2. Bölüm

34 2 1
                                    

Bir ses uyandırdı beni. Kumsalın sesi." Uyuyan güzel. Uyan artık. Derya abladan izin aldım. Akşam dışarı çıkacağız ve bizim giyiceğimiz bir şey yok yani akşam eğlencesi için. " kısa bir çığılıktan sonra kendime geldim. Ayağa kalkıp kumsala bakmadan." Çok güzel sana iyi eğelenceler. Ben akşam çizime çalışıcam. " diyip odanın dışına çıktım. Banyoya girip dün olan saçmalıkları gözden geçirdim. Derin bir nefes alıp yüzümü yıkadım. Havluyu bulamayınca banyonun ucunda ki üst raftan temiz havlu almaya çalıştım. Boyum yetmiyordu. Birden tökezledim ve kendimi yerde buldum. Çıkan patırtıyı duyan ev sakinleri. Evet. Hepsi banyoda ne olduğuna bakmaya gelmişti. Annem sinirlenip sakar ve salak olduğumu söyleyerek mutfağa gitti. Babam beni kumsalla ayağa kaldırıp gitmişti. Kumsal şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Homurdanarak yukarı çıktım. Dolabımdan kendi havlumu alıp yüzümü kuruladım. Dolaptan iş görüşmesine uygun kırmızı diz üstü dar etek ve beyaz gömlek çıkardım. Çekmeceden ten rengi tül çorabımı bacaklarıma geçirdim eteği ve gömleği giydikten sonra ayakkabı kutusundan ten rengi topukluları çıkardım. Takı kutusundan kırmızı fuları alıp boynuma kurdela yaptım. Sarı uzun saçlarıma sprey sıkıp taradım. Saçım spreyi iyice emince uçlarıma biraz dalga yaptım. Hafif bir makyaj ile iyi bir iş görüşmesi geçireceğime tam olarak inandım. Resim çantamı elime alıp çantamı da diğer elime aldım. Ayakkabıları ayağıma giyince boyum dahada uzadı. Odadan çıkıp salona girdim kumsala bakıp." İş görüşmem var. Özür dilerim birtanem. Akşama dışarı çıkmaya çalışıcam. Ama söz vermiyorum. Hadi öptüm bay bay." Arkamı dönünce anneme öpücük atıp kendimi sokağa attım. Yoldan taksi çevirip adresi verdim.

Bu gün bir iş görüşmem var. Bu öylesine bir iş değil. İki gün önce bir kadınla şans eseri tanıştım. Büyük bir otelin sahibiymiş ve bu otelin sanat bölümüne resim çizmemi istedi. Tabi önce görüşmek lazımdı bu günde tanışma günü.
Taksi durduğunda parasını verip otele doğru yürüdüm meledya otel. Fazla gösterişliydi. İçeri girdiğimde resepsiyondaki bayana gülümsedim." Merhaba. İyi günler ben mine hanıma bakmıştım..." arkamdan bir el omzuma dokundu. Arkamı dönünce mine hanımı görüdüm. Gülümsedim. Elini sıktım." Nasılsın öykü?" Gülümseyerek." İyiyim siz nasılsınız?" Tatlı bir yüz ifadesiyle kısa bir kahkaha atıp. "Çok güzelsin." Dediğinde önce şaşırmış bir gülümsemeyle onu güldürdüm sonra eliyle beni yürütmeye teşvik etti. Uzun bir koridora girdik. Koridorun sonunda ki odanın kapısını açıp içeri girdi." Gelsene canım geç bak burada birisi var onunla tanışmak istermisin diyince önce merak ettim. Sonra merakımın yüzüme vurmasını engelleyerek odaya adım attım.
Benim gibi sarışın mavi gözlü bir kadın. Onu tanıyordum bizim eve gelen o adamın yanındaki kadın. Ailem onu sevmiyordu. Şaşkın bir ifade ile." Merhaba." Dedim. Kadın heycanla ayağa kalkıp karşıma geldi. Eli ile elbisesini düzeltti. Sımsıkı sarılınca kendimi çok fazla garip hissettim. İlk defa çok masum hissetmiştim. Korku bedenimi ele geçirmişti neden bu kadar çok sammi olmaya çalışıyordu? Daha doğrusu neden bu kadın bizim evimize gelince annem onu kovdu? Kim di bu kadın?
Mine hanım kahkaha atınca geri çekildim. "Çok güzel. İnanılmazsınız." Ardından bana bakıp." Öykü. Yanındaki hanfendi benim kız kardeşim. Adı Beste. Beste. Bu güzel kız Öykü. Otelin sanat bölümünü resimlerle inanılmaz güzel yerlere çevirecek kızımız."
"Teşekkür edrim efendim. Bakacağınız bir kaç resim getirdim. Umarım beğenirsiniz."
"Hepsinin inanılmaz olduğuna bahse girerim tatlım. Bakalım şu resimlere."
Klasörün fermuarını açıp içinden çizimleri çıkardım. Gözlerini büyütüp baktılar. Umarım çok beğenirler.
"Aa bebeğim bunlar çok güzel tebrik ederim. Lütfen benimle gel bu çizimleri birde profoyönel birnin azından dinleyelim."
"Peki." Çok heycanlandım. İşe alınmıştım. Peki ya profösyonel kimdi? Açıkcası merak ettim.
Mine hanım klasörü açıp çizimleri içine koydu. Elimden tuttu. "Hadi gel." Ardından beste denen hanfendiye dönüp." Merak etme kızını hemen getireceğim." Dediğinde ayaklarım beni durdurdu. Mine hanımda ben durunca durmak zorunda kaldı. Ne saçmalıyordu ben onun kızı değilim ne demek istemişti ki ? Mine hanım bana bakıp." Öğreniceksin tatlım her şeyi ama önce şu işi halledelim."
Neyi öğrenicektim ki ? Off bu kadar soru beni öldürür.
Tekrar yürümeye başladığımızda elimi tutmuyordu. Merdivenleri çıkıp bir odanın kapısını çalan mine hanım bana." Bekle." Dedi ve kapıdan biraz uzak durdum. Mine hanım içeri adım attığında. Bana bakıp eliyle gel işareti yaptı. Heycanla içeri girdim. Oydu. Üstünde bu kez salaş kıyafetler yoktu. Dar siyah pantolon ve siyah gömlek üstünde siyah keten ceket. Hiç uyumlu değildi. Şaşkınlığıma korkuda eklenmişti. Kaan da şaşkın bir şekilde Mine hanımın elini tutup öptü." Teyzelerin bir tanesi bugün nasıllar?" Dedi. Mine hanım kaanın teyzesi miydi ? Kaan banada yaklaşıp masum bir bakış attı sonra elini uzattı." Merhaba." Dedi elimi uzatıp sıktım. Koltuklara oturduk mine hanım heyecanla durumu anlatıp resimleri gösterdi. Kaan 'mükemmel' den başka bir şey demiyordu. Mine hanım bana bakıp sonra kaana baktı. Ayağa kalktım. Gülümsedim." İzninizle ben artık gideyim. Yarın çalışmaya başlarım. İyi günler." Tekrar gülümseyip kaanın önündeki kağıtları almak için yanına gittim. Kağıtları toplayıp klasöre koydum. Mine hanım benden önce çıktı bu beni olduğumdan fazla gerdi. Klasörün ağızını kapatırken. Elimi tutup kucağına oturttu. Nefesim kesilmişti. Kısa bir kahkaha atmıştı. Eli ile saçlarımı kulağımın arkasına götürdü. Yaklaşıp kulağım öptü. İzin vermemin sebebini bilmiyordum. Yavaşça kulağıma gelen nefesi beni ürpertti." Bundan sonra peşini bırakmıyacağım küçük kız. Bu arada çok ateşli gözüküyorsun." Nefesimi sesizce dışarı bıraktım. "Lütfen gitmem gerek." Dedim. Gülünce çok tatlı oluyodu buna beni mahrum bırakmadığı için seviniyordum.
"Seni bırakmam için bana bir sebep ver o zaman. "
Ona ne sebebi vericektim ki ağızımdan çıkanları bir tek onun yanındayken duymuyordum.
"Akşam buluşalım. Beni 8 de evden al." Aklımı yitirmiş olmalıydım. Ama sakin olmak zorundayım. Aniden ayağa kalkıp hızlıca gittim. Mine hanımın odasına uğrayıp ' 'hoşçakal' dedim. Sonra taksi tutup eve gittim. Zili çaldım kumsal açmıştı. Hâlâ gitmemiş miydi? Yanaklarından öpüp birlikte odaya geçtik. Nasıl geçtiğini sordu. Derin bir nefes alıp ona her şeyi anlatmaya karar verdim. Tam yarım saat olan biten her şeyi heycanlı bir dille anlattım. Şimdi gidip Güneşe anlatır. Ağızı beş dakika kapalı duramaz zaten. Kumsal." Alışveriş için hala bolca zamanımız var."
"tamam üstüme rahat bir şeyler giyimeliyim."
"Acele et prenses."
Dolabın karşısına geçip mavi düz elbisemi aldım üstüme giydim. babetlerimi giydim. Telefonumu sırt çantama atıp kumsalla babamın yanına gittik.
"Sedat amca biz Öykü ile akşam dışarı çıkıcaz ama alışveriş yapmamız gerek lütfen para verirmisin."
"Kredi kartı versem olurmu." Ben hemen atılıp.
"Olur olur babacım."kredi kartını uzatıp şifresini söyledi. Evden dışarı çıktık. Arabaya binmek istemedik ve yürüdük. Caddeye gelince bir mağazanın vitrinindeki siyah mini straplez deri elbise hoşuma gitti. O mağazaya girdik. Elbiseyi denrmek için kasadaki bayana yöneldim. "Merhaba şu vitrindeki elbisenin s bedenini rica edebilirmiyim."
Kadın çok dobra birisine benziyordu. Kızıl saçları ve siyah gözlerine kusursuz fiziği onu inanılmaz kılıyordu. Kadın arkaya giden bir yola girdi dakikalar sonra elinde istediğim elbise ile geri döndü. Elbiseyi uzattı. Kabinlere yöneldim. Boş olan bir kabine girdim. Üstümdeki elbiseyi çıkartıp o siyah elbiseyi üstüme giydim. Çok hoş ve tam bana göre bir elbiseydi. Dışarı çıkıp kumsala poz verdim ve kendi etrafımda döndüm. "Bu elbise senin olmalı öykü mükemmel oldun." Kısa ve sesiz bir çığılık attı. "Bu elbisenin fiyatını öğrenebilirmiyim." Kadın makül bir fiyat söyleyince rahatlayıp kabine geri döndüm. Üstümdeki elbiseyi çıkarıp kendi mavi elbisemi giydim. Elbiseyi alıp kabinden çıktım. Kasaya yönelip ödemeyi yaptım. Bu elbisenin altına uygun bir ayakkabım vardı. Bu yüzden kumsal ayakkabı aldı ben almadım. Kumsalın seçici tavrı yüzünden kendine elbise almadı. Dolabında güzel ve yeni bir elbisesi olduğunu söylemişti. Kumsal eve otobüs ile gitmek isteyince üstelemedim. Ben de taksi ile gitmiştim zaten. Eve dödüğümde odama girip üstümü değiştirdim hafif bir makyaj ile odadan çıktım evdekilere haber verip evden çıktım. Kaan siyah mercedesin kapısına yaslanmış bekliyordu. Beni görünce yaklaştı. "Selam."
"Selam."
"Çok güzelsin hadi gidelim yoksa sana bakanı öldürmekten gidip bir yerlerde takılamıyacağız."
"Arkadaşım Kumsal. Oda bizimle gelicek. Bir sorun olur mu?"
"Sana dokunduğumda cırlamaz ise sakınca olmıyacağını düşünüyorum." Suratımı buruşturup." Yavaş yürüdüğün yol değil benim dikkat et takılma." Ellerini teslim olmuş gibi kaldırıp." Pardon küçük hanım ateşinizi ölçmek istedim. Maazallah yürüdüğüm yolda daha ateşlisi çıkar diye korktum." Gözlerimi devirip arabaya bindim. "Kumsalı caddenin sonundan alacağız." Güldü. Arabaya bindiğinde telefonu çaldı. Açtığında konuşmaya başladı. "Efendim kraliçem."
"Güzel bir kız ile arabadayız."
"İleride anne çok erken."
"Seni seviyorum."
Telefonu kapattı. Bana döndüğünde gözgöze gelmiştik. Utanarak kafamı çevirdim.
Caddenin sonunda kumsal görünmüştü. "Dur. Burası. Bekle." Kapıyı açıp indim çantamı bırakmıştım. Kumsal' a doğru ilerleyip sarıldım. Kulağına " Çaktırma bin arabaya."
Gülerek yerime geçtim. Kumsal arka koltuğa oturdu. " merhaba." Dedi Kumsal sesini inceltmişti. Gülerek karşılık veren kaan arabayı çalıştırdı. Geldiğimiz yer çok güzel ve lükstü. Herkes bana bakıyordu. Kaan elimi tuttuğunda şaşkın bir ifade ile elimi çektim. "Lütfen." Çok sakin bir tonda söyleyince asi bakışları beni buldu. Kumsal gülmekten başka bir şey yapmıyordu. Aceleden Kumsalın üstündekileri inceleyememiştim.
Kırmızı yırtmaçlı uzun kollu, bir elbise ile onu tamamlayan siyah topukluları. Çok hoş bir ışıklandırmaya sahip olan bara girdik içerisi dışarısının sakinliğine göre daha sesli bir ortamdı. İlerledikçe ses artıyordu. Bir masaya oturup bekledik. Bir garson gelip." Bir arzunuz varmı?" Diye sordu. Ben bir şey içmek istemiyordum. Kaan garsona işaret edip gönderdi. Masada kaan ve kumsalın sohbeti git gide samimi olmaya başladı. Bu sohbet onlara göre eğelenceli görünsede bana sıkıcı geliyordu. "Ben bir elimi yıkayayım geliyorum." Diyerek masadan ayrıldım. Adımlarım yavaş ve sakindi içeriyi inceliyordum etraftakilerin çoğu dans ediyordu. Beni o anlardan kopartan bir sexy öpücük oldu korkum heyanıma karışınca kalbim daha fazla hızlandı. Alkolün tadı beni geri adım atmaya zorladı. Karşımda siyaha bürünmüş bir çocuk benimle yaşıt gibiydi. Çok yakışıklıydı. Aşk beni onu tekrar öpmeye itince kendimi onun dudaklarında hissettim karşılık alınca çok mutlu olmuştum. Aşk mı? Ne? Evet ben aşık oldum.
Çocuğun elleri kalçamı buldu rahatsız olduğumu belli etmek istemediğim için daha çok yaklaştım.
Bir kol beni o taşı anımsatan kaslı vücuttan ayırdı. Kaan senden nefret etmem için bana sebep vermek zorunda olmayan bir insan olarak kalabilirdi hayatımda. Ama gidip bunu denedi. Kolumu çektim. Karşısına geçip yürek yemişcesine." Ne yapıyorsun? Sen kimsin ha? "Fazla bağırmıştım. Şaşa kaldı. Arkamı döndüğümde çocuk gitmişti. Yüreğime hançer yemişcesine sendeledim. Daha adını bile bilmiyordum. Kaybolmuştu. Ben bir kayıp' a aşık oldum. Çok yakışıklıydı öpüşü beni etkilemeye yeterdi.
O an kaanı öldürmek en çok istediğim şeydi." O kimdi Öykü? Bana doğru bir cevap ver. Hemen." Kızgındım. Kaanın yüzüne bakmadan hızla yürüdüm. Dışarı çıkınca etrafta gülen çiftlerfen başka kimseyi göremiyince ikinci defa yaralandım. Taksi önümde durunca hemen bindim. Kumsal onu orada bırakmam yanlıştı gecesini mahvetmiştim ama bunu yapmasaydım orada oturup sarhoş olabilirdim. Telefon sesiyle hıçkırıklarım kesildi. Yabancı bir numara görünce. Merak edip açtım.
"Öykücüm. Merhaba ben Beste Saraç. Mine talaş ın kız kardeşi. Bu gün tanışmıştık. Hatırladınmı?" Bu kadın nerden bulmuştu benim numaramı? Niye aradı ki?
"Evet efendim hatırladım. Kusura bakmayın şuan müsait deyilim.daha sonra sizi arasam olurmu?" Bu konuşnayı yaparken hıçkırarak ağlamıştım. Lanet olsun.
"Yavrum nerdesin geliyim konuşalım iyi deyilsin sen."
"Teşekürler iyiyim. Lütfen."
"Nerde olduğunu bulmam kolay olur bence yorma beni söyle lütfen kızım."
"Mesaj atsam?"
"Olur kuzum hadi kapat ağlama."
Telefonu kapattım. Neydi bu şimdi. Onunla konuşmak bana çok güven vermişti. Taksiyi durdurdum. Sahildeydim. Taksiye parayı verdim. Bankların olduğu yere gittim. Beste hanıma olduğum yerin konumunu attım. 15 dakika içinde yanıma oturdu. Sımsıkı sarıldı karşılık verdim ve delicesine ağladım. Geriye çekildiğimizde o da ağlıyordu. " birtanem bana bak zamanımı bilmiyorum ama bunu şimdi söylemezsem bir daha hiç bir zaman söyleyemem diye korkuyorum." Dedi. Merakla elini tuttum " lütfen dinliyorum." Dedim masum bir sesle. Mavi gözleri benim gibi kızarmıştı. "Canım ben... ben....ben senin..." gözlerindeki yaş çoğaldı ve." Annen seni çok seviyo sende onu sev canım yavrum iyiki senin annenim." Sarılınca önce başım döndü sonra herşey bir anda dondu sanki bir boşluktaydım. Her yer karanlığa büründü. Annem mi? Benim annem hiç tanımadığım bir kadın mıydı? Bu kadar şey çok fazla...

Aşk mı? Kayıp. Annem mi? Tanınmıyor. Kötülük mü? Kaan.

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin