Bölüm 14

4 2 0
                                    


''Banu ben seni yakından tanımak istiyorum. Eğer sende istiyorsan tabi. Hemen cevap vermeni beklemiyorum. Düşün, kararını ver ve bana mesaj at. İyi Akşamlar.''

Mesajı okuyunca ne diyeceğimi şaşırdım. Bir tarafım 'evet' diyordu bir tarafım ise 'hayır' diyordu. Hayır diyen mantığım, evet diyen ise kalbimdi. Önceki ilişkimde kalbimi dinledim ve pişman oldum ama her zaman pişman olacağım diye bir şey yok ki. Peki, yine olursam? Ne yaparım ben? En iyisi düşünmek. Hem Eylülle de konuşurum. O bana akıl verir.

Üzerimi değiştirip pijamalarımı giydikten sonra yatağıma girdim ve uyumaya çalıştım.

Sabah o alarmın iğrenç sesiyle uyandım. Dün yaşadıklarım aklıma gelince bir düşünce kapladı aklımı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerimi değiştirdim ve kahvaltıya indim. Kahvaltıdan sonra Begümle okul için evden çıktık. Hava hafif yağmurluydu. Olsun hem yağmuru seviyorum hem de düşünmeye ihtiyacım vardı. Ben yürüyerek gidecektim Begüm ise çabuk hastalandığı için onu Salih ağabey götürecekti.

Yağmur çok güzel yağıyordu. Bir sürü şey anlatıyordu benim için. Düşünmeye başladım. Acaba ne cevap vermeliyim Berk'e. Evet desem beni mutlu edebilir miydi? Ya o da terk edip giderse ben iyice yıkılırdım ve bir daha toparlanamazdım. Okulun olduğu sokağa döndüm ve önümü biri kesti. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda Alper'in o iğrenç yüzünü gördüm. Hiçbir şey söylemeden diğer tarafından geçecektim ki önümü yeniden kesti.

''Ne istiyorsun Alper?'' dedim.

''Beni bir dakika dinle lütfen.''

''Ne o beni tehdit etmiştin. Elinden geleni yapacaktın. Bu mu elinden gelen? Korkağın tekisin. Hep böyleydin zaten. Seni affetmeyeceğim. Anla bunu. Sakın bir daha karşıma çıkma.''

''Çıkarsam ne olur Banu?''

Onu dinlemeden yoluma devam ettim.

''Bu burada bitmedi Banu. Kendimi sana affettireceğim. Ya güzellikle, ya da zorla.''

Arkamdan dedikleri kanımın donmasına sebep oldu. Ama korktuğumu belli etmedim. Belli edersem o kazanmış olur ama bu sevinci ona tattırmayacağım. Okula yürümeye devam ettim. Beş dakika daha yürüdükten sonra okula geldim. Sınıfa girdiğimde Eylül sınıftaydı. Hemen düşünceli olduğumu anladı.

''Canım neyin var? Düşünceli görünüyorsun.''

Ben de dünkü olanları anlattım. Berk'in tanışma teklifini falan.

''Biliyorum sen istiyorsun ama güvenemiyorsun. Ama herkes Alper gibi olacak değil ya. Belki bu çocuk çok iyi. Belki seni mutlu edecek veya mutlu edemeyecek bunu bilemeyiz. Her şeyi zaman gösterir. Yaşayıp öğrenmen lazım.''

Her zaman ki gibi mantıklı konuşmuştu. Az da olsa bir yolda ilerlememi sağladı dedikleri.

''Teşekkür ederim canım. ''


 

AŞKIN İLK YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin