"Kız sen daha evlenmedin mi, manita falan yok mu?" Diyen tombalak Hayal'e baktım. Bilin bakalım nerdeyim? Annemin altın günü. Ne muhteşem bir muhabbet var ortada siz düşünün artık. Arkadaş, ben hangi komşu çocuğu o kadar neti yapıyor diye merak edip geldim, benim evlenmeme kadar geldi konu. Allahın sadece beyin verdiği komşu çocuğunu bulmaktı amacım. Her sınavdan 100 alan insan mı olur amk. Birinden de 70 al. Neymiş ben anca götümü yayıyorummuş, komşu çocuğu çalışıp evine ekmek getirecekmiş. Allah Allah ya benim kapasitemde bu.
"Yok teyze yok. Ben ne yapayım sevgiliyi? Okulum var benim daha."
"Olur mu kız öyle şey ben senin yaşındayken ikinci çocuğuma hamileydim." Bu kadında 16 yaşında ikinciye hamileyse, birinci çocuğu kazara yapıp evlenmiştir. 13 yaşında bilerek mi evlenecek amk? Ama şöyle bir mantıksızlık var 13 yaşında mı şeetittirrmiş.
"Teyzeciğim seni ilgilendiriyor mu? Özel hayatıma pompalı tüfekle girme lütfen."
"Ay bu özel hayat falan diyor. Kesin var bişe." Dedikoducu, manyak, tombik teyze. Her bir boka merak sarıyor.
"Gülsüm ne yapıyor Sevim teyze?" Sümüklerini silebiliyor mu artık? Sonuncu cümleyi içinden söyledim tabiiki. Bu Gülsüm bizim mahallede oturan Mustafaya sümüklerini akıta akıta bakıyor. Diğer kızlar salya akıtır o sümük, si iz difrınt biç.
"İyi. Ne yapsın Mustafa'ya taktı bırakmıyor çocuğu. Mustafa'yı da beni de çıldırtacak bu sümüklü." Sevim teyze için varsa yoksa Sarptı. Ailedeki tek erkek çocuk. Durum böyle olunca Sarpta götü kalkık, şımarık, tombalak bir sivilceli ergen olup çıktı. Bütün kızları kendine aşık zannediyor. Ergen kafası fena arkadaş! Konuyu başka yere çekmiş olmamın zaferi ile Sevin teyzeye gülümsedim.
"Bak gör sen, senin sümüklü dediğin Gülsüm afet olup çıkacak." Gerçekten güzel gözleri vardı Gülsüm'ün aynı sümük rengiydi... Yeşil.
"O sümüklüden umudumu yitirdim ben. O kız kurusu anca 'Mustafa, Mustafa' diye gezsin. Benim oğlum Sarp mimar olacak. Tek umudum oğlum."
"Anne ben artık eve yavaştan geçeyim mi?"
"Otur oturduğun yerde." Çirkef anne. Otor otordoğon yordoymiş. Sen otur.
"O zaman size iyi eğlenceler bayanlar, ben ufaktan kaçayım." Dedikten sonra terlik yememek için hışımla kalkıp Hüseyin Bolt edasıyla kapıya koştum. -Usain diye yazıldığını biliyorum.- kapıyı kapatıp çıktım.
Eve gidip The Flash izlemek için laptobumu açtım. O sırada Bahar aradı.
Efendim Bahar?
Kızım ben çok sıkıldım. Bir yerlere gidelim. Otur otur kıçımdan terler akıyor.
Olur. Bovlinge gidelim mi lan, canım çekti.
Olur kanka hazırlan 20 dakika sonra evden çıkalım, fanfinifon avmsinde buluşalım. (Yazar avm ismi bulamadı.😂)Bir şort üstüne de darth vader asqıwlı tişörtümü giydim. Dalgalı saçlarımı tepeden topladım. Azcıkda rimelle parlatıcı sürdüm vallahi fıstık gibi oldum.
20 dakika sonra bovlinge geldiğimde 10 dakika daha bekledim Bahar'ı. Gaç kalan bir tip sanırım.
O sırada kulak kanatanın sesini duydum. Umarım halüsinasyon görüyorumdur. Olamaz! Hayır! Kulaklarım kanıyor. Beni görmesin diye saçlarımı önüme atmaya çalıştım sanki mümkünmüş gibi. Tam bu eylemi yapacakken arkadan Bahar hayvanının sesini duydum.
Çok beklettim mi lan! Sus olum sus duyacak şimdi. Gerizekalım benim, embesilim.
"Sussana lan kulak kanatanın sesini duydum. Duyacak başımıza saracan şu deliyi." diye fısıldadım.
Nerede lan, hani görmüyorum. Aha sıçtık gördüm gördüm. Badanacıya soralım hangi renkten almış yüzüne sürdüğünü.
"Hadi Açelya'nın gülü, sus gitsin de bizi görmeden atlatalım. Dayanamıyorum ses cırtlaklığına. Ses tellerini yolasım geliyor."derken, Bahar çantasından kulak tıkacı çıkardı. "Nereden çıkarttın lan bunları." Diye sordum.
Sen nasıl derslerde uyuyabildiğimi zannediyorsun? Okul çantamı almışım yanıma, içinde kalmış kulak tıkaçları. Hadi alsana şunları! Elindeki tıkaçları aldım, kulaklarına taktım. Artık bir çok ses yoktu. Oha, bende bunlardan almalıyım!
Biletlerimizi aldıktan sonra platforma doğru yol alıyorduk ki, hafiften Ceyda'nın sesini duydum. O sırada da omzumu dürten bir el. Dönüp baktığımda Ceyda'yı gördüm. Elimle bir dakika işareti yapıp. Kulak tıkaçlarını çıkardım. Duyamıyordum çünkü.
Efendim?
Ayh Açelya bağırıyorum duymuyorsuuğuğuğuğn.
"Cırtlak sesini duymamak için kulak tıkacı takmıştık." Ceydanın arkasından gelen bir hönkürme sesi duydum. Baktığımda ise Yağız'ı gördüm. "Çok mu komik at suratlı goril efendisi?"
Çok komik. (yazar bütün sesler birbirine karışmasın diye çektiği eziyet. Değerimi bilin yahu.)
Tatlıımm o topu unuttuğumu sanma sakın. Hala senin için planlar yapıyorum.Tatlım diyen dilini koparırım senin. Pis yılan. Hadi aşkığığığığıım biz gidelim de bu oluşumlar eğlensinler az. Zaten yakında gülemeyecekler. Yağız'ın gözündeki acı bana adlı bakışı görünce. Piç sımayl yaptım ve kulak kanatanla ne kadar da yakışıyorsunuz dedim onun duyabileceği bir fısıltıyla. Ceyda ile Yağız yanımızdan ayrılınca Bahar'ın yanına gittim. Kız etrafta bana bakınmıyor bile, platformda bovling oynuyor. Manyak mıdır nedir ya. Kulak tıpaçlarını çıkardım.
Gerizekalı Baharcığım beni unutup bovling mi oynuyormuş.
Heheh Açelya ya ben geldiğimde seni bulamadım. Bende oyuna başlayayım dedim eheheheh.
"Hadi lan kalan zamanda oynayalım bari." dedim ve çılgınlarcasına bovling oynamaya başladık.
Bayağı bir labut devirdikten sonra Starbucks'a gidip frappiçino içtik.
Siz hala frappuçinoyu denemediniz mi? Yazın sıcak günlerinde tam istediğiniz soğuk bir tat. Hemde bir sürü çeşidi var! Bence hemen deneyin.
Kafamın içinde frappuçino reklamı yaparken, Bahar ile vedalaştık ve eve doğru yollandım.
Eve gelince duş alıp, Hüsamettin'e sarılarak hunharca uyudum.
---
Heyoooo!
Mozaik pastalı yazar yeni bölüm mü yazmıışş🙈. Sizce Ceyda ne yapacak? Bence bir bok yapamaz diyor Açelya. Bence birkaç birşey yapar... Neyse beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın! Hadi görüşürük. ❤️ Multimedya da Bahar danası var. ( Holland Roden)