Bir Damla Göz Yaşı

2.2K 152 77
                                    

Kalbi hızla çarpıyordu. Bugüne kadar güçlükle saklayabildiği sırrının öğrenilmesinden büyük korku duyuyordu. Sakinleşmeye çalışıyordu. Ama bu durumda bunu nasıl başarabilirdi ki?

Kapı açıldıkça kulak tırmalayıcı sesler çıkarıyordu. Uğur böceği son bir kez iç çekti. Ama bunu çok yüksek bir şekilde yaptığı için diğerlerinin kulağına kadar erişti.
Alya stresli stresli arıyordu. Bu sesi duyunca heyecan ve biraz panik barındıran sesiyle;
-Hey! Marinette! İyi misin?! Orada mısın?!

Uğur böceği eski haline bürünmeyi beklerken kapı son kademeye kadar aralandı.
Uğur böceği artık kaçacak bir yer bulamıyordu. Kabullenmelimiydi? Son durak burası mıydı?
Bu esrarengiz macera bu büyük sır burada mı son bulacaktı?

Onun için öyle gözüküyordu.
Sırtını duvara yasladı. Kapı son noktaya kadar açılınca Uğur böceği arkada sıkışmış vaziyette olacakları bekliyordu.

Alya içeri girdi. Lavobada biraz gezindi. Aynı ses tonuyla bir kez daha seslendi;
-Marinette! Neredesin?! Heyy! Marinetteeee!

Uğur böceği yutkundu. Boğazında bir taş oturmuş gibi öksürüklere boğuldu. Artık bu onun için sırrın bitmiş olması anlamına geliyordu. Ona doğru yaklaşan ayak seslerini duyuyordu. Bu korku vericiydi. Kapının hareketlendiği görüntüsü gözünden kaçmadı. Tikki 'ye içinden yalvarıyordu. "Çabuk ol Tikki! Beni bu halimle görürlerse işim biter!"

Ayaklarından yükselen bir ışıkla eski bedenine büründü Marinette. Çok rahatlamıştı. Ona doğru yaklaşan ayak sesi ise Alya değil Adrien'a aitti. Marinette'nin arkasında olduğu kapı ilerlemeye başladı. Marinette bitkin gözler ile Adrien 'ı karşısında buldu.

Adrien;
-Marinette?!

Alya sesin geldiği yere baktı;
-Marinette?! Sen burada ne arıyordun?!

Marinette'nin Gözünden

Alya'nın bu sorusuna tepkisizdim. Tek düşündüğüm Adrien'ın benim için meraklanmasıydı. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı, beynim hiç olmadığı kadar doğru bir şey söylüyordu. Beynimin ve kalbimin ilk defa aynı fikre sahip olduğu şeydi bu, Adrien'ın beni merak etmesi...

Ben sessizce onun yeşil gözlerinde hayal ağacıma tırmanırken, Alya beni indirdi. Elini bir ileri bir geri sallayarak dudağını ısırdı. Amacının ne olduğunu biliyordum, beni hayal ağacımdan gerçek dünyaya getirmekti. Ben ise hiç oralı değildim. O yemyeşil ağaca tırmanmaya devam etmek istiyordum...

****************************

Marinette 'nin annesi endişeliydi. Kızının odasın tuhaf seslerle doluydu. Daha fazla sabredemedi. Merdivenin kolundan tutarak yukarı ilerledi. Ayak hareketlerini bilerek yüksek sesler çıksın diye yere sertçe vuruyordu.

Odanın kapağını yukarı kaldırdı. Gözleri kısık olduğu için tam net göremedi. Ama gözlerini açtığında odada kimse yoktu. Büyük bir panik yaptı. Oda bağırıyordu;
-Marinette! Marinetteee?!!!
MARİNETTE!

Marinette irkildi. Hayal ağacını bir kenara itip annesine yoğunlaştı. Adrien ve Alya'nın şaşkın bakışlar altında odasına döndü.
Annesi kızının yüzünü bu halde görünce telaş telaşa;
-Ne oldu sana güzel kızım? Nedir bu halin?

Marinette anlatacak değildi. Yani ona "Uğur böceği oldum, çekimlerde rol aldım, beni fark etmesinler diye lavobanın camından atladım, atlarken elimi çizdim, kapının arkasında nefessizce eski halime dönüşmeyi bekledim. "gibi ifadeler diyemezdi. O kafasında bahaneler canlandırırken üçlü de Marinette 'nin odasına geldi.

Miraculous Karanlık AkumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin