Bölüm 2

39 4 0
                                    

Bu düşünceler fırtına süresince devam etti ama ertesi gün rüzgar dindi ve bizde buna alışmaya başladık. Ayrıca deniz tutmasının etkisi hala üzerimizde olduğu için bütün gün temkinli davrandık ama akşama doğru hava açıldı, rüzgar neredeyse tamamen dindi ve bunu gecenin eşsiz güzelliği takip etti. Ertesi sabah güneş aynı güzellikle doğdu. Artık rüzgar iyice dinmişti. Durgun deniz ve eşsiz güneş manzarası o zamana kadar tattığım en iyi andı. Bu güzel manzara eşliğinde Gökhan ile iki çay içtik ve odamıza inip uyuduk. Sabah kalktığımızda deniz tutmasından eser kalmamıştı, aksine çok neşeliydik. Denize bakıp o azgın dalgalar nasıl oldu da böyle döndü hayret ediyordum. Güvertede boş boş dolaşırken yanımıza küçük yaşlardan beri denizlerde olan Kaptanın oğlu Ahmet geldi. Omzumuza dokunup ''Naber beyler? Malum dünkü ufak esintiden korkmuşsunuzdur eminim''. Gökhan ''Ufak bir esinti mi dedin? Bu korkunç bir fırtınaydı''. Bende onla aynı fikirdeydim. ''Fırtına mı? Siz fırtına görmemişsiniz be'' dedikten sonra bize bira ikram etti. Teşekkür ederek geri çevirdik.

Denize açılmamızın 6.gününde Brezilya sahillerine iyice yaklaşmıştık. Rüzgar tersten estiği ve havada durgun olduğundan demir atıp 3-4 gün beklemek zorunda kaldık. Rüzgar çok sert esmeye başlamıştı neyse ki bulunduğumuz sular bir liman kadar güvenliydi. Çapamız çok sağlam, adamlarımızda çok cesurdu. Hiçbir tehlikeye karşı ufak bir kaygı taşımıyor zamanlarını çay içip türkü söylemekle geçiriyorlardı ama 3. Günün sabahı rüzgar arttı. Gemi mümkün olduğunca hafiflesin diye gereksiz şeyleri atıyorlardı. Öğle üzeri deniz iyice kabardı, gemimiz kıç tarafına doğru yatmaya başladı. Güverte birkaç defa suyla doldu.

Bu sefer korkunç bir fırtına kopmuştu. Ahmet'in suratında bile korku ve şaşkınlık görmeye başlamıştım. Kaptanın kamarasından çıkıp yanımızdan geçerken ağzından ''Allah'ım bize acı, burada boğulacağız''gibi mırıldandığını duyduk. Bu kargaşa içinde odamızın içinde kıpırdamadan yatıyorduk. O an ne hissettiğimi kelimelere dökmek imkansız. Birinci fırtına gibi bunu da atlatırız diye düşünüyorduk. Ama kaptanın mırıldanmalarını duyunca dehşete kapıldık. Ayağa kalkıp pencereden baktım. Daha önce hiç bu kadar kasvetli bir manzara görmemiştim. Denizdeki kocaman dalgalar her 2-3 dakikada bir üzerimize boşanıyordu. Genel olarak olayları gözden geçirdiğim zaman etrafımızdaki korkunç manzaradan başka bir şey göremedim...

LodosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin