Büyük Patlama ; Güç

Bölüm III: Laboratuvar

   Aradan çok zaman geçti kızı bulamayacağımıza karar verdik. Zor bir karardı hele Ceyhun için nasıl olsa tanıdığı bir arkadaşıydı. Artık gideceğimiz yer belliydi; şehir merkezine gidip olan bitenden haberdar olmalıydık. Yol biraz uzun sürdü Ceyhun arabada sürekli frekanslarla oynuyor radyoyu bozuyordu. Sürekli cızırtılı, baslı ve tizli sesler başımızı şişirdi. Bize sürpizi olduğunu söyledi acaba bir şeyler mi öğrenmişti arabada? Ceyhun sürpriz yapmayı seven birisidir ve herkese önem verir. Verdiği önemler bazen geri dönüşlü olmasa bile. Ada adında bir kızdı tam hatırlamıyorsam; lise son sınıfta tanışmıştı, kız kumral ve ela gözlüydü sürekli bize uzun saçlarından bahsederdi. Sevdiğini bir türlü söylememişti, ta ki mezuniyet balosuna kadar o gün Ceyhun kıza açılma fırsatı bulmuş fakat kız bunu tersemişti. Aylardır umut besleyip son saniye tokadını yedi (zavallı). Biz bu duruma çok gülmüştük Ulaş'la. Bu yaşadıklarından sonra zamanın kıymetini bilmiş ve hiçbir şeyi bekletmemişti.

Şehir merkezi gayet sakin gibiydi sanırsam ikaz sesleri duyulmuş ve herkes sığınaklara gitmişti, tabiki dışarıdaki insanlar etkilenmişti sadece. Eve uğramaya karar verdik bu güçleri artık tam öğrenip buradan gidecektik ya da güçlerimizin çılgın bilim adamları tarafından duyulup beynimizi alacaklardı, tercih bizimdi. Ulaş sürekli süper kahraman filmlerinden bahsetti; buradan gitmek zorunda değilmişiz, kostüm yapıp kimliğimizi gizleyebilirmişiz. Bunlar sadece filmlerde olur diyip Ulaş'a belirttim. Çağrı, Ulaş'ın yerini kapmıştı. Küçük lacivert koltuk Ulaş'ın baş köşesiydi, televizyonun tam karşısında, prizde sağ tarafındaydı. Oh mis. Telefonu sarjda 24 saat bırakıp telefonu patlatmıştı Ulaş. Allah'tan ev yanmadı. Ceyhun'la benim koltuğum aynıydı, tabi arada Ulaş'ın koltuğuna oturuyordum(o koltukta gözüm var). Ceyhun mutfağa gidip yumurta yapıcağını söyledi ve bizi yanına çağırdı. Ceyhun, "Gençler şuna bakın." Dedi ve ufak bir el hareketiyle, dokunmadan yumurtayı parçaladı. Bende, "Bu da bir şey mi? Geri çekilin ve abinizi izleyin." dedikten sonra ocaktan aldığım ufak bir alevle yumurtayı pişirdim. Ulaş'ta yumurtanın tavasına elektrik vererek "Adamsanız alıp yiyin." dedikten sonra arkasına dönüp gitti. Sanırım bize trip atmıştı.

Gece uzun uzun konuştuktan sonra, kimliğimizi gizlemeye karar verdik. Ulaş, "Ben size demiştim." Diyip sürekli konuşuyordu. Kostüm konusu biraz sıkıntılıydı herkesin ayrı bir gücü olduğu için her birimize ayrı kostüm gerekirdi. Aramızdaki bilimle içli dışlı olan Ceyhun bir şeyler yapabileceğini söyledi. Tabi Ulaş'ta yardım edecekti. Bunlar tamamdı fakat iyi bir laboratuvara ihtiyacımız vardı. Ceyhun bi kaç saattir birilerini arıyıp durdu. Bizse televizyon izleyip, interneti dolaştık. Haberlerde bu ışınların canlı hücrelerini mutasyona uğrattığını söylendi tabi bu ışınlar her yere vurmamış. Ozon tabakasında anormal delik olan yerlerden geçebilen gama ışınları, hücrelerimizi büyük bir radyasyona uğratmış ve bu radyasyon bizim hücrelerimizi kanser hücresi gibi gücümüze özel bir şekilde mutasyon geçirtmiş. Devlet bu kişileri arıyıp duruyor ve bu radyasyonun yaptığı etkileri gözlemlemek istiyor bu nedenden ötürü kostüm fikri daha da aklıma yattı. Hayatımızı riske atamazdık.

Gece uzun bir geceydi, güçlerimizi çözmeye çalışıp duruyorduk. Kendi gücüm hakkında çok önemli bilgiler buldum gücüm tek 4 elementle sınırlı değil ayrıca cisimleri ve gölgemi hareket ettirebilirmişim ve bazı insanlar bunu başarıyormuş. Gücümden bahsetmek gerekirse; Pyrokinezi; ateş kontrölüymüş. Hidrokinezi; su kontrölü ve suyun hacmini kontrol etme gücü, buda süpermiş. Cryokinezi; soğuk kontröl gücü bununla buzlar yaratabilirim, ilginç! Termokinezi; bu sayede ısı saçabilir, sıvıyı ısıtıp gaza çevirebilirmişim, vay canına! Daha bir sürü var bu terimlerden. Gücümün odaklanmaya dayalı olduğunu öğrendim ve bunların hepsinin odak noktamın gelişmesiyle sahip olmuşum ve ayrıca herşeyi patlatıp, dondurabilirmişim buna da Elektrokinezi adını vermişler. Bunlardan daha ilginç olanı bunları zamanla öğrenip kendimi geliştirmem olucak. O günü sabırsızlıkla bekliyorum.