2.BÖLÜM "KAVGA"

36 2 0
                                    

Gözlerimi tahtada yazan, hiçbir şey anlamadığım formüle çevirdim. Allah aşkına ilk derse matematiği hangi salak koyardı ki?

Kafamı ellerimin arasına aldım ve kulaklığımı kulağıma taktım. Bu sırada kapı hızlıca açıldı. İçeri mükemmel derecede yakışıklığıyla Selim Güngör girdi.

Kızların iç çekişlerini duymamla gözlerimi devirdim. Tamam yakışıklıydı. Hatta baya yakışıklıydı. Bu düşünceme kaşlarımı çattım. Bilinçaltım "sanane" diye sayıklarken

"Banane" diye mırıldandım.

"Ne" diye sordu Selim. Gözlerimi ona çevirerek

"Şarkı mırıldanıyordum." diye söylendim. Anladım dercesine kafa salladı. Bu sırada saçlarının bir kaç tutamı alnına düşmüştü.

Onu izlemeyi bırakıp önüme döndüm ve resim çizmeye başladım.

Tenefüs zili çalınca yerimden kalktım ve Damla'nın yanına gittim. Birlikte kantinde otururken bir kaç kızın bize gülerek baktığını gördüm.

Kaşlarımı catarak Damlaya kızları gösterdim. Oda sinirli bir şekilde kızlara bakıyordu. Masadan kalltık ve kızların yanına doğru yürüdük.

Ben ortadaki tam bir kezban olan kıza dönerek

"Hayırdır? Bir sorun mu var?" diye sordum ifadesiz bir ses ile. Susmamla Damla da;

"Ne sikime gülüyosunuz?" dedi. Gülmemek için duvarlarımi yüzüme indirdim ve ortadaki çakma sarışına tek kaşımı kaldırarak baktım.

"Sizin hikayenize." diye söylendi. "İkinizinde annesi orospunun teki değilmi?" Dedi ve yanındaki kızın eline çaktı. Birlikte güldüklerinde bende ruhsuz bir kahkaha attım.

Damlaya baktığımda her an dalacak gibi kızlara bakıyordu.

Boğazımı temizledim ve kıza doğru eğildim.

Üstüne bastırarak

"Sanane?" diye fısıldadım. Damlaya dönerek kafa salladım. Bu sırada Damla önündeki kıza yapıştı bende sarışına yapıştım.

Kız çığlığı basınca yüzümü buruşturdum ve onu sert bir şekilde yere ittim. Kızın düşmesiyle koluma birinin yapışması bir oldu. Acıyla bir küfür mırıldandım.

"Sen nasıl benim sevgilime el kaldırırsın?" diye kükredi.

"Oda kaşındı. Senide benzetmemi istemiyorsan çek o ellerini üstümden."

"Nasıl benzeteceksin bakalım" diye sordu alaycı bir sesle.

Tam cevap verecektim ki bir el çocuğun omzuna dokundu ve ayni anda çocuk yere buluştu.

Selim ruhsuz bir şekilde.

"Böyle benzetecek pezeveng." diye soludu.

Selim tam arkasını dönüyordu ki çocuk Selime sert bir yumruk geçirdi.Selim sendelese de toparladı ve çocuğa kafa attı. Çocuk tekrar yerle buluşurken Selim hâlâ tekmeler atıyordu.

"Birdaha Berk. Yemin ederim bir daha birine bulaşırsan senin evliyatını sikerim. Sikik." dedi ürkütücü bir sesle.

Gözlerim Damlayı ararken oldukça yakışıklı bir çocuğun kucağında hâlâ kizin saçını yolmaya çalıştığını gördüm.

Çocuk Damlayı çekmeye çalışıyordu fakat Damla kızı bırakmıyordu.

Kafamı Selime çevirmistim ki kantinin çıkışına yürüdüğünü gördüm.

Bir Hikâye..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin