- 1. Bölüm -

19 1 0
                                    

Son dakika haberi...  Hain saldırı; 20 polis şehit ! 5 çocukta yaralılar arasında ...

Olan olaylara bir anlam vermekte güçlük çekiyordum. Toplantıya küçük bir ara vermiştik. saatlerce bilgisayar başında yeni haberler peşinde koşmaktan ruhum daralmış bedenim iflas eşiğine gelmişti. Neden bu işi bırakıp daha rahat olabileceğim en azından sabah 7 akşam 7' den oluşan yemek saati ve uyku düzenimi yerine sokacak bir iş aramıyordum? Rutin çalışmak beni bayıyordu. Elimi çenemin altına koymuş yüzüme çarpan sıcak rüzgar esintisi, mavi gökyüzü ve onu takip eden uçsuz bucaksız mavi bir deniz. sahil kenarında şezlonga uzanmış elimdeki kolayı yudumlarken ...

Telefon çalar ve bütün hayaller mantık evliliği kadar saçma yerlere gidebilir. ısrarcı şekilde çalan telefonumu masadan alıp ekranda  "mom " yazısını görünce yüzümün aldığı şekil adeta kitabın son sayfasına gelen okurun yaşadığı dehşeti yüzümde barındırıyordum. 

Yani tut ki ben bu adamla evleniyorum. 

Ya sonra...

Sonrası gayet açıktı. sarp mezara bende hapishaneyi boylayacaktım. bir anlığına daldığım dehşet içeren korku filminden gerçek hayata döndüm. ve telefonumu hiç çalmamak üzere tamamen kapatmıştım. Annem'in sarpı bana savunma zırvalıklarını bir kez daha dinleyecek değildim. Elimde değerli bir haber kaynağı yoktu. Henüz medyaya görgü tanıkları tarafından yüklenen fotoğraf ve video'da. sonuca bakılacak olursa bir kaç güne kıçıma tekmeyi yemem an meselesiydi.  Kapattığım telefonu açıp gelen mesajları okumaya başladım.

sarp ;  " Bu telefon ne işe yarıyor acaba ? "

Mom:  " Baban rahatsızlandı. acilen hastaneye kaldırdık. "

Ne ??

Beynimde bir çok kötü haber başlıkları dolaşıyordu. Bir kahraman veda etmeden çekip gidemezdi.  hiç bir hikayede' de yazmazdı. Büyük bir soğuk kanlılıkla haber ajansından ayrıldım. otoparktan arabamı alıp aracı çalıştırdım. göz pınarlarım dan süzülen göz yaşlarımı torpido gözünden aldığım peçeteyle silmeye çalışıyordum. Kafamı kaldırdığımda  sarp'ın arabasından inerek yanıma doğru yaklaştığını fark etmiştim. şuan burda durup sarpın saçmalıklarını dinleyecek vaktim yoktu. arabayı çalıştırıp yolu izledim. sarpın bir anda önüme atlayıp ellerini arabanın kaputuna koyup durma mı söylediğinde. yine kendini aklamak için ne zırvalayacağını çok merak ediyordum. camımı yarıya kadar indirip " söyleyeceğini söyle yada bir ömür boyunca içinde tut olur mu." dedim ateş saçan gözlerimi gözlerine dikerek.  "Telefonlarım neden açılmıyor ? zengin bir iş adamının oğlunu telefon başında bekletmeye utanmıyor musun ? " Çok güzel tamda bu tavrı bekliyordum. insana dönüşmesini beklediğiniz bir mikroptan ancak bu kadar oluyordu işte insanımsı varlık.  " Zavallı baban ölümü beklemekle meşgul bir an önce şu nikah işlemlerini bitirsek iyi olur sevgili karıcığım. "dedi ve gülümsedi.

Ne kadar sabrede bilirim bilmiyordum. şunun küçük dağları ben yarattım  büyükler zaten vardı. edasıyla konuşmaları beni sinir etmeye yetiyordu. cama doğru yaklaşıp kafasını camdan içeri soktu ve " akıllı ol "  dedi. Neydi bu şimdi tehdit mi? peki öyleyse  "babam  hakkında söylediklerini tekrar eder misin? " dedim ve camı yavaş yavaş boynu arasında kalacak şekilde kaldırmaya başladım. sesi gittikçe kuyruğu tavan arasına sıkışmış kedi gibi çıkmaya başlamıştı. yalvarıyormuydu ? yoksa ben mi öyle algılıyordum. devam etmesini söyleyip arabamı çalıştırdım. ve yavaşça sürmeye başladım. hala akıllanmış olmayacak ki yalvarmak yerine bunu sana ödeteceğim deyip duruyordu. arabayı biraz ilerlettikten sonra ;"akıllı ol!! o beyninini benden intikam almak içinde fazla yorma. gerçi sen onuda parayla başkasına yaptırırsın değil mi? zengin olduğunu unutmuşum.  " deyip cam arasında kalan boynunu kurtarmasını sağladım. camı indirdiğimde nefes almakta zorlandığını görür gibiydim. ama bu umurumdamıydı?kesinlikle değildi. ölmesini tek isteyen bendim. elleriyle boğazını kavrayıp ovuştururken bir yandan da bana söylenip duruyordu. 
ağzından çıkan en son cümlesi bunu sana ödeticem olmuştu. bunu yapıcağından hiç bir şüphem yoktu.
Hatta fazlasıyla ödetirdi. Sabahları erken kalkıp babamın tekli koltuğunda kahvesini yudumlayıp bir yandan da gazetesini okuduğu günleri özlüyordum. Geri gelmeyecekti. Hatta babam gün geçtikçe daha kötüye gidecekti. bunun farkındaydım.
Hastaneye vardığımda Sarp'ın arabasının hastane bahçesinde park halinde görmüştüm. yanılma ihtimaliyle plakaya bir kez daha baktığımda yanılma ihtimalimin sarp'ın beyninin olmadığı gerçeğiyle  karşılaştıracak olursak yanılmıyordum. bu araba onundu.

Babamın kaldığı oda katına çıkarken sarp'ın merdivenlerden indiğini görür gibiydim. kata çıktığımda annem'in ağlayarak odadan çıktığını fark ettiğimde adımlarımı hızlandırıp annemin yanına çöktüm. "neyin var yoksa babama..."
içeriye girecekken kolumdan tutan anneme bir kez daha baktım. ve "o iyi değil mi? eğer bana söylemiyorsan..."
"baban..." dedi. ve hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştı. ailede en güçlü olan kişinin baba olduğunu söylerlerdi hep ama bizim evde en güçlü dayanıklı kişi annemdi. onu ilk kez ağlarken görüyordum.
boynuna sarılıp gerçekleşmeyeceğini bildiğim halde ümit ettiğim o iki kelimeyi kulağına fısıldamıştım. "iyi olacak. çünkü gerçek kahramanlar ölmezdi."













Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜM ORUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin