***

264 85 9
                                    

Kalabalığı geçerek ortaya ulaşmıştım. Gülüyordu bense korkmuştum:

-İyi misin?

-Elbette baksana, dedi. Kafamı kaldırdığımda kızların çığlık çığlığa Even ile tanışma çabalarını gördüm.

-Hımmmm gidelim mi?
Kolunu omzuma attı ve sürükledi:

-Ne yaptığını sanıyorsun?
Kolunu kıvırdım sanırım biraz fazla kıvırmış olmalıyım ki kıpkırmızı oldu.

-Bir daha dokunursan ölürsün.

-Tamam sakin.

-Bugün dans kursum var eğer tek gidemezsen beni burada bekle.

-Seninle gelebilir miyim?
O sırada Elif'i gördüm bana el sallıyordu onu uzun zaman önce görmüyordum aceleyle Even'a dönerek:

-Bakarız, dedim.
Hemen Elif'in yanına koştum.
Onunla uzun bir sohbet ettik ailevi meselesinden dolayı okula iki haftadır gelemediğini söyledi bende ona müdürle geçen diyalogumuzu ve Even'ı anlatım onu görmek istedi sınıfa gittik.

-Hangisi nerde?

-Aynı sıraları paylaşıyoruz.

-Vay canına çok iyimiş.

-Al sen bak o zaman

-Haha bana bunlarla gel.

Zil çaldı Elif sınıfına gitti bende sırama oturdum.
Yanına gittiğimde gülüyordu gerçekten çok güzel gülüyordu.

Dersimiz resim olmalıydı herkesin sırasının üstünde resim defteri vardı. Yıl son olduğu için kimsenin pek takmadığı bir dersti.
Hocamız Gül (uzun boylu mavi gözlü sarışın tatlı bir bayan) iyi kadın sadece resim defteri getirmemizin yeterli olacağını söylemişti.
Sınıfa baktığımda herkesin vardı benim dışında.

-Senin defterin yok mu?
Even alaycı alaycı soruyordu.

-Ben senin suratına çizmeyi düşünüyorum.

-Çok kabasın ama.

Sonrada kıkırdayarak güldü.
Gül Hoca gecikmeden geldi.
Yoklama almadan önce sınıfa göz atarken Even'ı farketti.

-Sen arkada ki kalk bakalım yeni mi geldin?
Even ise oralı bile değildi hala bana bakıyordu.
Gülmüştüm hocayı işaret ettim. Even hemen toparlandı ayağa kalktı.

-Adın ne bakalım?

-Ben adım Even

-Nerden geldin?

-İngiltere bir programla birkaç aylığına burada olacağım.
Çat pat konuşurken hoca kendini tutamadı güldü.

-Pekala, Even çok yakışıklısın resmin güzel mi?

-resim?
Fısıldayarak İngilizce tekrar ettim.

-Bilmiyorum, dedi.
Hoca tahtaya gelmesini söyledi.
Even tahtaya gittiğinde bana bakarak bir şeyler sormaya çalışıyordu ona sadece dil çıkarttım.
Bana sinirli bir bakış attı ve yönünü başka tarafa çevirdi.
Gül Hoca eline kağıt ve kalem verdi. Even ilk başta biraz düşündü ve kâğıdı karalamaya başladı.
Rezil olmasını bekliyordum açıkçası. Gül hoca yoklamayı aldıktan sonra hala Even çiziyordu.

-Evet, sınıf Even'ın iyi resim yapamayacağını düşünen el kaldırsın.

Hemen elimi kaldırdım sınıfta sadece benim elim kalktı.

-Neden Mira öyle düşünüyorsun?

-Bilmiyorum sezgisel bir şey ondan pek umudum yok hocam.

-Ya güzel olursa sınıftakiler beğenirse?

-O zaman Even'a yemek ısmarlarım.

-Tamam, Mira Even'a yemek ısmarlayacaksın.

Yerime otururken Even bana bakıyordu.
Suratında alaycı bir gülümseme vardı.
Beş dakika sonra elindeki kâğıda son kez bakıp Gül Hoca'ya teslim etti. Hepimiz merakla bekliyorduk. Resmi çevirdiğinde yıldızlara bakan bir kızı çizmişti çok güzeldi.
Herkes alkışladı benim dışımda.

-Ne düşünüyorsun Mira sanırım herkes beğendi.

Bozulmuştum.

-Evet, tahminimden de güzel olmuş tebrik ederim.

Resmi hocadan aldı yanıma geldi ve bana uzattı. Elinden aldım ve elini sıktım.

-Hadi derse geçelim bugün karikatür çizeceksiniz.

-Öğle arasını sabırsızlıkla bekliyor olacağım Mira.

-Sana çok güzel yemek ısmarlayacağım bundan emin olabilirsin.

Sinir olmuştum Even'a resmen küçük düşmüştüm.
Çizdiği resme tekrar baktığımda kendimi hayal edemeden duramadım. Gerçekten kısa sürede çok güzel çizmişti.

Öğle arası lokantaya gittik Even'la sürekli gülüp duruyordu.
Ondan intikam almalıydım. Garson geldi yanımıza siparişi ben verdim.

-İki çiğköfte birisinde acı bol olsun ama çok acı olsun bu arkadaş yabancı ülkeden geldi ve acıyı çok seviyormuş.

-Tabi efendim. On dakikaya geldi.

-Yalnız dediğiniz gibi tabakta ki çok acı dokunmasın.

-Yok, bir şey olmaz o alışkın.

Even öylece bakıp gülüyordu. Yemesi için bir şeyler söyledim.
Even bir iki lokma attıktan sonra öksürmeye başladı.
Su içiyor teni kızarıyordu. Bense gülmekten konuşamıyordum.

-Bu çok kötü su su lütfen su.

Koca bir sürahiyi kafasına dikti. Sürekli ağzını açıp nefes almaya çalışıyordu.
Lavaboya gitti döndüğünde daha iyi görünüyordu. Bense hala gülüyordum.

-İyi misin? Al su iç.

-İyi değilim çok acımış.

-Evet de acıyı sevmiyor muydun ya?

Gülmekten duramıyordum yerimde.

-Hayır, acı çok kötü. Hala derin nefes alıyordu. Parayı ödedikten sonra okula döndük. Bugünde böylelikle geçip gitti.

Sonunda dans kursuna gelmiştik Even'da geldi benimle.
İçeri girdiğimizde herkes bize bakıyordu yani Even'a birden herkes başımıza toplandı ikimize de soru yağmuruna tuttular ta ki Ayşe hoca (dans hocamız çok güzel dans ediyor Türkiye de üçüncü olmuş) gelene kadar.

-Herkes yerine geçsin çabuk çabuk.

Örnek aldığım ilk insandır çok güzel bir kadın sırf onun için başlamıştım sonrada dansa aşık oldum.
Yerimi aldığımda Meral sürekli Even'ı sorup duruyordu.
Meral'i duymakta güçlük çekiyordum çünkü gözümü Even'dan alamıyordum Ayşe hoca yanımda öyle bir bağırdı ki korkup yerimden sıçramıştım herkes gülmüştü çok utanç vericiydi...

Bugün baya figürler öğrenmiştim. Even'la beraber evine gittik beni evine davet etti kabul edemedim hem eve geç kalıyordum hem de çok yorulmuştum. Tam eve girerken arkamdan bir ses duydum.

SADECE BİR GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin