Merhaba dostlarım,
Hikayeye minik bir giriş yapalım dedim. Umarım, bu bölümü seversiniz.
Medyada çok değerli şairimiz Atilla İlhan'ın yazdığı "Ayrılık Sevdaya Dahil" şiirini ve yine çok değerli sanatçımız Zuhal Olcay'ın seslendirmesi var.
KEYİFLİ OKUMALAR
~~~
11 YIL ÖNCE
Nadir anlar vardır. Sadece yaşanır, anlatılmaz. Ölüm, aşk ve ayrılık... Böyledir. Benim nadir anlarımı süsleyen anılardan biri de aşktı. Çocukluk aşkıydı. Bir diğer nadir anlarımı süsleyen anım ayrılıktı. Çocukluk aşkımla arama mesafeler girdiğinde ve birbirimizden ayrıldığımızda sadece 7 yaşındaydım.
Ve bazen, zamansız gider en sevdiğin insanlar. Kutay gidiyordu.
Pencereden baktığımda Kutayların evinden çıkan kolilerin yük arabasına yerleştirildiğini gördükçe gözümden akan yaşlara engel olamadım.
"Anneeeğğ, gidiyorlar. Gitmesin Kutay biz beraber daha çok oyun oynayacaktık anne," bir yandan ağlıyor, bir yandan konuşmaya çalışıyordum.
Annem dizlerinin üzerine çökerek boyunu benimle eşitledi. Sımsıcacık ellerini yanağımda gezindirdikten sonra eliyle akan gözyaşlarımı sildi. Ardından bana sarılıp ağlamamın dinlemesini bekledi. Hıçkırıklarımın azaldığını fark ettiğimde annemin kollarından ayrıldım ve annem konuşmaya başladı.
"Kızım, benim de yapabileceğim bir şey yok. Kutay'ın annesinin çalışması gerekiyor. İş imkânı İstanbul'da daha fazla. Bunu sana defalarca anlattım ama ben Derya lütfen ağlama," dedi annem yanıma gelerek. Bana sarıldı ve saçımı okşamaya başladı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Birden parlak bir fikir bulmuşçasına, "İstanbul'da iş imkânı daha fazlaysa babam neden orada çalışmıyor? Hadi, biz de gidelim İstanbul'a."
"Kızım benim güzel kızım, baban memur ve İstanbul şartları zor, biz bunu kaldıramayız. Burada bir yaşamımız var. Orada hiçbir şey kolay değil," dedi annem bir yandan beni üzmemeye çalışıyor bir yandan durumu anlatmaya çalışıyordu.
Annem konuştukça daha çok ağlamaya başlamıştım. Annem bu halimi görünce, "Şşt, üzülme kızım. Hadi sen şimdi dışarı çık, Kutay ile vedalaş. Ben de geleceğim Nevin Teyzenden helallik isteyeceğim."
Nevin Teyze ile annem liseden beri yakın arkadaşlardı. Hatta düğünleri aynı gün olmuş ve ikisi de aynı zamanda hamile kalmış.
"Gerçekten çıkabilir miyim anne? Ama henüz ödevlerimi bitirmedim," dedim az önce ağlayan sanki ben değilmişim gibi.
Annem "Tabii ki çıkabilirsin Deryacığım, bugünlük izin veriyorum sana. Gelince yaparız ödevlerini" der demez atladım boynuna ve "Aslan annem benim," dedim. Bunu demem annemin gülümsemesine sebep olmuştu. "Hadi! Deli kız bekleme burada git, arkadaşınla vedalaş." dedi ve ardından ekledi. "Deryacım, vedalar canını sıkmasın yine buluşabilmek için bir hoşça kal gereklidir, kızım bunu unutma," dedi annem.
"Tamam anneciğim," dedim odama doğru koşarken.
Odama gelince hemen çekmecedeki tarağı aldım ve aynanın karşısına geçip saçlarımı taramaya başladım. Bütün bunları yaparken annem peşimden gelmiş ve odamın kapısının eşiğinde durmuş ve kollarını birbirine bağlamış gülümseyerek beni izliyordu. Kutay'a güzel gözükmek istiyordum. İşimi bitirir bitirmez dantelli beyaz çoraplarımı ayaklarıma geçirdim. Daha sonra kapıda duran ve okula giderken giydiğim kırmızı fiyonklu ayakkabımı giydim.
Kutay karşı kaldırımda yalnız oturuyordu. Kaldırımın kenarında mavi oyuncak arabasını sürüyordu. O, orada otururken de diğer abiler eşyalarını arabaya yüklüyorlardı.
"Kutay?" dedim sesim biraz kısık çıksa da beni duymuştu.
"Efendim Derya?" dedi Kutay bana gözlerini açarak bakarken.
"Gidiyormuşsunuz," dedim üzgün bir şekilde. "Evet Derya, gidiyoruz," diye yanıtladı beni.
Annem dedi ki, "Orası çok daha güzel bir yermiş." Ben de dedim ki, "Burası arkadaşlarımın olduğu bir yer buradan da mı güzel?" dedim anneme. Annem bana, "Hayır." dedi. Oraya gittiğimde buradaki gibi dışarı çıkamayacakmışım. Buradaki gibi dışarı çıkıp geceleri su savaşı yapamayacakmışım ama buradakinden çok arkadaşım olacakmış. Ben daha çok arkadaş istemiyorum ki. Ben seni, Zeynep'i ve Murat'ı istiyorum." dedi dudaklarını büzerek.
"Üzülme Kutay, bunları yapamasan orada da arkadaşların olacaktır." desem de onun üzüntüsünü geçiremeyecektim. Bunu biliyordum ama yine de onun üzülmesini istemiyordum.
"Sen yoksun ama Derya," dedi Kutay gözleri dolmak üzereydi.
Annem dedi ki, "Vedalar canını sıkmasın yeniden buluşmak için bir hoşça kal gerekliymiş," demiştim Kutay'a.
"Yaa, o zaman hoşça kal Derya," demişti gözlerimin içine bakarak Kutay.
"O zaman sözümüzü de bozmayalım," dedim.
"Söz, ben büyüyünce seninle evleneceğim Derya." Anlamıştı neyden söz ettiğimi.
"Ben de seninle," dedim karşılık olarak.
Elindeki mavi oyuncak arabasını bana doğru uzattı Kutay.
"Al, bu senin olsun. Bir gün beni unutursan buna baktıkça beni hatırlarsın." dedi Kutay incecik masum sesiyle.
"Ben seni unutamam ki Kutay," diye karşılık verdim ona ve ardından ekledim "Kendine iyi bak, görüşürüz."
"Sen de kendine iyi bak Derya," deyip hemen ardından bana sarıldı ve uzun bir süre öylece kaldık.
Bu birbirimizi son görüşümüzdü.
Ya da biz öyle sanıyorduk...
Bölüm sonu
♥️♥️♥️
Eski adıyla ilk yayınlanma tarihimiz 24 Nisan 2015 ve ben bugün yeni adıyla tam 7 sene sonra yeniden düzenlenmiş haliyle yeniden yazıyorum. 14 Yaşında yazdığım bu hikaye o zaman çok sevilmişti. O zamanlar aşırı klişe ve aşırı saçma olaylar vardı. Ve bildiğiniz gibi de ben şu an 21 yaşındayım ve karakterim de kalemim baya gelişti. Şimdi de daha çok seveceğinizi düşünüyorum. Umarım yanılmam ve umarım sizi de yanıltmam.
Ve biliyorum bu bölüm biraz kısa oldu dostlarım. İlk bölüm olacağı için biraz kısa tuttum ve bu bölümde eski olaylar var. Sol alt köşede bulunan turuncu yıldıza basmayı unutmayıp, o güzel yorumlarınızı esirgemezseniz benden, çok mutlu olurum.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın...
Sizleri seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTMA BENİ
Teen FictionGiriş butonuna bastığında ekranda yazan sonuç ile çığlığı bastım. "Anneee, kazanmışım İstanbul'a gidiyorum." "Tebrik ederim canım kızım" diyerek sarıldı kızına. "Hemen gidip bavulumu hazırlamalıyım." diyerek odasına koşturdu Derya. İşte her şey böy...