Bölüm 5

36 2 0
                                    

Gözümü zor da olsa araladığımda sırtımda kızgın kumları hissettim, ardından gözümü sertçe ovuşturarak doğruldum. Karadaydık! Brezilya sahillerinde olmalıydık!. Yok, hayır bu işte bir terslik vardı, burası sahilse neden hiç insan yoktu!?. Bardağın dolu tarafına bakmaya çalıştım, ne de olsa karadaydık o uçsuz bucaksız okyanusta değil. Can yeleğimin kollarını çözerek kendimi yeniden sıcacık yumuşak kumlara bıraktım. Yaşadığım rahatlama hissi gerçekten anlatılması imkansız bir şeydi. Uyandığımda alaca karanlık olmuştu. Gökhan'da yanımda kendinden geçmişcesine uyuyordu. Dinlenmişliğin verdiği enerjiyle yattığım yerden kalktım ve Gökhan'ı uyandırmaya çalıştım.

"Lan Gökhan kalk karadayız.... Off kalksana oğlum!"

"..."

Yok, uyanmıyordu bu sefer sertçe dürttüm. Sonunda uyandı ve doğruldu. Karaya ayak bastığımızı görünce istemsizce bir kahkaha attı. Gülerken ağzından da bir dolu deniz suyu boşalmıştı. Uzun uzun esnedi, yaşaran gözlerini sildikten sonra,

"Çok susadım, boğazım kupkuru a*ına koyayım!"

"Ben de çok susadım da neredeyiz biz oğlum?, suyu nereden bulacağız?.

Sırılsıklam gömleklerimizi çıkarıp sıktıktan sonra kuma serdik.

" Mantıklı düşünmemiz lazım hemen paniğe kapılmayalım" diyerek sessizliği bozdum.

"Ee peki şimdi planın ne?"

"Yüksek bir yer bulup nerede olduğumuzu görelim ilk önce"

Sahilden ormanlık alana doğru ilerlerken önünüzden bir akrep geçti. Ne kadar huylansamda üzerinde fazla durmadım. Bunaltıcı sıcaklığın üzerine susuz halimizle sık palmiyelerin arasından yüksek bir tepe ararken bir de bunun üzerine bir karış büyüklüğünde sivrisinekler eklenince yürümeyi imkansız kıldı. Hemen aklıma bir belgeselden öğrendiğim yöntemi uygulamak geldi. Yere eğilerek biraz balçık alıp yüzüme ve vücuduma sürdüm. Gökhan'da benden sonra aynısını uyguladı. Fark bariz di. Sivrisinekler def olup gitmişti. Bir nebze olasa da rahatlamıştık. En niyahetinde sık palmiyeler arasında bir tepeyi gözümüze kestirdik.

LodosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin