Günler sonra ilk defa bu kadar mutlu uyandığımı hisseder gibiydim, önümde ki kahvaltı tabağına bakıp bakıp sırıtıyordum durduk yere. Erkeklerden nefret eden ben, neler oluyordu ki şimdi böyleydim? Annemin ters bakışlarına yakalanırken laf söyleyeceğini anlayıp ağzıma ışık hızıyla peynir attım.
"Kız deli misin sen iki saattir sofrada bir şey yediğin yok, kahvaltı tabağına bakıp bakıp gülüyorsun? Geldiler sana herhalde!"
"Ne gülmesi be yiyorum işte, hadi gidiyorum ben." Gülerek sofradan kalktığımda Gül bir şeyler anlamış gibi bana bakarak sırıtıyordu. Ona aldırış etmeden çantamı alarak kapıyı çekmiştim. Merdivenlerden inerken fısıltıya benzeyen sesler gelmişti kulağıma alt kata baktığımda kimse yoktu. Hayır işitsel halüsinasyonlar da görmüyordum bu da neydi yahu? Sessizce alt kata doğru inerken merdivenci Meliha Hanımla babamı fısır fısır konuşurken görmüştüm. Duymaya çalışırken az daha yakalanıyordum, yanlarına yaklaştım. Babama 'Şaka mı bu?' dercesine bakıyordum.
"Baba, bölüyorum ama ne konuşuyorsunuz siz fısır fısır milletin kapısında?"
"Meliha Hanım merdiven parasını istiyordu kızım, ne konuşacağız?" Meliha Teyze bana gülümseyerek bakıyordu. İçimde ki ses neden bunun altından başka bir şey çıkacağını söylüyordu? "Öyle olsun bakalım." Diyerek yanlarından uzaklaşıp binadan çıkmıştım. Babam binadaki kadınlarla bile bir sohbeti yokken bu kadınla bu kadar samimi olması, yakınlaşması şüphelenmeme yetmişti.
Okula girerken kapının arkasında beni bekleyen Ayşegül'e doğru ilerledim. "Günaydın." Dediğini duyar gibiydim, düşüncelerin arasından çıkıp ona cevap bile veremedim.
"Hadi bakalım bende bunu çözmezsem bana da Eylül demesinler baba!"
Ayşegül bana deliymişim gibi bakarken göz göze gelmiştim Cem'le kafasıyla selam verirken şirince gülümsemiştim.
"Eylül! Bir cevap versene kendi kendine konuşmaya da başladın. Olmayan şeylerle mi konuşuyorsun kız sen! Şizofrenimi oldun sen yoksa! Ay olma Eylül, geliyorlar sana arada farkındasın değil mi? Cevap ver Eylül şizofren değilsin dimi?"
Telaşla yüzümü avucunun içine aldı ateşime baktı, ne yaptığını anlamaya çalışır gibi boş boş suratına bakıyordum. "Kızım deli misin sen? İşim gücüm yok gidip şizofren mi olacağım, dertlerim boyumu aşmış gelmiş bana şizofren diyor bir de sensin şizofren!"
Zilin sesini duyduğumda Ayşegül'ün zoruyla kafamı sıradan kaldırıp beni soru yağmuruna tutmasını dinledim.
"Ya Ayşegül, babam yine.." Sabah ki olanları anlatırken babamın böyle bir şey yapamayacağını söylüyordu, inanmak istemiyordum çünkü babama güvenmiyordum! Çıkışta eve geçmiştim. Emin olmadan anneme bir şey anlatmak istemiyordum. Emin olmadan kimseye bir şey anlatmak istemiyordum, boş yere ortalığı velveleye vermeye gerek yoktu. Zaten babamla da aram hiç iyi değildi bildim bileli.
Gece yatağa yatmadan önce babamın çalan telefonunun sesiyle ayaklandım. Salonda unuttuğu telefonun sesin birden kesildi. Koşup yatağımın kenarındaki sürahinin yanındaki su bardağını alıp hızla duvara koştum yan odası salon olan duvara bardağı yerleştirip kulağımı dayadım.
"Yarın akşam mı?"
" ..."
" Sabah gelebilirim."
" ..."
"Ben bir şekilde çıkarım evden, tamam iyi geceler canım."
CANIM MI?!! Hızla odadan çıktığımda babamda salondan çıkıyordu.
"Uyumadın mı sen?" Diye sorduğunda "Bakıyorum da geceleri de telefonların susmuyor baba!" diyerek iğneleyici olarak gözlerinin içine bakıyordum. Şok olmuş idasıyla bana bakıyordu, arkamı dönüp banyoya ilerledim. Saatin geç olmasını aldırmayıp kapıyı sertçe çarpmıştım. Elimi yüzüme su çarpıp kendime gelmemi sağladım. Yatağıma geçip umduğum şeyin olmamasını diliyordum Allah'tan.
Sabah babamın evden çıktığı saatten bir saat önce hazırlanıp çıkmıştım, anneme de Ayşegül'e kahvaltıya gittiğimi söylemiştim. Babam yüzünden hayatımdaki en değerli varlığa bile yalan söylemiştim! Okulun köşesinde babamın çıkmasını bekliyordum. Arkamdaki bana yaklaşan adımları umursamadan kapıya odaklanmıştım ki, belimdeki elleri hissedince korkuyla arkamı dönmüştüm, tam bağıracaktım ki ağzımı kapatan Cem'in elleriyle sakinleştim.
"Şşş! Sakin ol benim. Casus gibi burada durmuşsun bakıyorsun bir yere , hayır okula da var yani hayırdır?" O konuşurken aklım belimde kalan elindeydi. Fark edip elini çekmişti "Pardon ya." Kafamı sağa sola sallarken kapının açılma sesini duydum. Çıkmıştı, gidiyordu yavaşça.
"Gitmem lazım, sonra konuşuruz olur mu?"
"Nereye gidiyorsun, babanı mı takip edeceksin? Deli misin kızım sen?"
"Bak Cem gitmem lazım." Dediğimde işin ciddi olduğunu anlamış gibi bakmaya başladı. "Tek başına hiçbir yere gitmiyorsun, bende geliyorum."
"Hızlı ol o zaman!" Dediğimde elinden tutup çekmeye başlamıştım. Babama yaklaştığımızda yavaş yavaş gitmeye başlamıştık. Üç sokak aşağıdaki bir binanın önünde durduğunda telefonundan birini arayıp konuşmaya başlamıştı.
"Neler oluyor? Hiç bir şey anlamadım."
Ona anlatmalı mıydım? İşte bunu ben bile bilmiyordum. Ona inanabilir miydim? Bilmiyordum. En iyisinin ona bunu sormak olduğunu düşünürken babam hala telefondaydı.
"Sana güvenebilir miyim?"
"Tabi ki."
Olanların üzerinden hızlıca geçerken babam telefonu kapatıp binaya giriş yapmıştı.
"Lanet olsun!" Diyerek kendime kızmaya başladığımda Cem ellerimi tutmuştu. "Sakin olur musun? Sen sakin olmasan olmaz ki, hem belki de arkadaşına geldi bilmiyoruz hiçbir şey." Derken yanaklarımdaki ıslaklığı hissettim. Beni ağlarken görmesini istemiyordum! Ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.
"Eylül, lütfen yapma böyle bak emi..."
"Eminim Cem, dün gece telefondaki kişiye canım dediğini kendi kulaklarımla duydum. Bir bildiğim var ki bu adamı takip ediyorum ben."
"Kadının kim olduğunu biliyor musun?" Kolunu omzumda hissettim birden, yanımda olduğunu hissettirmeye çalışıyordu bunun farkına vardım. "Bilmiyorum işte, bizim binayı temizleyen kadın olduğunu düşünüyorum çünkü dünde onları binada fısır fısır konuşurlarken yakaladım ve çok samimilerdi. Emin değilim ama o kadının oturduğu bina burası, kızı var hatta bizim okulda. Nasıl öğreneceğim bil..." Derken susmuştum birden. "Eylül iyi misin?" Diye soran Cem'e "Buldum Cem buldum!"Diye söyleyip o an heyecanla Cem'e sarılmıştım. Bulmuştum, çok iyi bir plan bulmuştum!
Ona sarılırken "Bende Eylül Unut 'sam bunların neler çevirdiklerini ortaya çıkartacağım!" Demiştim.
Uzun zamandır paylaşamadım, artık daha sık paylaşmaya çalışacağım bölümleri. Yorumlarınız önemli:) Oylarınız için çoook teşekkür ederiim:) Karakterler hakkında bir kaç kişi var aklımda onları da en kısa sürede paylaşacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Umut
Romance"Cem..bence sarılalım. Birbirimizin mis kokusunu içimize çekelim. Sarılırsak geçer." Dedim bir hevesle. Gözlerinin içine bakabiliyordum artık, ilk aşkın heyecanından olmalıydı. Cem "Peki ya sarılmayı bırakınca bu acı tekrar sızısını gösterirse, o z...