3. Bölüm - ilk öpücük

444 22 4
                                    

  Eve girdiğimde hemen odama çıktım ve üzerime rahat bol bir ev tişörtüyle şort giydim.

  Aşağı indiğimde hala eşyalarımı toplamadığımı fark ettim. Aman neyse Brenda'yla toplarız.

  Mutfağa girip soğuk sandviç hazırladım. Yine koltuğa atlayarak havalı bir oturuş yapmak istedim ancak dünkü olay aklıma geldiği için minettardım. Nede olsa yeniden lezzetli (!) bir kahvaltı tabağına dönüşmek istemem. Normal insanlar gibi normal bir şekilde normal koltu- ne bu saçmalık. Kendime güzel bir korku filmi açtım. Filmin yirminci dakikasından itibaren şizofrene bağlamış ve sanki duyacaklarmış gibi " Seni salak size oraya gir diyen kimdi." "Lanet olası" "Si- buraya söylemesem daha iyi. Sürekli bunları tekrarlamıştım. Mutfaktan aniden yıkılma sesi geldiğinde hemen mutfağa koşmadım tabi. Ama merak etmiştim. Mutfakta biri mi var acaba?

   Elime bir sopa aldım ve mutfağa doğru yürümeye başladım. Mutfağa girdiğimde büyük bir nefes verdim çünkü yıkılma sesi tepeleme bulaşıkların yıkılma sesiydi. O kadar dev bir kirli tabak yığını vardı ki Rapunzelin juniorunu tepesine koysanız saçları bile onu oradan kurtaramazdı. Tekrar ortalığı toplamaya tenezzül bile etmeden salona yarım kalmış filmimin önündeki koltuğa yayıldım.  Yayıldım kelimesi yetersiz kalır öyle bir oturuş şeklim vardı ki jimnastikçiler bile zor yapardı. Sopa hala yanımdaydı. Ne de olsa her an bir zombi istilasına (!) uğrayabiliriz değil mi ?? Aniden zilin çalmasıyla resmen koltuktan yere serbest düşüş yapmıştım. Elime sopamı aldım ve temkinli adımlarla kapıya yürüdüm. Delikten baktığımda saçlar vardı. Saçlar? Sonradan bunun Harry olduğunu anladım. Kapıyı açtığımda gülümsemesi silinmiş ve gözleri elime bakıyordu. Aman tanrım ! Sopa hala elimdeydi.

  "O ne?" dedi.

 

  Elimdeki sopayı bir hızla kenara fırlattım ancak vazoya denk geldi. Hay aksi şeytan.

  "H hiç birşey. Sopayla egzersiz yapıyordum " Hay ben benim yalanıma sıçayım. sopayla egzersiz mi yapılırmış hem de boyum kadar sopayla.Tanrı benim belamı vermiş.

  Harry bir an ciddiliğe büründü ve sonra öyle bir kahkaha attı ki. Yerimden sıçramıştım.

  "Demek egzersiz yapıyordun ha . Hem de boyun kadar sopayla. Yalan söyleyemiyorsun hadi kabul et" ve tekrar gülmeye başladı.

  " Haha çok komik. Ne yani korku filmi izlemiş olamazmıyım?"

  "Peki içeri davet etmeyecek misin?"

  " İçeri girmek istemezsin. " dedim ve omuz silktim.

  " Nedenmiş o?"

  Evi bok götürdüğü için diyemezdim heralde.

" Her an her yerden her şey çıkabilir de ondan" dedim sesimi fısıltıya donüştürerek ve ellerimi tuhaf şekillere sokarak. Şu an tam bir hastane kaçağı gibi gözüküyordum.

" Bu da ne demek " dedi Harry anlamamış bir şekilde.

"Anla işte ev bir kıza yakışacak şekilde toplu değil! Evi bo-" tam argo kullanacaktım ki sustum. Daha yeni tanıştığım birinde kötü bir izlenim bırakmak istemem. Daha ne kadar kötü bir izlenim bırakabilirsem artık!

" Ben Louisten öyle şeylere alışkınım. Odasındaki pizzanın içinden çorap çıkıyor" dedi yüzünü buruşturarak.

" Peki içeri geç."

Salona geçip karşılıklı koltuklara geçtik.

"Ne için gelmiştin?"

"Arabada telefonunu unutmuşsun ve ayrıca Nico diye bir çocuk seni aradı. Ben de dayanamayıp getirdim."

Kiss ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin