MERHABA!
Dördüncü bölüm ile karşınızdayım!
Hikaye nasıl gidiyor? Bu bölümden itibaren heyecanın dozunu arttırıyorum!
İnanın, yazmak için sabırsızlandım ve bir günde 12 sayfa yazdım.
Hikaye hakkında görüşlerinizi yazmayı unutmayın ve bol bol vote ve yorum istiyorum! Eğer istediğim kadar vote ve yorum gelirse yeni bölüm erken gelir^^
Sizi seviyorum, iyi okumalar ^_^
__
Dinmiş yağmur sularıyla küçük göletler oluşturmuş yolda ilerliyor, bir yandan da Başağı dinlemeye çalışıyordum.Yaklaşık on beş dakikadır aralıksız konuşuyordu.Neyden bahsettiğini tam olarak anlamasam da konuşunca rahatladığını görmek beni de rahatlatıyordu.Psikolojisi alt üst olmuştu fakat sanki kopmuş kafa görmemiş gibiydi.Güçlü kalması güzeldi, bu huyunu seviyordum.Konuşmasını yarı da keserek soluklandığı sırada okulu sokağına girmiştik.Pazar günü okulda ne yapacaksınız derseniz; çay ocağına, okulun bodrum katına inip bir gelişme olup olmadığına bakacaktık.Ne yazık ki Cuma günü Afra yüzünden buna vaktimiz olmamıştı.Başak tekrar konuşacağı sırada onu durdurdum.
-" Bu kadar konuşmak senin için bile fazla. "
Durup yüzümü incelediğinde kabalık ettiğimi düşündüm.
-" Birkaç gün önce kopmuş kafa gören bir kızım ve ayakta kalmaya çalışıyorum.Çok konuşmam normal değil de ne acaba? " diyerek devam etti.Nefes almadan konuştuğu için kıpkırmızı olmuştu.Onu hiçbir gücün susturamayacağını anladığım zaman bir şeyler söylemekten vazgeçtim.
Tekrar yürümeye devam ettiğimizde okula varmıştık ki karşıdan koşarak bize doğru ilerleyen Afra ilgimi çekti.Kahretsin! Biz ona gelme dememiş miydik? İki gün önce korkudan neredeyse bayılmıştı ve şimdi koşarak okula gelmesi aptalcaydı.Yanımıza geldiğinde sıkıntıyla saçlarımı çekiştirdim.
-" Aptal! Sana gelmemeni söyledim! Neden geliyorsun ha? Yine korkmak mı istiyorsun? " diye bağırdığımda sert çıkan sesimden ürkmüştü.Yüzüne çemkirdiğimden dolayı kafasını öne eğmiş bir şekilde elleriyle oynuyordu.Bağırmakta haklıydım, gerizekalı hareketler yapmaktan vazgeçmesi lazımdı.Yanına yaklaşık her kelimenin üzerinde durarak söylendim.
-" Eve git. "
Nefesimle dalgalanan açık saçlarını izlerken Başak lafa karıştı.
-" Bir kere gelse ne olacak, o kadar gelmiş işte kız.Hem bu kadar bağırmana ne gerek vardı, hala sakin kalmayı öğrenememişsin. "
Tek bir kelimesine gülümsedim.
Hala.
" Hala sakin kalmayı öğrenememişsin. "
Ayrıldığımız günden bahsediyordu 'hala' derken.Beni gülümseten ayrılmak istediği günü hatırlamam değildi elbet.O günü hala hatırlamasıydı.Ona ayrılmak istediğini söylediğinde bağırmıştım.Çünkü bir erkek olarak onu kızdıracak hiçbir hareket yapmamıştım.Ayrılmamızı gerektirecek hiçbir bok yoktu.Ama o Başaktı işte.Mantığıyla hareket ederdi.Mantığının gerektirdiği de benden ayrılmaktı demek ki.
Başağın bakışlarının sırtımı delip geçecek cinsten olduğunu tahmin edebiliyordum.
Afranın başında dikilmeyi kesip geriye bir adım attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞLER
FantasiaOnlar, doğru olmayan bir şeyler yapacakları.Onlar, gece yarısı okula gidip öğretmenler odasundan sınav sorularını alacaklardı.Fakat her şey, sınav kağıdının üzerine düşen kan damlasıyla değişti.Kafalarını kaldırdıklarında..