1.Bölüm

99 8 5
                                    

Öncelikle merhaba yeni bir kurguyla başlıyorum yazmaya. Bildiğiniz gibi platonik aşık sayısı oldukça fazladır ve bende platonik aşık insanlara hem özenerek hemde üzülerek bakarım. Öyle güçlüler ki bence. Birine aşık olmak çok ağır bence. Düşünün biri var ve muhtemelen bu kişinin sizden haberi bile yok ama siz onu her gördüğünüzde kalbiniz hızlanıyor, her gece Allah ' a dua ederken aşık olduğunuz kişinin sizi sevmesi için de Allah ' a dua ediyorsunuz. Yanına yaklaşan her kızda kalbiniz duracak gibi oluyor. Okuduğunuz kadar basit değil gerçekten duracak gibi oluyor.

...

"Sevgili Günlük;

Bugün içim içime sığmadığı için bir an önce sana anlatmam gerektiğine karar verdim. Öğle arasındayız şuan. Kütüphanede oturup bugün aramızda geçen konuşmadan bahsetmek istiyorum sana. Her zaman ki gibi bankta oturuyordum ve onu izliyordum. Ayağıma gelen topla başımı yana çevirdim. Sarışın bir çocuk yanıma gelerek özür diledi ve topu alıp gitti. Ardından kafamı diğer tarafa çevirip aşık olduğum çocuğa bakmayı düşünürken yanımda bir hareketlilik hissettim. Bana bakıyordu. O kahverengi gözleriyle yanımda oturmuş bana bakıyordu. Kalbimin atışları ve dizlerimin titremesiyle kendime gelmem gerektiğini anladım. Ama çok zordu, sonuçta yanımda oturuyordu. Anlasana bana bu kadar yakınken nasıl titremezdim. Bana "Yanına oturmamda sorun var mı?" dediğin de sesimin titremesine engel olmaya çalışarak "Hayır sorun yok" diyebilmiştim. O her zaman ki kibarlığını yaparak bu soruyu sormuştu belki ama ben kafamda yüzlerce senaryo kurmuştum. 5 dakika boyunca sessiz sessiz nefes alarak onun yanımda oturuyor olmasının mutluluğunu yaşamıştım. Ne de olsa belki bir daha yaşayamazdım bu anı. Değerlendirmeliydim. Bir süre daha oturduktan sonra "İyi dersler" diyerek yanımdan ayrıldı. Bende arkasından "İyi dersler" diye mırıldandım. Duyduğundan bile emin değilim ama. Giray'ın yanına gitmeliyim sevgili günlük. Hoşçakal."

Sayfalarına dikkat ederek kapattım günlüğümü. Bu günlüklerde neredeyse bütün hayatım yazılıydı. Çok güzel bir duygudur bu günlükleri okuyup eski anılarınızı hatırlamak ama her sayfada aynı kişiye yüzlerce kez aşık oluşunuz, yüzlerce kez vazgeçişiniz varsa durum eşitleniyordu. Günlüğü çantama koyarak oturduğum koltuktan kalkarak kütüphanenin çıkış kapısına yürüdüm.

İkizim Giray yemekhaneden çıkmış bizimkilerle oturuyor olmalıydı. Bizimkiler dediğim Araz, Alp, Doğa ve Ayça'ydı. Bahçeye doğru yürüyüp adımlarımı her zaman ki oturduğumuz banka yönlendirdim. Tahmin ettiğim gibi buradaydılar.Hepsi kendi aleminde gibi duruyordu. 

"Selam" diyerek kendimi aralarına attım. Doğa Alp'le tartıştığı için beni görmemişti.

"Selam ufaklık." diyerek beni takan tek kişi Araz'dı.

"Aynı yaştayız Araz."

"Aramızda 11 ay var ufaklık." devam ettirebilir ve sonunda yine haksız çıkabilirdim bu yüzden kendimi yormamaya karar verdim. Ayça sürekli yan masada ki çocuğa bakıyordu ve bunu farkettiğimi bile anlamamıştı. Ayça'yı kolundan yavaşça dürterek aramıza dönmesini sağladım. Bana ne var bakışları atarken gözlerimle yan masayı işaret ettim.

"Herhalde yeni gelmiş baksana daha önce hiç görmemiştim." kulağımı fısıldayarak söylediği için kimse duymamıştı. Gerçi şuan herkes farklı alemdeydi ama olsun.

"Sence de fazla uzun bakmıyor musun Giray farkedebilir." Doğruydu. Giray benim kadar bizim kızları da korur ve yanına bir erkek yaklaştırmazdı. Çocuğun ilk günden dayak yemesini istemezdim doğrusu.

"Asıl sen yanına gelene bak. Kızım yoksa bunlar tanışıyormu?" dediğinde kafamı kaldırıp yan masaya baktım.

Yeni olduğunu düşündüğümüz çocuğa sarılıyordu ve yüzünde her zaman ki gülümsemesi vardı.

"Yiğittt" diye bağıran Giray'la hepimiz ona baktık. Yan masada ki çocuğun yanına koşup sarılmıştı. Sanırım ikizim ve adının Yiğit olduğunu anladığımız çocuk tanışıyordu. Kuzey'e kendimi sevdirmek için bir şans olabilir miydi bu.

PlatonikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin