Yaşadıklarından mı yoksa hayata baka kaldıklarından mı, vakit öğle gibi, yarım kalmış herşeye ölüm gibi yada piç gibi kalakalmışşın ortada diyecektim hiç gibi.
Kaderin tekrardan ibaret senaryo aynı senaryo, rol aynı rol, sabah aklına gelip akşam diline düşenlerle beraber...
Allah değiştirmedi alın yazını sen karaladın içinin beyazını.
Ki zaten böyle zamanlarda hep sustun, ses tonunun anlatamadıklarını tırnaklarınla zihnine kazıdın, sağa döndün o beni anladı dedin umursanmayan oldun yine yanıldın, hıçkıra hıçkıra ağladın hangisinin eli omuzun yerine ruhuna dokundu da ferahladın ?
Sana dediler 'her yanındayım diyene güvenme' şimdi desene hangisini yanına kaçını arkana aldın?
Yada kaçından saklanıp hiçinin içinde oturup kendini aradın?
Çatırdayan yüreğinin sesinden başka herşeye yumdun gözlerini, usul usul kahroldun söyleyemedin kimselere derdini, sigara üstüne sigara yaktın, her nefeste benliğini çektin içine ama beceremedin tutmayı saldın yine kendini siyahlığının en karamsar en ulu orta yerine.
Kendini senelerce suçladın zaten, kendine senelerdir düşman gibi de baktın bazen, küçümsedin kendini içinde, yattın yatağında da aynıydın, uyumak bi kaç saat kurtulmaksa bu hayattan ebediyyen ayakta ayık kaldın.
Ama uyuyamadın, gözlerini kapadığında aklına gelen suretler yüzünden kafayı yiyeceğini sandın, öyle ki tüm organların aynı anda ağrımaya başladı, kendini avutmaya çalıştın, bi kaç belkiyle.
Bi sağa, bi sola döndün durdun, o an aklından nelerin geçtiğini biliyorum, nasıl dua ettiğini neleri sorguladığını, neleri kabullenemediğini, beraber ortak bi şeyi daha biliyoruz maalesef, kafana bastığın yastıkla kurtulamayacağın o işkenceleri.
Zoruna gitti, böyle ciğerini söktüler yerinden, yediremedin kendine, bi zaman ölüme gidiyoruz dese kafanı çevirip ardına bakmayacaklarını böylesine rezil görmek dokundu içine.
İçinde bi orman var anılardan dikilen en sevdiklerin tarafından yakılan.
Şimdi iki sigara yakıyorum birisini kendime diğerini de senin yerine 'söyleyemediklerine'...