Umutsuz

2K 125 51
                                    

Başını genç kızın omzuna yaslamış içini çekiyordu. Kendini böyle daha güvende hissediyordu. Marinette çok sakindi eğitilmiş bir köpek gibi usul ve sessizdi. Adrien'ın kalp yarasını sarıyordu. Ona yumuşak narin elleriyle okşuyor, kulağına oldukça güven verici cümleler söylüyordu. Bunlar Adrien'ı minik bir bebek gibi sessizleştiriyor yarasını dahada derine gömerek unutturuyordu.

On dakika kadar sarıldılar. Marinette kalbinin yönetimi eşliğinde aşık olduğu oğlanın morarmış su toplamış gözlerini sildi. Elini yanağında bir süre gezdirtikten sonra küçücük bir ağız tebessümü ile ona baktı. Genç oğlan ferahlamış sakindi. İki genç ne olduğunu bilmeden öylece bakıyorlardı. Sadece bakıyorlardı. Ama o bakışların içinde aşk gizliydi. Bunu ikiside biliyordu. Ama ortaya koymuyorlardı. Örtüyorlar saklıyorlardı.

Bakışları o kadar uzundu ki ne olup bittiğini anlamıyorlardı. İkisinin de karışıktı akılları. Ama kalpleri ortaktı. Bu her şeyi çözümlüyordu.

Onların bu uzun bakışlarına dayanamayan iki kwami saklandıkları yerden çıkarak piyonanın altında buluştular. Kıkırdadılar.
Sohbeti başlatan Tikki oldu;
-Hey! Plagg Ona daha söylemedin diymi?!

Plagg bıyık altından gülümsedi.
-Hayır! Bunu öğrenmemeleri ikisi için daha iyi olacağa benziyor!

Tikki'nin bu olumsuz düşünceye katılması beklenirdi. Ama o ondan beklenmeyecek bir cevap verdi.
-Bilmiyorum! Her gün bir başka acı her gün bir başka kalp kırıklığı... Bunları yaşamıyor mu? Onun beynini kemiren bu soruyu bilmeyi yeterince hak etmiyor mu?!
Ona bir eziyet olmuyor mu? Ve sen bu sorunun cevabını bildiğin halde cevap vermemek acıtmıyor mu?! Bir burkulma olmuyor mu?!....

Plagg'ın suratı düştü. Midesini düşünen bir cevap verdi;
-Bende olmuyor o dediğin şeyler. Tek aklımda olan şey CAMAMBERT!...

Tikki; -Ne beklenirki?! Zaten tek düşündüğün şey miden diymi?! Sen bundan 30 yıl öncede aynıydın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tikki;
-Ne beklenirki?! Zaten tek düşündüğün şey miden diymi?! Sen bundan 30 yıl öncede aynıydın. Hiçbir değişme yok sende. Acaba eski mısırlı sahibin seni nasıl duyuruyordu?! Sana yetecek günde 256 peyniri nereden bulabiliyordu? Acaba seni hangi peynirle besliyordu?! Hayret ettim ona sana nasıl dayanabiliyor?!...

Plagg başladı saymaya;
-Şuan vazgeçilmezim olan Camambert peyniri. 30 yıl önce Kaşar peyniri, 100 yıl önce Keçi peyniri, 500 yıl önce inek peyniri...

Tikki bunaldı.
-Ayy! Yeter sus anladık... Ammada çok peynir yemişsin!

Plagg'ın ağzı sulanmıştı bunları sayarken;
-Peynir demişken benim Camabert'imi verme zamanı geldi de geçiyor Adrien'ı uyarmalıyım.

Usanmış Tikki baş salladı;
-Dikkatli ol da seni Marinette görmesin!

Dedikten sonra ikiside aynı anda çantaya girdiler.

İki gencin bakışmaları son bulmuştu. İkisi başları öne eğik biçimde oturuyorlardı.
Marinette 'nin beyni zonkladı. Kalbinin yönetimi buraya kadardı demek. Aklı ona ordan kalması gerektiğini söylüyordu. Kalbi artık yönetimi beyne devretmişti.

Miraculous Karanlık AkumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin