İçimde oluşan boşluğun tarifini yapmak, ona bir isim koyarak hafifletmek inanın bana mümkün değil.
Yıllar geçmesine rağmen yaşadıklarımın detaylarını hatırladıkça tüylerim ürperir, avuçlarım terler ve gözlerimin arkasında kendini aşağı bırakmayı bekleyen arsız gözyaşlarıma engel olamam. Arsız diyorum, çünkü yerli yersiz en zayıf anımda yakalar beni, göz kapaklarımı zorlar ve kendini dışarı attığında özgürce süzülür yanaklarımdan.
Atlatabilmek için sayısız ilaçlar, toplu ve özel terapiler ve daha birçok psikolojik destek aldım. Ne kadarını atlatabildim? Yıkıntıdan bana ne kadarı miras kaldı? Ne kadar bir kısmını vücudumda bir iz gibi taşıyacağım? Hiç bir fikrim yok.. Fikrim olan tek nokta, aşık olduğum adamın acısına ve hayatımda bıraktığı o koskocaman simsiyah boşluğa asla tam anlamıyla alışamayacak olmam..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Griye Doğru -Bir Süre Askıda-
RomanceYaşadığın her şey son ile sonsuzluk arasındadır. Aşkta buna dahil. Ve bazı durumlarda hangisine yakın olduğunu bilemezsin.. Seni çeken son mudur sonsuzluk mu? Bunun bilinmeyen sarhoşluğuyla akıntıya bırakırsın kendini. Ne yaşayacağından habersiz..