Part 4

45 3 0
                                    

"Peri hadi kalk."

"Perii."

"Ya hadisene!"

"Lan saat 10'a geliyor nerdeyse kalk!"

Allah'ım nolur şu Hande'yi yok et.Bune sabah sabah ya!Kalk Peri.Hadi Peri.Bu ne be!

"Tamaam!" diye seslendim bıkkınlıkla.Umarım duymuştur.Eğer bir daha bana seslenirse küfür edeceğim.Bu kesin.

Elini yüzünü yıka,saçını tara ve üzerini değiştir.Her zaman yaptığım rutin şeyler.Yine aynılarını tekrarlayıp kahvaltıya geçmek için aceleyle odamdan çıktım.İçimden şarkı mırıldanırken resmen gözlerimden uyku akıyor desem yeridir.Sen saat gece iki buçukta uyu sonrada sabah onda kalk.Olacak işmi!En az on ikiye kadar uyumam gerekti benim.Ama şuan misafirlerimiz olduğu için çokta şey yapmıyorum.Dayanabilirim sanırım.

...

"Zeytini uzatsana."

Hande'nin sesiyle elimdeki -oynadığım yani yedim süsü vermek için elimde tuttuğum-çatalı bırakıp önümde duran zeytin tabağını Hande'ye uzattım.

"Canım arkadaşım yesene sende birşeyler neyi bekliyosun?"diyen Handeciğime kaş göz işaretleriyle bunları yazdım bi kenara bakışı atıyordum.

"Yok ya pek iştahım yok bugün."diyerek işin içinden sıyrılmaya çalıştım.Çünkü öncedende dediğim gibi toplum içinde yemek istesemde yiyemem.Utangaçlığımdan dolayı işte.Lanet olsun!Şimdi işe aç karınla gideceğim.Belki orada birşeyler atıştırırım.

...

Serap teyze ve Mert'le vedalaştıktan sonra -yani onlara el salladıktan sonra- ayakkabılarımı giyip Hande'yi beklemeye başladım.Askılıktan çantasını alıp ayakkabılarını giydi ve dışarı çıktık.Benim kararım olan otobüs durağına giderken Hande'nin sesi beynimi oyuyor gibiydi.

"Ya yürüseydik olmazmıydı sanki!?"

"Uykum var Hande uykum var.Ha bide yürüyelim diyosun ya yolda düşüp sızmamı mı istiyosun yoksa? Sen ne biçim arkadaşsın!?"

"Öf tamam ya hadi şu gelen otobüse binelim o zamanda uyu."sesi sitem doluydu.-Hafif kıkırdadım.Ama bunu belli etmedim-.

Allahtan otobüs dolu değildi.Bizde arkalara doğru oturduk.-Tabi ben cam kenarındayım her zamanki gibi-.Gözlerimi kapatıp kafamı cama yasladım.Yasladım yaslamasına da kafam camdan on iki kez sekince doğrulmak zorunda kaldım.Yol boyunca konuşmadan oturduk.

Sonunda kafeye gelebildik.Çook uykum vardı.Yeni gelmemize rağmen bir an önce eve gidip uyumak istiyordum.

...

Yehuuuu sonunda evdeyim.Böyle sıcacık yatağıma yatıp çook uyuyacağım.Ama çoook.Ayy valla uyuyacağım.Nasıl tarif ediyim bendeki uyku sevdasını size.

Uyandığımda saat sekize geliyordu.Bir saat uyumuşum demekki.Olsun oda yeter bana.Saçımı düzeltip Serap teyzelerin yanına geçtim.Biraz sohbet edip televizyon izledik hep beraber.Telefonumdan gelen sesle kalkıp şarj aletimi aldım prize taktım ve telefonu şarj olması için masanın üzerine koydum.Yerime otururken Serap teyze birden

"Mert oğlum be hadi markete git."dedi.

"Anne niye ya Handeler gitsin."

"Oldu artık akşam akşam kız başına onlarımı yollayacağım markete kalk hemen."diyerek çemkirdi Serap teyze.Bizde Handeyle sessiz sessiz gülüyorduk.

"İyi ne alıcam ?"diye sordu Mert.

"Nutella al bi tane sonra cips falan al kola da alda yiyelim."Tabi biz nutellayı duyunca Handeyle birbirimize bakıp gülmeye başladık.

"Ayy halacığım benim."diyerek yanımdan kalktı ve Serap teyzeyi yanağından sesli bir şekilde öptü.Mert onlara göz devirip ayakkabılarını giymeye gitti.Kapının kapanma sesini duyunca gittiğini anladık.Birden Serap teyze elindeki kumandayı sallayarak "Ay Peri git şuna seslen yavrum ya çekirdekte alsın.Telefonunu da bırakmış zeki oğlum."dedi.Bende hızlı adımlarla kapıya doğru gitmeye başladım.Ayakkabılarımın üstüne basarak evden çıktım.Mert biraz uzaklaşmıştı.Bağırsam mı diye düşündüm ama duymayabilirdi.Bende biraz daha hızlandım ve öyle bağırdım.
"Mert!"

Durdu ve arkasını döndü.Yavaşca koşarak yanına gitmeyi umarken birden elektrikler kesildi.Ve ben yolun ortasında öylece kaldım.O an ki şokla 'Ay!' dedim.Mert'in

"Hay şansıma ya"dediğini duydum.Sonra

"Nerdesin?"diye seslendi.

"Off bilmiyorum."dedim çünkü cidden birşey göremediğim için mesafeyi kestiremiyordum.

"Tamam kıpırdama geliyorum.Tabi seni bulabilirsem."dedi.Ayak seslerini duymaya başladım.

"Bi ses çıkarırsan daha kolay olur aslında."dediğinde

"Tamamda ne diyim ki?"dedim.Nasıl bi ses çıkarsaydım ki?!

Telefonunu neden evde bırakırsın ki be çocuk.Hadi benimki şarjda.Sen niye bırakıyosun!?

Birden hafifçe geri doğru sendeledim.Çünkü Mert bana çarpmıştı.Çarptığı gibi beni tuttu ve daha çok geri gitmemi engelledi.Ayakkabılarımı giymeyip üstlerine bastığım için dengem çabuk bozulmuştu.Kollarımın üst tarafını tutuyordu.

"Çokta kolay olmadı ama buldum en sonunda."dedi ve galiba güldü -ya da ses çıkardı karanlıkt yüzünden anlayamadım-.

"Eve nasıl gidicez?"diye sordum merakla.

"Bilmiyorum.Koluma girde kaybolmadan kaldırıma çıkalım bari."dedi.Kolunu bulup elimi geçirdim.Kasları mı vardı onun ne!? Uu.Ayağım yüksek bir betona çarptığında

"Kaldırım burda."dedim.

"Oturalım o zaman."diye karşılık verdi.Elimi kaldırıma koydum ve oturdum.Oda yanıma oturdu.

"Korkuyo musun karanlıktan?"dedi birden.

"Pek sayılmaz ama tek başımayken korkarım."

"O zaman şimdi korkmadın demek."dedi ve güldü.

"Öyle sayılır."Bende güldüm.

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin