Kendime geldiğimde Mert başımda dikiliyordu.
"Yine ne oldu? "
" Neye ne oldu? "
" Bayılmışsın? "
Bayıldım mı? Yine mi?
" Hiç bir şey hatırlamıyorum. "
" Bu iş giderek daha çok tuhaf bir hal alıyor. "
" Öyle. " Uzandığım yerden ayağa kalktım ve oturma pozisyonu aldım.
" Sen de beni taşımaya iyi alıştın. " dedim yamuk ağızla gülümseyerek, bana bir kaç saniye bakıp cevap verdi
" Sürekli bayıldığın için alışmamak elde değil. " Dedi ama o gülümsemedi.
"Sence bana neler olacak?"
"Bir sürü tuhaf şeylerle karşılaştım şeytan, melek, cinler, periler hatta devlerle ama bir melezle ilk defa karşılaşıyorum. Üstelik sen farklısın, güçlü duruyorsun ben senin yaşındayken böyle değildim her zaman korkardım, kaçmaya çalışırdım. Gelecekte seni iyilik bekliyor, biliyorum kötülüğü, karanlığı yeneceksin. " Sadece ona baktım, ne gülümseyebildim ne de konuşabildim. Ayağa kalkıp ona sarıldım. Sadece bunu yapabildim. Onu hiç tanımadığımı biliyorum ama ona karşı hissettiğim his, benim ayakta durmama yetiyor.
"O zaman bir şeyler yapalım, büyü kitabında ki her şeyi ezberleyebilirim. "
"O kitap kötülükle dolu. Bu ilk şeytan ve senin soyundan geliyor. Onun hakkında bir şeyler bulmalıyız, bir hayat hikayesi. Amacını bulmalıyız, ne yapmak istediğini anlarsak onu durdurabiliriz."
"Efe biliyor olabilir."
"Sanmam."
"Şansımızı deneyelim."
"Ah, sen Efe ile konuşmayacaksın yani Efe konusunda biz diye bir şey yok."
"Ne? Onu herkesten dana iyi tanıyorum!"
"Baran..."
"Hayır onunla konuşmam lazım, her şeyi öğrenebilirim."
"Hay..."
"Seni oyuna getirerek bir şey yapmak istemiyorum, beni zorlama lütfen."
"Beni oyuna getiremezsin."
"Of!" Diyerek sinirlenmiş gibi yaptım.
Elbette onu oyuna getirebilirim. Kendisi zorladı. Bu gece o uyuduğunda bende Efe'yi götürdükleri yere giderim ve onunla konuşurum. Bu kadar basit, neden bu kadar sorun yapıyor ki?
"Pratik yapmalıyız, bundan sonra yenilemeyiz ve yenmek içinde çok fazla dövüş pratiğine ihtiyacın var. Benimle gel!" dedi ayağa kalkıp. Aklıma gelen ani fikirle konuştum,
"Neden büyüm ile gitmeyelim?" Dedim sırıtarak.
"Sadece bir kerelik." Dedi ve yanıma geldi.
"Elimi tut" Dedim ve elimi tuttu nefes alıp sözleri söyledim. "Buradayım, şuradayım şimdi ise oradayım. " Gözlerimi kapatıp açtım ve onun istediği yerdeydik.
"Elini tutmama gerek yoktu değil mi?"
"Hayır ama istemeseydin tutmazdın. " Dedim sinsi bir sırıtmayla.
"Her neyse, kullanabildiğin bir silah var mı?"
"Sence?"
"Anladım hadi hoşuna giden bir tanesini seç ve öğreteyim." Konuşarak yürüyorduk ve bir sürü silahın olduğu bir yere gelince durduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı; Hata (bxb)
Short StoryGeri döndü. Hayata yeniden gözlerini açan Baran, her şeyin mahvolduğunu anlar. Bazı şeyler için geç kalındı, bazı gerçekler ortaya çıktı... *"Aman Tanrım, kardeşimle mi çıktım? "* *" Bunu anlamanızı istiyorum, ben bunun için hayata geldim. Onu yo...