler. Annemim çığlıkları arasında ,elim kolum bağlı, o adamlar yüzünden yapamıyordum. Hatırlaması bile bana acı çektiriyordu. Babamla yaşıyordum. Annem öldükten sonra birkaç kere intihar etmeye kalkıştı. İyileşmemiz için Türkiye'nin en iyi psikologlarını çağırdı ama onlar bile ikimizin derdine deva bulamadı. Bende yöntemlerimi denedim. Yani aşık olmayı. Aşk denen bu şey karşılıklı olmadığı zaman yani platonik olduğu zaman sevdiğinden kalbini geri almak hiçte kolay olmuyor. Kısacası hiçbir yararı olmadı. Daha da çok iğrenmeye başladım insanlardan.
"Girebilir miyim tatlım?" babam kapıyı çaldı. Şuan ona o kadar çok ihtiyacım vardı. "Girebilirsin." dedim. Hemen kapıyı araladı ve kafasını uzattı. Gözlerimiz buluştuğunda yüzünde acı bir gülümseme oldu ve içeriye girip kapıyı arkasından kapattı. Yatağımda bağdaç kurmuş oturuyordum. Yatağımın ucuna oturdu, ona küçük gelen ellerimi bana büyük gelen ellerinin arasına aldı. "Yine uyumamışsın." "Kabus görmekten uyuyamıyorum ki." Gözlerim yarı baygın bakıyordu. Gözlerim uykusuzluktan kan çanağına dönmüştü. Ben artık çok yoruldum. Yaşamaktan, umutsuzluktan, acımasız hayatın önüme koyduğu engeller... Dayanacak ne gücüm kaldı ne de mecalim.
Bir süre sessizlik oldu. Babam ayağa kalktı ve beni de elimden tutup ayağa kaldırdı. Odamdaki boyuna aynanın karşısına getirdi ve arkama geçti. Darma dağınık saçlarımı sol tarafıma attı ve sağ tarafıma geçip aynadan bana baktı. Korkunç gözüküyordum. Gözlerim yuvasından çıkacak gibiydi ve gözümün altında uyukusuzluktan dolayı oluşmuş torbalar ve morlukar. Betim benzim atmıştı. Tam bir canavara hatta yaratığa benziyordum. Babam çenesini omuzuma koydu ve "Bak nediyorum biliyor musun? İstersen bu evden, bu şehirden taşınalım. Hem anıları hatırlamadıkça daha iyi olur ikimiz için. Nr dersin?" diye sordu. Aslında güzel bir fikir. Ama o zaman da anneme ihanet etmiş gibi hissederim. Bir de şöyle bir yanı var ki babamla biz belki daha iyi olabilirdik. "Biraz düşünmem lazım." gülümseyerek. "İyi düşün ama çabuk ol. Ben sabırsız bir adamım." Babamın dediği lafa o kadar çok güldük ki artık çenem ağrıyordu. "Hadi bakalım bıdık -burnumu sıkarak- kahvaltıya." "Tamam babiş."
🔻
Selamlar! İlk kitabımız. Hatalarımız, saçmalamalımız elbet olacak. Ama her geçen gün daha iyi olacağız. Ben yani Ceren, Ebru ve wattpad yazar arkadaşlarımızdan bir tanesiyle yazıyoruz. +15 vote de yeni bölüm gelir.