Yine ne oldu?
Hergün müdürün odasına gitmekten yoruldum.
Merdivenleri çıkmak daha da zor.Burası İzmir'in ilçesi olan Çeşme, oldukça eskilere dayanan tarihi dokusu ve en çok tercih edilen tatil merkezlerinden biri.
Kışın az sayıda turist gelir ama yaz aylarında her yer turist ile dolar.
Ve benim okulum Alaçatı Lisesi ilçenin en güzel yerine kurulu, bu yıl son senem.
Tam kapıyı çalmak üzereydim ki nöbetçi öğrenci beni durdurdu.
Onu ilk defa görüyordum bu yıl nerdeyse hiç gelmemiştim okula.
Bunun sebebi ise takıldığım bir grup var beş altı kişiden oluşuyor.
Aslında benim takıldığım grup değil o grubun lideri yani Mert.Çok yakışıklı herkesin dikkatini çekecek kadar. Bir kere gözleri masmavi saçları sarı, uzun boylu ve dar giyindiğinde kasları mükemmeldi.
Ondan çok hoşlanıyordum. Aslında herkes çok hoşlanıyor, Sırf gözüne girebilmek için bu yıl okulu astım. Okulun camını kırdım. Her şey onu etkilemek içindi.
Müdürün kapısı açıldı benim adım duyuldu yani Mira. Odaya gittiğimde Müdür Bey yani Kemal hoca
( aramız pekiyi değil ama sık sık görüşürüz. Kendisi, orta boylu, şişman ve keldi. ( tüm müdürler aynı standart olmak zorunda mı?)
siyah deri koltuğunda oturuyordu gülümseyerek selam verdim Kemal hoca hemen konuya girdi:-Mira bir haftadır nerdesin, Son senen diye mi yapıyorsun ?
-Evle ilgili problemler oldu bir sorun mu var?
-Evet Mira sınıfta kalmak üzeresin ki daha okulun bitmesine nerden baksan birkaç ay kaldı. Ve Mira okula zarar vermekten dolayı da cezalısın.
Okulun penceresini kırmıştım geçen hafta gece yarısı Mert'le iddaya girmiştik hatırlamıyordum nesine girdiğimizi ama çok eğlenmiştik. Fakat annem bunu yanıma bırakmamıştı.
-Bu sefer ne yapmam gerek?
İlk defa ceza almıyordum da.
Bir keresinde de okulu temizletmişti sebebi ise matematik hocamızın çayına müshil atmıştım beni sınıftan attığı için.
Neden attığını da pek hatırlamıyordum açıkçası biraz deli gibi davrandığım doğruydu sanırım ergenliğin verdiği bir şeydi.Eliyle arkamı işaret etti o zaman fark ettim odada benden başka biri daha vardı.
-Öncelikle sizi tanıştırayım Even-Mira Mira-Even. Onu kafamla selamladım oda aynı şeyi yapıp yabancı bir şeyler söyledi.
-Even buraya İngiltere'den öğrenci değişim programıyla geldi. Babası Türk ama annesi İngiliz Even Türkçesi pekiyi değil, çok az biliyor babası öğretmiş ve buraya ilk defa geliyor.
O zaman anladım benden istediği şeyi...