maske bölüm 2 ( senin ki gibi)

53 9 6
                                    

Multi medya ; maske

Derin bir nefes alarak aklıma gelen bir planla konuştum " demek aramıza katılmak istiyorsun ? " 

Başıyla onaylayarak konuştu " evet " dedi. Derin bir nefes daha aldım.

Aklımdaki plan tamamen onun üstüneydi. Bakalım başara bilcekmiydi.

Eğer düşündüğüm gibiyse benden kat kat daha fazla çekeceği vardı.

" hııım . Peki daha önceden nerde çalışıyordun ?" dedim tek kaşımı havaya kaldırarak.

Alayla sırıtarak " ikimize biliyoruz ki ; ATASOY 'da önceden çalıştığımı " dedi . Meydan okurcasına bakarken.

Kaşlarım ilk önce havaya kalkarken sonra ise çatıldı. Yüzsüzce karşımda oturması sinirimi bozuyordu. Ve şuana kadar hatırlamadığını anlamıştım. Oysaki ona ' Hiç ummadığın bir anda karşına çıkacağım . O zaman eğer bu yüzü , bu görüntüyü unutursan . Karşına çıktığımda , eğer hatırlamassan . Ben hatırlatmasını iyi bilirim. Ama benim hatırlatmam canını yakar , kötü olur.. ' demiştim.

O kapıdan çıkarken bile 'UNUTMA ' demiştim. Şuan karşımda rahat rahat oturduğuna göre unutmuştu. Tabikide ona hatırlatacaktım. Hemde aheste aheste...

"neden ?" dedim sorarca ona bakarken. " ne , neden ?" dedi o da aynı şekilde bana anlamazca bakarken.

Gözlerimi bir süre etrafda gezdirdim. Karşımda oturması beni sinir ederken birde meydan okurcasına sorularıma soruyla cevap vermesi beni deli ediyordu.

" neden Atasoy ' dan ayrılıp Ataman ' a geçiş veya transfer oluyorsun? "

" yetersiz" dedi. Ona sorarca baktığımda ise derin bir nefes alarak sözünü tamamladı.

" bana yetersiz geliyordu Atasoy . "

" hangi konuda yetersiz kalıyor peki ? "

" para  ve bir kaç konuda anlaşmaşızlar. ".

"peki, söylediklerine bakılırsa Ataman 'ı yeterli buluyorsun yani ?" sorarca ona bakarken bir cevap vermesini bekliyordum.

"burada olduğuma göre " dedi tek kaşını kaldırarak.

Ters ters bakıp konuştum " pezevenkin senin gibi bir adamını bu tarafa gitmesine engel olmaması olağanüstü " .

"Pezevenk?" hafif kaşlarını çatmıştı.

Umursamazca elimi sallayarak konuştum " Atasoy ' ların başı varya, hani şu cenabet kılıklı olan o işte "

Kaşlarını havaya kaldırarak konuştu " Ekrem Atasoy ?" dedi . Îfadesiz yüzü gitmiş onun yerine gülen bir surat gelmişti.

Başımla onaylayarak yine aynı ifadesizlikle konuştum " hıhı, ondan. Ben genellikle pezevenk ki kullanıyorum. Ekrem den çok pezevenk yakışıyor. "

Gür kahkahası oda da duyuldu.

Sen gül gül zamanı gelince bende güleceğim.

Îşte bu konuşan ben değildim. Bu konuşan on yaşındaki o eski küçük, güçsüz asyaydı. Bazen böyle araya girdiği zamanlar oluyor alışırsınız.

"hayatında hiç pişman olacağın bir şey yaptın mı ? "

Ani sorum karşısında ilk önce afalladı. Sonra ise konuştu ;

" anlamadım ? "

Oturduğum yerde biraz dikleştim. Ona doğru eğilerek, tam gözlerinin içine bakarak sorumu tekrarladım.

" hayatında hiç pişman olacağın bir şey yaptın mı ? "

Sadece gözlerime bakıyordu. O çikolata kahvesi gözlerinden bir çok şey geçiyordu . Ama anlayamıyordum. 

Ona sorarca bakmaya devam ettim. Îillaki bir cevap verecekti. Ya evet ya da hayır diyecekti.

Hâlâ cevap vermemişti. Kaşlarım mümkün olduğunca daha çok çatıldığında sinirle gözlerimi etrafta gezdirdim. Elime aldığım kurşun kalemi öfkeyle daha çok sıktım.

" evet "

Sesiyle etraftaki bakışlarım ona döndü.

Açıkcası hayır der diye düşünmüştüm. Ama o EVET demişti
Şaşırtıcıydı bu benim için.

"unutamayacağım bir mavi gözleri vardı"

Demek ki unutmamıştı. Sonra bana doğru eğilerek , dikkatle gözlerime bakarak konuştu.

"aynı senin ki gibi "

MASKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin