Dolunay-2

55 8 2
                                    

Şuan otobüste hüzünlü bir yolculuktan yazıyorum nasıl oldu gerçekten hiç bilmiyorum.Vote butonuna basarsanız sevinirim...

Bu bölüm arkamdan ağlayan kuzenlerime yani benim hitabımla kuzişlerime gelsin. Sizleri çok seviyorum ...

...£da Ablanız ... ;-§

««CANDRA»»

Kalbim dışında ,vücudum suyu benimsemiş ve içimdeki yangın sönmüştü.

Dolunay tepede yerini almaya başlamıştı.

Benim için tam bir eziyet olan gün sona eriyordu.

Yarın yeni bir başlangıç yapıcaktım.Liseli bir kız olacağım ve normal insanların hayatına gireceğim; bu da benim için sıradan biri olmanın ilk adımıydı. 

Adam'ı düşünmemek için yarını planlıyordum ama o mükemmellik abidesi yüzü ,yüzerken kapattığım gözlerimin önüne gelip duruyordu.

Evet,yüzmek beni rahatlatıyordu ama rahatladıkça daha çok Adam'ı düşünüyordum.

Belkide yüzmeyi bırakıp acı çekmeliydim.Böylece Adam'ı bir kenara bırakıp,mühürlenmememin bedelini öderdim.

Suyun altından yüzerek kumsala yaklaştım.Yavaş yüzüyordum;çünkü bir yanım aptal bedel ödemek zorunda değilsin diye bağırıyordu.

Ayaklarım yere değecek kadar yüzdüğümde,suyu yararak yürümeye başladım. 

Ay ışığını bedenimde hissedebiliyordum. 

Sanki ışınlar vücudumu tek tek delip geçiyordu.Bu acıyı ilk defa hissetmiyordum ama her dolunayda hissetiğim acı diğerinden daha fazlaydı.

Kıyıya geldiğimde tenim uyuşmuştu.Üzerime çantamdaki incecik mini ve toz pembe elbeseyi geçirip etrafa bakınmaya başladım.

Aslında gözlerim dev ulu kurtları arıyordu ve onları tek bulabiliceğim yer olan ormana doğru yürümeye başladım.

Dolunayda duyularım daha da güçleniyordu ve ilerledikçe kan kokusunu alabiliyordum.

Yani bu da avlarını bulmuşlar demekti.

Kokuyu takip ederek ormanda yürümeye devam ettim.

Kocaman ağaçların uzun dallarından ay ışığı zor geçiyordu.

Bu da acımı biraz da olsa dayanılır kılıyordu.

Kan kokusu artık o kadar yoğundu ki rahatsız olmaya başladım.

Yakınlarda bir yerde gölet olmalı hissedebiliyorum.Bu da kan kokusundan dolayı kusmamı önlüyor.

Sonunda bizim kızıl kurt Radolf'u buldum. 

O kadar büyük ki uzaktan bile onu seçebiliyorum. 

Sanırım avına odaklanmış teprenmeden bir yere bakıyor.

Ah hayır! göletin kenarında suyu izliyor.

Yanındaki de Albert mı? 

Evet evet iki kafadar karınlarını doyurup kafa dinliyorlar.

Canlarım!

Sessizce yanlarına gidip korkutsam mı acaba? 

Biraz eğlenelim ne zamandır şakalaşmıyoruz zaten...

Sesizce ilerleyip gölete girdim.Suyun altında yavaşça yürümeye başladım.

Suda boğulmuyorum ,nefes bile alabilyorum hatta suyun altındaki basınçtanda etkilenmiyordum.

Su bağı bazen işe yarıyor...

Suyun altında onların tam karşına geldiğimde durdum çünkü birilerine bağırmaya başlamışlardı.

Göletin dibinde Radolf'un bulunduğu taraftan uzaklaşıp karşı kıyıya doğru yürümeye başladım aksi taktirde Rad beni hissedebilirdi. 

Ne kadar uzak o kadar iyiydi. 

Şanslıydım çünkü gölet enine uzundu.

Onlardan bayağı bir uzaklaşsamda seslerini duyabiliyorum.

"Sizi kurtamak aptallıktı !" 

Bağıran Rad'dı.

"Sizin derdiniz ne? Bir aptallık yaptık deyip duruyorsunuz gelin ne duruyorsunuz gelin ,gelin hadi ! HADİ!" 

Bu çıldırmış gibi bağıran sanırım Oswald'dı.

"Biri ne olduğunu anlatabilir mi artık ,Hey beni duyuyor musunuz siz ikiniz ! Neden kavga ettiğinizi söylicek misiniz? Saçma bir şeyse sadece Albert mı nedir onu halledip eve dönücem diğeri için manikürümü bozmaya değmez!" 

Bu kesin Fae'ydi...

"Bende bilmiyorum Albert birden yakama yapıştı !" 

Adam'ın sesi bu .Adam'ın sesi.Adam' dı. Evet Adam bu...

Albert Adam'ı mı dövücekti? 

Neden? 

Asla ! 

Radolf hırlamaya başladı.Bu da saldıralım demekti.

Onlar üç kişiydi. Biz yani kardeşlerim iki kişiydi ama göletten güç alan Radolf beş kişye bedel.

Uyanıklık yapıp göletin yanında dövüşüceklerdi.Bu da bizimkilerin lehine ...

Mühadele etmeliydim ama nasıl? 

Nasıl ? Nasıl ?Nasıl ?

Tabi ya eski taktik dalga ve savur!

Kafa mı yukarı kaldırıp duruma baktım kimsede hasar yoktu hepsi dövüşmeyi iyi biliyordu.

Zavallı Adam'ın karşısında Radolf vardı.Bu çocuk şimdi daha çok gözüme girdi.

Dolunayda Radolf gibi beş adama bedel ve kocaman bir ulu kurtla dövüşüyordu.

Acaba neden?

Kavgayı başlatan Albert'ta Fae ve Oswald'ı idare ediyordu. 

Kötü bir şey olmadan dev bir dalga oluşturdum ve hızla onlara fırlattım .Hepsi beklenmedik bir şoka uğrayıp etrafa saçıldılar .Daha doğrusu yere çakıldılar.

Başka bir dalga daha yaptım. 

Bu benim içindi.Usta bir sörfçü gibi dalganın tepesine çıktım ve dalgayı kıyıya doğru yönlerdirdim.

Hepsi bana hayretle bakarken ben de dalgadan göletin kıyısına havalı bir iniş yaptım.

Hepsi hala çakıldıkları yerden bana bakıyordu.

Radolf bana aptal bu yeteneği kimse bilmemeliydi anlamında sinirli sinirli bakıyordu.

Albert sen burda olmamalıydın anlamında bakıyordu.

Diğer üçüde bu da neydi şimdi diye beni süzüyorlardı.

Ah en güzel Adam bakıyordu. 

Vücuduma bakan Oswald'ın aksine gözlerime bakıyordu.

Ama bu bakış beni ay ışığından daha çok yakıp kavuruyordu. 

İçten içe eriyordum.

Kendine gel Candra !Kendine gel ! 

Tamam şimdi ,hadi havalı bir şey de 

"Sizin derdiniz NE!"olmadı ama başka bir şey bulamadın mı aptal! 

____ 

Votelarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

YENİ DÜNYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin