Ruhuna dokunamadığım adama selam olsun. Dudaklarından sıcak bedenine dokunabilirken ruhuna işleyemediğim her saniyeye lanet olsun. İnsan hiç mi pişman olmaz diyorum lakin olamıyorum. Lanet ettiğimin her seferinde içten içte bunu inkar ediyorum. Dudaklarına, ellerine, saçlarına, sakallarına dokunmak. Yanımda uyurken bana sarılmış onu izlemek. Beyazlarını saydım, sakallarına bile düşmüştü kısmen. Parmaklarımın arasına oturtup parmaklarını okşadı ruhumu. Bedenime dokunduğu her an zevk değil aşkla yoğruldum. Umutsuzluğun, yokoluşun nirvanasındayım. Umutsuz bir aşklayım adamın karşısında yok oluyorum. Her geçen gün gömüyor zaten hiç olan beni. Düşünsenize deli gibi seviyorsun, onunla sevdiğin için birlikte oluyosun, ama o sadece tenini seviyor. Ruhuna dokunamıyorsun. Bilmiyorum belki de cesaretli olup söyleseydim her şeyi şimdiye beraberdik. Tüm güzel dokunuşlarıyla tenimi okşarken aslında ruhuma işliyor yavaşça. Her seferinde biraz daha ne oldum ben diyorum. Yanında olduğum her anı gözlerimin önüne getirmeye çalışırken hissediyorum; ince bir el dokuması gibi işlemiş ruhumun derinliklerine. Olmak istediğim yerde; onun yanında olduğum zamanlarda özlemin ve sevginin yoğunluğuyla düşünemiyorum anı yaşamaktan başka hiç bir şeyi. Zaten yanında bulunduğum o anda mevcut sadece, bunun dışında yok. Bu yüzden ben de dediğini yaptım, anı yaşadım. Dudaklarının dokunuşlarına, dediği tüm sözlere, saçlarının beyazına, sakallarının sertliğine, boynumda dolaşan nefesine, her yerime işlemiş dokunuşlarına hasretle yoğrulmaya daha ilk dakikalardan başlıyorum bile. Ne zaman bu denli bağlanabildim, ne zaman bu denli ona kendimi bırakmayı kendime kabullendirdim bunu ölçmeyi dahi bilmiyorum. Hayatımın bir yerlerinde bir şekilde varolması bile ruhumu okşayıp, içimdeki sızıyı dindirmeye yetiyor bazen. Bazense saatlerce ağladığımı bilirim. Saatlerce ağlayıp yazdığımı. Kurtulmak için planladığım hatalarımı. Tüm bunlara rağmen hala gönlünü okşamayı önemsiyorum. Sol göğsüne yattığımda teninin sıcaklığıyla beraber kalp atışlarını hissettimde söylemek için içimden gelenleri kendimle direştim. Söylemedim. Ama her şeyin farkında olması ve hala böyle yapması kırıcı olmuyor değil. Lakin onu çıldırtıyor olmak eğlenceli. Karşımda ona hakim olmayı başarabildiğim tek zaman ikimizin de çıplak olduğu anlar olması onun için etkileyici. Her neyse deli gibi sevseniz de kimi zaman eğer bir an olsun onu yaşama ihtimaliniz varsa onu yaşarsınız. En azından bundan sonra yaşayın. O an sizi görmek istiyorsa belki bir daha asla bunu istemeyecek ve kendinizi yiyeceksiniz. Bunu tercih etmektense, yıllardır içimin sızısı olmuş bu adamı bir an olsun yaşamayı tercih ettiğim için ömrümün sonuna kadar pişman olmayacağımın iç rahatlığı ve tüm hislerin özlemiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Bir Adama
Short StorySelam, ben aşık bir kadın. İlk hikayem ile karşınızdayım. Belki de düşüncelerimi ve hislerimi ilk defa bu kadar net yazabildiğimi farkettiğim içindir ki artık bunları paylaşmaya karar verdim. Sıfır kurgu, sonsuz gerçeklik içeren hikayelerimin başlan...