Part 1

51 8 0
                                    

*ding ding*

Yine güneş o öldürücü etkisiyle güne -müthiş- başlamamı sağladığı için ona minnet duyarak gözlerimi zorda olsa açıp telefonuma gelen mesaja baktım.

Hande:

Kalk artık yaa ağaç olduk beklemekten patronu zor idare ediyorum.

Peri:

Tamam 15 dakikaya ordayım.Bu arada sanada 'günaydın'.

O güzel,sıcacık yatağımdan sürünerek kalkıp bu seferde banyoya doğru sürünmeye başladım.Yüzüme bolca su çarpıp havluyla kuruladıktan sonra dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım.Dolabımın önüne geçip normalde 10 dakika ne giyeceğimi düşünmem gerekirken aklıma patronun gelmesiyle elime ne gelirse onu alıp giymeye başladım.Neyseki -şanslı gününde olsam gerek siyah dar kotumla kareli gömleğimi almışım- iyi birşeyler bulduğuma sevindim ve hemen giyinmeye başladım.

Mutfaktan bardağı kaptığım gibi sürahinin yanına fırladım ve suyu doldurdum.İçmek için ne kadar çok çaba sarf etsemde o aceleyle suyu yutamadım.Ayrıca üstümede dökmüşüm.Ne güzel.Anahtarlarımı ve çantamı alıp ayakkabılarımı giymeye başladım.

Lanet olsun!Yürürken rimel sürmek ha.Hayatımda aldığım en güzel karar!
Normalde çok makyaj yapan biri değilimdir.Sadece rimel ve parlatıcı kullanırım.Ama tabi bunlar evde yapılması gereken şeyler.

Nihayet rimelin kapağını kapatıp çantama attım.Çünkü parktaki spor yapan teyzelerin bana attığı bakışları daha fazla kaldıramazdım..

Adımlarımı dahada hızlandırdım.Hem koşmanın hemde yürümenin arasında bir tempoda yoluma devam ediyordum.

Nihayet cafeye vardığımda soluk soluğa kalmıştım.Kapıyı açıp kendimi içeri attım.Hande beni gördü ve bana bir yaratıkmışım gibi bakmaya başladı.Haliyle haklıydı da.Akşam düzleştirdiğim saçlarım koşmanın etkisiyle karışmıştı.Sol kirpiğime sürdüğüm -daha doğrusu süremediğim- rimel göz kapağıma bulaşmıştı.Peçetelikten gördüklerim bu kadardı.Saçımı parmaklarımla düzeltip Hande'nin yanına yürümeye başladım.-Keşke yapmasaydım-.

"Peri lütfen şuan öldüm burda yokum ve sen hayal görüyosun dermisin?"

"Ben aslında ben değilim.Hem zaten insan dediğin nedir ki?"

"Hayatımda duyduğum en anlamlı kelimeler.Harika!.Üf neyse patrona çok görünmemeye çalış zor yatıştırdım adamı.Ha bu arada bugün misafirimiz var haberin olsun değişik değişik hareketler yapma."

"Denerim de kim bu misafir?"

"Kuzenim Mert bide halam gelicek."

"Peki gelsinler bakalım önceden haber verseydin evi toplayıpta çıkardım."

"Sanki evde savaş yapıyoruz.İşten çıkınca gider toplarız."

"İyi madem."

Daha önce Hande'nin halasını ve kuzenini hiç görmemiştim.Hiç bahsetmemişti daha önce onlardan.8 aydır aynı evdeyiz ama bana söylemediği daha neler var acaba.
'Bugün bitmiycek mi?' diye 100.kez söylenişimden kendimde bıkmıştım.Zaten patronda bunu fark edip bana dahada sinirli olduğundan ondan azarı çoktan yemiştim.Ama olsun zaten ben ona hiç kızmıyorum sanki.

Neyse.Müşteriler yavaş yavaş azalmaya başladıklarında bende şükür dualarıma bir yenisini daha ekledim.Saat 6 ya geliyordu yarım saat sonra Hande'yle çıkıcaktık ama benim canım arkadaşım kuzenine buranın konumunu atmış ve bizde onları burda beklemek zorundaymışız.Ne kadarda zekice.

Artık müşteriler tamamen gitmiş kafede patron ben ve Hande kalmıştık.Hande patrona yalvarırken bende gülmemek için dudağımı dişlemek zorundaydım.

"Selim abicim biz kapatırız kafeyi sen hiç merak etme 8 de kapatıcaz bak söz veriyoruz."bu son kelimeyi söylerken birden yüzü bana dönmüştü.Bende patrona bakıp sevecen bir tavırla başımı salladım evet manasında.Adam benim tatlılığıma dayanamayıp,

"İlk ve son kez." dedi.Ve tabi bunu demesiyle Hande havaya zıplayıp ellerini çırpmaya başladı.Selim abi ona 'gerizekalı mısın ?' bakışı atarken bende dayanamayıp sesli bir şekilde güldüm.Bana da aynı bakışı atıp kafeden çıktı.Hande hemen yanıma gelip

"Oh be bi an izin vermiycek sandım." dedi ve hemen arka masadan bir peçete alıp alnını silmeye başladı.

"Yemin ederim ter döktüm ya"

"Ne zaman geliyolar acaba hayır yani ne kadar daha bekliycez?"

"Ya biz seni bekliyoruz bikerede sen bekle."

"Of tamam."

...









SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin