Bölüm 5-6

136 4 1
                                    




Furkan salonda oturmuş öylece duruyordu. Öğlen saatleriydi fakat tüm perdeler kapatılmış içerisi gece karanlığına bürünmüştü. Ortalık çok dağınık ve düzensizdi. Günlerdir temizlik yapılmadığı apaçık belli oluyordu. Furkan karanlıkta sadece bir siluet olarak görünmekteydi. Uzanıp hemen önünde ki sehpadan sigarasını almış ve yakmıştı. Çakmaktan çıkan alev şimdi yüzünü tam olarak aydınlatmaktaydı. Gözaltları tamamen çökmüş ve mosmordu. Anlından süzülen boncuk, boncuk terler oldukça çoktu. Hastanede gözlerinin önünde kaybolan bebeğin olayının üstünden tam on beş gün geçmişti. Kâbusları daha da artmış ve sıklaşmıştı. Artık gündüz uyanıkken bile kâbus görebiliyor sesler duyabiliyordu. Son iki gecedir de tek damla uyuyamamıştı bu nedenle de yıllık iznini kullanmış dinlenmeye çalışıyordu. İlaç kullandığı için orucu kazaya bırakan Furkan günlerdir namaz da kılamıyordu. Ne zaman namaza dursa aklına bebek ve rüyası geliyor her secdeye kapandığında "Kurtar, kurtar!" diye sesler duyuyordu. Korku dolu sesler öylesine etkili ve ürkütücüydü ki Furkan namaz kılmaya dahi korkuyordu. Evin her tarafından sesler yükselmekteydi. Duvarların içi hayaletlerle dolu gibiydi. Her yerden fısıldanmalar ve gülüşmeler yankılanıyordu. Sanki Cinler onun bu halini izliyor ve mutlu bir şekilde onun erimesiyle dalga geçiyordu. Her ses gelişinde Furkan o yöne dönüp sesin izini sürüyordu ama hiçbir şey göremiyordu.

Daha sigarasından ikinci nefesi almıştı ki kapı çalınmaya başlamıştı. Furkan öylesine halsiz ve güçsüzdü ki kapıyı duymazlıktan geliyordu. Israrla yumruklanan demir kapı evin içinde büyük bir iniltiyle yankılanmaktaydı. Kapıyı ısrarla çalan iş arkadaşı Ali sonunda seslenmeye başlamıştı.

"Furkan. Furkan alo oğlum aç kapıyı be! İçeride olduğunu biliyorum hadi aç şunu"

Furkan ısrarcı arkadaşının kapıdan çekilmeyeceğine kanaat getirmişti. Zorlukla yerinden kalkarak kapıya doğru dar ve kısa koridoru geçmişti. Kapıya geldiğinde Ali'nin yumrukları sanki beyninin içinde patlıyor gibi olmaya başlamıştı. Sonunda kapıyı açan Furkan bir anda gün ışığına maruz kalınca hemen elleriyle yüzünü kapamıştı. O kısa zaman diliminde Furkan'ın yüzünü gören Ali arkadaşının haline oldukça şaşırmıştı. Sararmış yüzü korkunç bir görüntü ortaya çıkarıyordu. Furkan birkaç günde neredeyse on yaş yaşlanmış gibiydi. Hemen içeri giren Ali ayakta durmakta zorluk çeken arkadaşının koluna girerek salona doğru ilerlemişti.

ikili salona geldiklerinde Ali onu hemen çekyata oturtmuş ardından da tüm perdeleri ve pencereleri açarak içeri ışık ve temiz hava girmesini sağlamıştı.

Ali "Furkan oğlum bu ne hal? Ne olmuş sana? Diyerek arkadaşının durumundan duyduğu endişeyi dile getirmişti.

Furkan eliyle ona sakin ol der gibi bir hareket yaptıktan sonra konuşmak için tekrar gücünü toplamaya çalışmıştı.

"İyiyim Ali sadece biraz yorgun ve uykusuzum o kadar. Geceleri pek uyuyamıyorum da" 

diyerek onu sakinleştirmeye çalışmıştı. Ali onu süzerken anlattıklarına hiç inanmamış görünüyordu. Bu hal sadece basit bir uykusuzluk asla olamazdı. Kolundan tutup iri cüssesiyle Furkan'ı ayağa dikmişti. Genç adam ne kadar itiraz etse de Ali'nin onu dinlemeye hiç niyeti yoktu. Arkadaşının üzerine bir ceket verdikten sonra onu evden çıkararak hastaneye götürmüştü. Furkan bir şeyler anlatmaya çalışsa da sonunda kendini doktorun karşısında bulmaktan kurtulamamıştı. Kendi çalıştığı hastanenin doktoru tarafından muayene edilen Furkan oldukça sağlıklı çıkmıştı. Sadece uykusuzluk ve yemek yiyemediği için vitaminsiz ve güçsüz düşmüştü o kadar. Ali ve diğer arkadaşları bu haberi alınca oldukça sevinmişlerdi. Herkese iyiliği dokunan Furkan'ın arkadaşları arasında oldukça saygın bir yeri vardı. Doktor Furkan'a bir iğne yapmış ve uyku düzeni ile yiyip içmesine dikkat etmesi konusunda sıkı sıkıya tembihte bulunmuştu. Doktorun odasından çıkan Ali ve Furkan hastanenin çıkışına doğru ilerlemekteydi. Furkan arkadaşlarına tek, tek teşekkür ettikten sonra eve gidip dinlenmek istiyordu fakat Ali'nin onu yalnız bırakmaya hiç niyeti yoktu. O gün kendi de oruçlu değildi ve Furkan'ın koluna girip onu yemeğe götürmek istemişti. Furkan gitmemek için dirense de Ali'nin onu dinlemeye hiç niyeti yoktu.

LOHUSA "Ümmü Sübyan"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin