Dedektif binadan çıktı. Hızlıca arabasına bindi. Anahtarı takıp çalıştırdı. Gece vaktiydi, yağmur yağıyordu ve en kötüsüde berbat bi trafik vardı. Dedektif "umarım ilk işimdede geç kalmam" diye söylenerek gitti. En sonunda kadının tarif ettiği eve geldi. Ev bir ara sokağın başındaydı. Polisler çoktan evi sargıya almış, inceleme yapıyorlardı. Dedektif arabayı durdurdu ve arabadan indi. Bir kadın ve bir polis konuşuyordu. O olduğunu düşünerek yanlarına geldi. Polis Dedektifi görür görmez elini uzattı. "Ben şerif Osman.'' dedektif elini sıktı. Polis konuşmasına devam etti. " bu eski ev sahibi Bayan Gül hanım. Dediğine göre bu ev ailesinden yadigarmış. Günün birinde evi satıp karşı mahalleye taşınmış ama her kiracı ne zaman burayı satın alsa o gece ölüyormuş. Eve göz attık ama hiçbir iz yok. Ruh gibi gelip ruh gibi gidiyor. Eve kamera yerleştirmeyi bile denedik ama kameranın birden sinyali kesiliyor. Aylardır bu profosyonel katilin izini arıyoruz ama bi türlü bulamadık. Gül hanım sizi aramak istedi. Birde eve siz göz atabilirsiniz." dedektif kabul etti ve eve girdi. Eve şöyle bir baktı. Tuhafına giden bir şey vardı. Gül hanım evi ailesinden yadigar olduğunu söylemişti ama evde tek bir aile resmi yada portresi yoktu. Bu kadının aile geçmişine bir bakılmalıydı. Çünkü kadın yalan söylüyor olabilirdi. Evden çıktı ve ofisine gitti. İşler gittikçe garipleşiyordu ve bunun aslını kesinlikle bulmalıydı...