♡2♡ "Matem"

80 6 15
                                    


Pera - Veda Busesi'ni dinlemenizi aşırı tavsiye ediyorum😊

"Anladım ki cenazeler ölüler için değil ,geride kalanlar içinmiş."

Babamın cenazesi kaldırılırken kafam eğik bir şeylere odaklanmaya çalışıyordum çünkü bakarsam kendimi tutamayacağımı biliyordum. Bakmamak için o kadar çaba göstersem de kafamı yukarı kaldırıp babamın tabutu yanında durup dua eden adamlara gözüm kaydı. Sanki 18. Yaşıma 1-0 yenik başlamıştım. Dün narkozu verip bayılttıklarından sonra sabah kendimi Mevsim Hanımın evinde bulmuştum. Mevsim Hanım dün hastaneden beni almaya gelmiş ve kendi evine getirmiş, kendisi babamın iş arkadaşıydı aile olarak görüşürdük. Dul bir bayandı, eşi yıllar önce ölmüş,bir tane benden 1 yaş büyük bir oğlu ve 5 yaşında da bir oğlu vardı. Babamla abla kardeş gibi büyümüşlerdi, birbirlerinin tek destekçileri yine kendileriydi. Kendimi bildim bileli Mevsim Hanım bana annemin yokluğunu hissettirmemeye çalışmıştı ve babama bir çok akrabamızdan daha yakındı ,haliyle bana da. Halalarımın yüzündeki sahte gülücük o kadar belliydi ki, oldum olası onları sevmezdim. Amcam ise paragöz bir adam olduğu için zamanında dedemin şirketi için babamla çok kavga etmiştir,babam o şirketi istemediği halde. Bir tek babannem ve dedemi severdim baba tarafından onlarda İzmir'de kaldıkları için çok az görüşürdük.

Yaşam; fırtınanın geçmesini beklemek değildir.
Yaşam; yağmurda dans etmeyi öğrenmektir...

~ Osho ~

Peki ben bu yağmurla dans edebilecek kadar cesaretli miyim? Yoksa Fırtınanın geçmesini bekleyecek kadar çaresiz miyim? Şimdiden çaresiz olduğumu kabulleniyorum aslında ama bir şey var ki içimde bir yerlerde cesaretli olmam gereken bir fısıltı var duyuyorum. Karar veremiyorum, boşluğa düşüyorum.

Sustuğum şeyler var;hiç konuşamadıklarım. Ve içimde kaybolup giden insanlar.. Eskisi kadar kafama takmasam da bazı şeyleri; Bazen yine de içimin almadığı haksızlıklar .. Ben solumu sevdiklerime,yolumu ise Allah'a bıraktım. O ki varacağım yeri benden iyi bilir. Ve biliyorum ki sabreden kullarına en hayırlısını verir.

Susuyorum, içimdeki acıyı dışa vurmak istemiyorum çünkü ne kadar bağırsam da sesimi duymayacaklar. Anlamayacaklar içimde olan acıyı. Bağırışlarım, feryatlarım, kelimelerim hissettiğim duygunun yanında bir hiç kalacak ve onlar zerre anlamayacaklar. Ben bağırdım onlara, onlar sağırdı bana. Cenaze bittiğinde herkes evine dönmek için ayrılıyorlardı biz de Mevsim Hanım ile arabayla mezarlığın yolunu tutuyorduk. Yoldan geçerken bir çiçekçinin önünde durarak çiçek almak istiyorum fakat biliyorum ki ne kadar çiçek alırsam alayım o çiçek bir gün solacak. Karar değişikliğiyle bir manolya fidanı alıyorum, babamın en sevdiği çiçek... En azından toprağına ekerim.Babamla beraber olur, onu hiç yanlız bırakmaz. Tekrar Mevsim Hanımın yanına oturuyorum, arkadaki Ozan'a kayıyor gözüm ve yanında oturan daha hayatla tanışmamış,zorluklarıyla mücadele etmek zorunda bırakılmamış Ayaz'a.Daha çok küçük ve masum o, elinden oyuncağı alınınca ağlayan bir çocuk,belki o da babasını kaybetmişti ama onu anlamayacak ve o acıyı hissedemeyecek kadar küçüktü. Büyüyünce hayatın toz pembe olmadığını anlayacaktı, maalesef.

Geldiğimizi Mevsim Hanım'ın arabayı durdurmasıyla anlamıştım. Daha fazla geç kalmak istemiyorum mezarlığa, daha fazla oyalanmadan babamın ne olur ne olmaz diye geçen ay aldığı aile mezarlığımıza baktım. İçine mi doğmuştu bilmiyorum ama annemin mezarının yanına bir mezar daha yaptırmıştı, bir şey olursa bana beni buraya gömün diyordu. Bir diğer vasiyeti de "Eğer gün gelir sende benden sonra vefat edersen kızım , seninde yerin annenle bizim yanımızdır. "demişti. Babam bir aydan beri hep ölümle ilgili şeyler söylüyordu, içine doğmuş olamaz. Tuhaf bir çelişkiyle bana geçen hafta evimizin içinde bulunan paralardan söz etmişti, ona bir şey olursa yapmam gereken şeyleri tarif etmişti tek tek. Hayır, hayır olamaz. Bu bir tesadüf olamaz. Babam o kadar usta bir sürücüydü ki, kaza anında çarptığı yeri görmesem babamın bir anlık boşluğuna gelmiştir derdim ama o kadar imkansız ki. Bu işin içinde bir şey vardı.Bu babama hazırlanmış ve planlı olan bir cinayetti. Ben Derin Günersem bunun bir kaza olmadığını aslında bir cinayet olduğunu kanıtlayacaktım, her ne pahasına olursa olsun.

《¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤》

Herkes babamın mezarına çiçek dikerken bende aldığım fidanı dikiyordum. Kafama koymuştum, babamın ölümü kasıtlıydı ve bunu yapan her kimse bunun bedelini çok fena ödeyecekti. Aklıma babamla geçirdiğimiz günler doluşmaya başladı. Beni parka götürüşü ve hala çocukmuşum gibi beni sallaması en güzeli de benimleyken onun da çocuk olup benimle birlikte sallanması, uyumadan önce alnımdan öpüşü ve "Seni öperken dudağın yerine alnını tercih eden erkeği sev." deyişi. Ah be babam kimse senin gibi öyle masum şeyler düşünmüyor ki, öyle adamlar yok babam.

"KULAĞIMDA HALA SESİ,BANA BİR VEDA BUSESİ BİLE BIRAKMADAN GİTTİ. GİDİŞ O GİDİŞ ..."

Son bir kez göremeden , ona has içimi ferahlatıp bana huzur veren kokusunu bir daha içime çekemeden gitti, gidiş o gidiş.

Az önce..
Demin..
Bir kaç nefes daha alıp verdik..
Çok şükür hala,
Alacığımız var hayattan..
Nefese nefes.
Ete kan gerek!
Bana sen.

Ferşad Gajutti

Bana sen gerek babacığım, bana sen. Bana her zaman yanımda olabilecek bir direk gerek, beni koruyabilecek bir adam gerek, benim ilk aşkım olan ve hep öyle kalacak biri gerek...

"Öncesi yok, sonrası yok sanki hepsi hayaldi. "
Hepsi hayal gibi babacığım; kazanın olması , ellerimin arasından kayıp gitmen ve benim hiçbir şey yapamamam...

~AMA SANA SÖZ VERİYORUM NESİM GÜNER KATILINI BULACAĞIM VE ONLARA O KADAR AĞIR CEZALAR VERECEĞİM Kİ BENİMLE GURUR DUYACAKSIN ~

Sudan Bıkmış BalıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin