Bölüm kapağı→Onur'un gülüşü
Ben geçmişinde hep sorun yaşayan bi kızdım. Küçükken fazla lider ruhluydum. Evet, haklısınız bu iyi birşey fakat kendinden büyükleri yönetmeye çalışınca dayağı yiyorsunuz. Geçmişimde büyük darbe yediğim şeyler oldu lakin hiçbir zaman şu annesi ve babasından , ailesi tarafından kötülenen,hor görülen bir kız değildim. Aileme okyanusum veya gökyüzüm derdim çünkü onlar beni çok huzurlu kılar ve hep iyiliğim için uğraşırlardı. Fakat bilmezlerdi o minik şirin kızlarının neler yaşadığını, neler yaşamaya zorunlu bırakıldığını. Ben çok vefâlı bir kızdım.Kimseye, hiç kimseye kıyamazdım. Bu vefâm sebebiyle çok kırıldım zaten. Herşey güzel gidiyordu 8. Sınıfa kadar.. 8. Sınıfta Doğa adında dershaneden tanıştığım bir arkadaşım vardı. Onun sayesinde Mert adında biriyle tanıştım çok efendi, çok düzgün biriydi. Saygılıydı,konuşmayı iyi biliyordu. Hoşlandım. Sevdim. Öldüm. Evet tam anlamıyla 3 aşamadan oluştu. 8 ay boyunca sevgiliyidik. Sonra fiziki anlamda birşeyler yapmaya çalıştı. Çok koydu çünkü güvenim sonsuzdu. 8 ay sonra ayrıldık. Ben bu duruma rağmen yine sevdim çok ağladım. 2 hafta sonra tekrar yazdı özür dilediğini, isteyerek yapmadığını, kafasının biraz da olsa güzel olduğunu söyledi. Seviyordum, affettim. Sonra başından beri 1 buçuk yıl süren bir ilişkiye dönüştü. Herşey güzel gidiyordu. Ta ki.. Ta ki kardeşim dediğim, yediğimin içtiğimin ayrı gitmediği Dilara ile öpüşürken görene kadar.. Zaten hayatta en fazla değer verdiğim insanlardan biri olan dedemin vefatı üzerine bu olayda olunca hiç kolay olmadı kaldırması. Zaten ilk söylenen cümle bu durumlarda genelde "ben onlara ne yaptım? Bu kadar kötü ne yaşattımda karşılığı bu oldu? Ben yetmedim mi?" bunların içinden çıkamayınca psikologlara gittim. Lakin, pek bir işe yaramadı. Neyse 9. Sınıfa başladım. Artık daha mutluydum güzeldi herşey. Uzun bir süre de sevgili istemiyordum. Daha doğrusu hiç. Ama öyle olmadı. 9 ekimde biriyle tanıştım. Uzun dağınık, yumuşak ve parlak saçlarıyla, gülünce kaybolan minik gözleriyle, dizilimi Çin Seddi ile yarışacak durumda olan dişleriyle karşıma çıktı. Benimle tanışmak istediğini söyledi. Kabul ettim. Aynı gün çıkmaya başladık. Normalde hiç böyle çabuk yutulacak bir kız değildim fakat onun o güzelliği karşı konulamazdı. O beni ilk öpen, ilk elimi tutan, ilk içten sımsıkı dakikalarca sarıldığım kişiydi. O Onur'du. O vazgeçilemez , inkâr edilemez, karşı konulamazdı. Onur'la yaklaşık 43 gün çıktık ve bu 43 gün; tam anlamıyla cehennemin demo sürümü gibiydi. Ben saftirik gibi hemen sevdiğim için ne isterse yapıyordum. Hatta oyun oynuyordu benimle. Git diyordu gidiyordum gel diyordu geliyordum sonra gülüyordu. Bu yaptığı ne kadar sinir bozucu olsa da sonunda gülünce o güzel gülüşünü görünce tüm sinirim kayboluyordu.43 gün içinde yaklaşık 15 kızla-sayabildiğim 15 kişi- aldatıldım. Buna rağmen kabul ettim tamam böyle de kabul ederim dedim. Halbuki hayatımın hatasıydı yaptığım. Tek isteğim gözümün önünde yapmamasıydı bunları. Oysa ki o bunu dediğim günün ardına ilk sarıldığımız yerde başka bir kızla sarılırken gördüm. Öğle arasından sonra aynı yerde farklı kızla öpüşürken. Artık titremeler geliyordu. Gözyaşım kalmamıştı ki ağlayıp atayım bu acıyı. Sonrasında nefes darlığı başladı zaten. 43 günün sonunda bana seni sevmiyorum git dedi bitirdi. Yine ağladım. Ne sulugözmüşüm be.. Sonra 11 lerden bir çocuk girdi hayatıma ve beni önemsedi konuştuk. Onur bunu görünce yedirememiş olacak ki gelip ben değerini yeni anladım gibi cümleler kurdu. Affettim. Sonra yine hata yaptı, yine kendi gitti. Yine geldi,ben yine affettim. Bu öyle basit birşey değil. Resmen boğazına kendi ellerinle taş dizmek. 11 lerdeki çocuk yani Deniz cidden çok iyiydi. Hiç üzmüyor aksine hergün en az 4-5 tane çikolata alıyordu. Derdimi dinliyor ve teselli veriyordu. Onur bizi görmeye dayanamadı nakil verdi gitti. Duyunca otomatikmen bir çöküş yaşadım tabi. Gittikten sonra yaklaşık bir hafta ne sınıftan çıktım ne birşey yedim. Tek yaptığım herzaman ki gibi ağlamaktı. Biz Onur'la çok sevdik acıttık ama sevdik. Deniz, tehdit etmeye başlayınca mecburen birbirimizin iyiliği için uzaklaştık. Onur' la birtürlü kopamıyorduk. Hep anılarımız, ilklerimiz aklımızdaydı. Çıkarabilene aşk olsun. Lakin; Onur değişti, başkasıyla sevgili oldu. Gerçi ikimizinde hayatına yeni birileri girmişti fakat yine de birbirimizin değeri ve yeri çok ayrıydı. 10. Sınıfta bende dayanamayıp nakil verdim. Çünkü boğuluyordum. Okuldan ayrıldığımda cidden nefes aldığımı hissettim. Rahatladım. Yeni okuluma gittim ve iyi bir izlenim bırakma çabam yoktu. Zaten sınıfta belli kızlar vardı. Hani şu yeni gelen kızı ezikleme grubu oluşturan eleştiren hep bulaşan tayfa. Lakin uzak durdum çünkü eski okulumda fazlaca kavga etmiştim sicilimde bir hayli kabarıktı. Sakin olmam gerektiğini düşündüm. İlk zamanlar öyle oldum ama kızlar ileri gitti biraz bende karşılığını verdim tabi fakat hiç bir şekilde fiziki bi olaya giremedik. Neyse bu yeni okulumda Burak adında bir çocukla tanıştım. Çok şirindi. Yakışıklıydı ve dolgun kumral saçları vardı. Belki de dedim .. Belki de yeniden severim. Konuştuk ve ilerledi aramızdaki samimiyet. Ne isterse yapacak onu hiç kırmayacak böylece onu kaybetmeyecektim. Tek temennim buydu en azından.. Birgün arayıp tren yolunun oraya gel dedi. Gittim. Evine götürdü. Sonra fiziki anlamda yaklaşmak istedi. İzin verebileceğim dereceye kadar izin verdim fakat durum başka yerlere gidiyordu. Ama kırmayacaktım da. Büyük çelişki yaşadım kendimle ve o an çok gereğinden çok yaklaştık. Pişmanlıktan ağladım. Oda bana sarılıp "korkma, gitmeyeceğim"dedi ama öyle güzel dedi ki inanmayan olmazdı o ses tonuna. İnandım fakat 2 gün sonra ayrıldı. Birde üstüne üstlük arkamdan demediğini bırakmadı. Gerçi yüzüme de çok şey dedi. Hep sustum. Suç bendeydi. Taviz vermemeliydim. Canımı öyle yaktı ki o yaptığı. Ve yapacakları da yakacak gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanusun Alevleri
Mystery / Thriller"Okyanusun içinde alev alev boğulan kız." işte o kız bendim. Dışım okyanus gibi rahat huzur vericiyken içim alev alev yanıyordu. Alev alev boğuluyorum dedim çünkü okyanusun içinde alev alev yanamazsın okyanusun seni söndürür. Benim durumum farklı, b...