Selam canlarım.Şükür ki yeni bölümü tamamladım. Çok çok özür dilerim.Araya baya zaman koyduğum için.Lütfen beni affedin. Bu bölüm hepinize gelsin. Hepinizi çok seviyorum. Öpüldünüz💋
••••••••••••••••••••••••••••
Sabah gözlerimi zorla da olsa açmıştım. Bir süre yatakta hiçbir şey yapmadan tavanı izledim. Kapı açılma sesi duyunca kafamı yavaş yavaş kapıya doğru çevirdim. Gelen kişi annemdi. Yatakta doğruldum ve dizlerimi kendime çekerek kalçamın üstüne oturdum. Annemde yavaş adımlarla yatağıma yaklaştı ve yine yavaş hareketlerle yatağıma oturdu. Gözleri şişmişti ve bakımsız görünüyordu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Bakımı seven bir kadındı. Neredeyse her gün yüzüne acayip acayip kremler sürerdi ve bende onunla dalga geçerdim. O zamanları çok özleyecektim. Çünkü annemin artık pek fazla kendine dikkat edeceğini düşünmüyorum."Nasılsın?"diye sordu annem. Nasıl olabilirdim ki. Babam ölmüştü. Hayatımda en çok sevdiğim kişi ölmüştü. Kahramanım ölmüştü. Ben nasıl olabilirdim ki!
Annemin boynuna kollarımı sıkıca sarıp ağlamaya başladım. Annemde kollarını boynuma sarıp ağlamaya başladı. Bunu ıslanan omzumdan anlıyordum. Bir süre daha birbirimize sarıldıktan sonra annem benden ayrıldı ve "Hadi toparlan artık. Bugün öğlen babanın cenazesi var."dedi. Bunları zorla söylemişti. Bende duymak istememiştim. Ama ne yazık ki bunları duymak zorundaydım. Bu ve buna benzer şeyleri artık hayatımda duyacaktım.Babam ölmüştü ve onun ölümüyle birlikte bu iç karartıcı şeylerde hayatıma girmişti.
Daha fazla annemi bekletmemek amacıyla neredeyse benim bile zorla duyduğum sesimle "Tamam" dedim.Yalnızca bir tamam... Annem hiçbir şey demeden odadan çıktı ve bende banyoya girdim.Elimi yüzümü yıkayıp kuruladım.Tekrardan odaya geçip dolabıma doğru yöneldim.Acaba ne giysem? diye düşünecek durumda değildim.Siyah giymem gerektiğini düşünerek siyah bir tişört ve siyah bir kot alarak giyinmeye başladım.Normalde pek sık siyah giyinmezdim.Renklerle aram iyidir ve renkli olmayı da severim.Ama bugün hiçte renkli giyilecek bir gün değil.Giyinmem bittikten sonra ayağıma bir çorap geçirip siyah spor ayakkabılarımı da giydim ve oyalanmadan odamdan çıktım.Merdivenlere yöneldim ve yavaşça inmeye başladım.En alt kata indiğimde bir çok insanla karşılaştım ama gözüme ilk çarpan Mete ve Ece'idi.
Mete ve Ece çocukluktan beri arkadaşımdı.Bu eve taşındığımızda 5 yaşındaydım.Onlarda burada edindiğim en iyi dostlarımdı.Her anımda yanımda oldular ve yine bu kötü günlerde de yanımdalar.İyi bir dostun yapması gerektiği gibi...
Beni gördükleri an yanıma geldiler ve Ece hiç bekletmeden bana sarıldı.Bende karşılık verdim.Bir süre sonra ayrıldığımızda bu sefer Mete sarıldı.Yine Ece'ye yaptığım gibi ona da karşılık verdim.Onlara çok ihtiyacım vardı.Yanımda olmaları benim için çok önemliydi.Mete'ye de sıkı sıkı sarıldıktan sonra ondan da ayrıldım ve Mete "Nasılsın?" diye sordu.Nasıl olabilirdim ki.İçimde sadece saf bir duygu vardı.O da koskocaman bir acıydı.Kısacası kötüydüm.Ne kadar iyiyim demek istesem de onlara karşı yapmacık olamıyordum.Bu yüzden tüm açıklıkla "Kötüyüm." dedim."Üzgünüm.Dünyam başıma yıkıldı,kendimi çok çaresiz hissediyorum."
Mete aniden bana sarıldı. Boynumda burnunu çekince ağladığını anlamıştım. Sarılışına karşılık verip "Ağlama."dedim. Yanımda ağlamamalıydı. Bu beni daha da üzüyordu. Onların yanımda dimdik durup beni teselli etmeleri lazımdı." Tamam ağlamayacağım. Sen yeter ki iyi ol." Ece'de bu sahneye dayanamamış ve o da bize katılmıştı. Bu bizim üçlü sarılışımızdı.
Birbirimizden ayrıldığımız sırada yanımıza annem geldi ve az çıkan sesiyle " Haydi çocuklar dışarı çıkın. Artık gitmemiz gerekiyor."dedi. Annemin sözünü ikiletmeden koluna girip onunla birlikte dışarı çıktım. Zaten hazır olan arabamız evin hemen önündeydi. Umut abi kapıyı açmış bizi bekliyordu. Arabaya vardık ve hemen bindik. Mete önde; ben, annem ve Ece ise arkadaydık. Cam kenarına oturmuştum. Annem hemen solumdaydı. Onun ellerini ellerimin arasına alıp başımı omzuna koydum. O da karşılık vererek elimi sıkıca tuttu. Sanki kaçacakmışım gibi... Hiç bırakmak istemiyormuş gibi tutuyordu. Bende onu bırakmak istemiyordum. Bırakmayacaktım da zaten. Babamdan sonra onun da gitmesine izin vermeyecektim.
Dünden beri dinmeyen gözyaşlarım yeniden akmaya başladı. Artık gözyaşlarımdan nefret etmeye başlamıştım. Annem ıslanan omzundan ağladığımı farketmiş olacakki " Ağlama kızım."dedi usulca. Halbuki o da ağlıyordu ve bana ağlamamamı söylüyordu. Haksızlıktı bu yaptığı.
Kafamı ona doğru çevirip onun yaptığı gibi usulca " Sende ağlıyorsun ama."dedim. Hafiften gülümseyerek " O zaman ikinizde ağlamayalım."dedi. "Tamam."diyip yeniden aynı pozisyonumu aldım.Bir süre sonra araba durmuştu. Kafamı kaldırıp camdan tarafa baktım. Bir caminin önündeydik. Önce cenaze namazı kılınacaktı.Sonra defnedilecekti. Diğerlerinin arabadan inmesiyle bende indim. Arabadan iner inmez annemin koluna girdim ve Ece'ninde diğer koluma girmesine izin verdim. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Kapıda durup gelen insanları karşılamamız gerektiğini bildiğimiz için oraya doğru gidip kapıda beklemeye başladık. Yakalarımıza babamın fotoğraflarından taktık ve insanları beklemeye başladık.
Bir süre sonra gelmeye başlamışlardı. Her gelen"Başınız sağolsun" diyip içeri giriyordu. Tam anneme içeri girmek istediğimi söyleyecektim ki kapıdan gelenle ağzımı kapadım. Bunun burada ne işi vardı ki. O da beni farketmişti ve kafasını bana doğru çevirdiğinde ağzı hafiften aralanmış,gözleri de büyümüştü. Yanında iki tane adam vardı ve yavaşça yanımıza yaklaştılar. İki adam yanımda duran annemin önünde durdular ve sırasıyla "Başınız sağolsun" dediler. Annemde karşılık olarak başını eğerek "Dostlar sağolsun" dedi. Adamlardan bir tanesinin anneme karşı bakışları tuhafıma gitmişti. İçten bakıyordu.
Önümde duran kişi sayesinde düşüncelerimden ayrıldım. Kimin olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım. Bu oydu. Biricik kurtarıcım Emir DUMAN... Onun ne işi vardı gerçekten çok merak ediyordum. Büyük ihtimalle şu iki adamdan birinin oğluydu. Hangisinin olduğunu tahmin edebiliyorum çünkü çok benziyorlardı. Anneme içten bakan değil de diğeriydi.Bu düşüncelerimden de beni yine aynı kişi ayırmıştı. Bana yanımda olduğunu belirtircesine içten bir şekilde "Tekrar başın sağolsun " dedi. Bende karşılık olarak "Tekrar sağol" dedim. Konuşmayı devam ettirmek istercesine "Seni burada gördüğüme şaşırdım" dedi. "Bende şaşırdım." "Murat Amcanın kızı olman beni daha çok şaşırttı.Onun bir kızı olduğunu biliyordum ama bu kızın sen olduğunu bilmiyordum." "Babamı nerden tanıyorsun." "Babamla birçok iş yapmışlardı ve yakın arkadaşlardı." "Tamam" dedim. Konuşmayı bitirmek istediğimi belli ederek. Anlamış olacakki o da karşılık vermeden sustu. Şu iki adam da annemle olan konuşmalarını bitirmişler,bu sefer bana doğru dönüp "Seninde başın sağolsun Asya" dediler. Adımı nereden biliyorlarsa artık. "Sağolun" Benimle tanışmak istedikleri çok belliydi. Emir'in babası olduğunu tahmin ettiğim adam elini uzatarak " Ben Demir DUMAN.Babanın bir arkadaşıyım." dedi ve tahminlerimi doğru çıkarttı.Soyadı DUMAN'dı. Bu da Emir'in babası olduğunun kanıtı sayılabilirdi. Daha fazla uzattığı elini havada bırakmamak için bende elini tutup ona karşılık verdim ve "Memnun oldum." dedim. Adımı bildiği için söyleme gereksiniminde bulunmadım. Diğer adamda elini uzatarak " Bende Oğuz KOZAN" dedi. Onun da elini sıktım ve yalnızca gülümsedim. Ufacık bir gülümsemeydi bu. Adamdan hiç hoşlanmamıştım. O da bunu anlamış olacak ki pek fazla uzatmadı.
Sonrasında da namazın kılınacağı yere doğru gittiler. Biz de bir süre daha kapıda durduktan sonra yanımıza gelen kadının elinden bize uzattığı siyah şalları başımıza giydik ve oradan ayrıldık. Yaklaşık beş dakika sonra imam "Hakkınızı helal ediyor musunuz?" Diye sordu. Herkes aynı anda "Helal olsun" dedi. İmam sorusunu birkaç kez daha tekrarladı. Her seferinde yeniden "Helal olsun" dendi. Hemen sonra da cenaze namazı için erkekler yerlerine geçmeye başlamıştı. Mete yanımızdan ayrılıp en ön safa geçmişti. Üstelikte Emir'in yanına... Acaba tanışıyorlar mıydı? Nereden tanışacaklar ki! Hem tanışıyorlarsa da banane.
Cenaze namazı başlamıştı. Namazla birlikte gözyaşlarımda akmaya başladı. Yanımda ayakta bile zor duran annem vardı ve ona destek olmak amacıyla elini tuttum. Onun üzülmesi beni daha çok üzüyordu. Ama şuan da üzülmek onun hakkıydı.
Cenaze namazı bittikten sonra erkekler babamın tabutunu omuzlayıp yürümeye başladılar. Cenaze arabasına koyacaklardı ve bu da babamın son yolculuğu olacaktı.
••••••••••••••••••••••••••••
Tekrardan çok çok özür dilerim.
Yorum ve vote lütfen.🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASMİR
Teen FictionAsya'dan; Kafamı kaldırıp suratına baktım. Bir erkekti ve aşırı derecede yakışıklıydı. Hemen kendime çekidüzen verip ondan ayrıldım. "Teşekkür ederim." "Öne...