7.Bölüm

2.9K 119 4
                                    

Doğu şirketten çıktıktan sonra hemen evine gitti. Küçük bir çanta hazırladı. Evden çıkarak arabasına bindi ve havalimanına sürdü. Havalimanında arabasını otoparka bırakarak içeri girdi. Kontrollerden geçerek uçağa bindi. Biletinde yazan koltuk numarasına doğru ilerledi. Kafasını kaldırmasıyla beraber Merve ile göz göze geldi.

'Yine mi ya?' dedi içinden Doğu. Merve'nin "Sen" dediğini duydu. "Nasılsın Merve?" diye sordu Doğu.

Koltuk numarasına baktı. Tam da Merve'nin oturduğu koltuğun yanındaydı kendisinin koltuğu. Şuan da yaşanan tam bir tesadüftü. Koltuğuna oturdu.

"İyiyim Doğu Bey" dedi Merve ne hissettiğini bilemeden. "Bey? Bey mi oldum?" diye sordu ve devam etti. "Aramızdaki var olan 'Bey ve Hanım' kelimelerini kaldıralım" dedi Doğu.
"Bence böyle daha iyi emin olun." dedi Merve kararsızlıkla. "Kaldıralım bence " dedi Doğu sesini yükselterek.

Uçak yavaşça pistten kalkmaya başlayınca Merve elini hemen koltuğunun kenarına koydu. Farkında olmadan Doğu'nun elini tuttu. Doğu şaşırarak yanındaki kıza baktı. 'Ya korkuyor ya da heyecanlandı.' dedi kendi kendine. Bu sırada yanlarına hostes yaklaştı. Kemerlerini kontrol etti.

"Bir şey içer misiniz?" diye sordu hostes. "Ben bir orta kahve alabilir miyim?" dedi Doğu. "Ben de çay alabilirsem iyi olur" dedi Merve sakince. Hostes onaylayarak gülümsedi ve yanlarından ayrıldı.

"Senin ne işin var İzmir'de" diye sordu Merve kemerinin izin verdiği şekilde dönerek ve elini çekti. "Senden kaçmak için gidiyordum ama sana yakalandım." dedi mırıldanarak sessizce Doğu.
"Efendim ne dedin?" diye sordu Merve. "Yok bir şey hem iş hem tatil benimkisi. Ya sen, sen neden gidiyorsun?" diye merakla sordu Doğu. "Ailem orada yanlarına gidiyorum. 3-4 gün için." dedi Merve. Hostes gelerek içecekleri servis etti.

Doğu bir daha soru sormadı. Merve cam kenarında bulutları seyrederek Doğu'dan kaçtı. Bir saat sonra İzmir: Adnan Menderes Havalimanına inmişlerdi. Merve kemerini çözerek yerinden kalktı. Doğu da kemerini çözünce Merve'nin ardından uçaktan çıktı. Havalimanına girerek valizini almak için bekleyen Merve'nin yanına gitti. Doğu konuşmak için Merve'ye baktı.

"Sen nereye yani hangi semte gideceksin?" diye sordu Doğu. "Çeşmeye gidiyorum" dedi Merve sesindeki soğuklukla. Doğu Merve'nin sesindeki soğukluğu hissetti ama umursamadı. "Aaa öyle mi? Ben de Çeşme'ye gidiyorum. Seni bırakabilirim istersen." dedi Doğu. "Aslında hiç gerek yok" dedi biraz sessizce Merve. "Israr ediyorum lütfen" dedi Doğu umutla. "Peki o zaman" dedi Merve ve gözlerini kaçırdı.

Merve'nin valizinin ardından kendisine ait çanta da gelmişti. Doğu şoförünü aradı ve havalimanının kapısına gelmesini söyledi. Yan yana çıkışa doğru ilerlediler. Merve Doğu'yu telefonda konuşurken izledi. Gerçekten çekici bir adamdı. Nihayet havalimanından çıktılar. Doğu şoförün kendine doğru gelmesi ile gülümsedi.

"Hoşgeldiniz Efendim" dedi ve ikilinin elindeki valiz ile çantayı alarak önden ilerledi. Şoför eşyaları arabanın bagajına koydu. Doğu arabaya yaklaşınca Merve'ye yol verdi. Merve arabanın arka koltuğuna oturunca Doğu'da yanına oturdu.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Doğu. "Dr. KOCAK Ailesi Yazlık Sitesi'ne" diyerek arkasına yaslandı Merve. "Duydun mu?" diye sordu Doğu şoföre dönerek. "Duydum Doğu Bey, hemen gidiyoruz" diye söyledi şoför.

Yarım saat sonra sitenin önündeydiler. "Hangi ev sizin?" dedi Merve'ye dönerek Doğu. "İlk ev amcamın, yanındaki ailemin, diğerleride halamlara ait. Ama ben burada ineyim. Babama yakalanmayalım." dedi Merve. Doğu 'Neden?' diye soramadan Merve arabadan inmiş ve valizini aldı. 'Teşekkür ederek' evine doğru ilerledi.

Anne ve babasının evinin önüne gelince çantasından anahtarını çıkardı. Yavaş olmaya çalışarak anahtarı kilide taktı ve çevirdi. Sürprizi bozulsun istemiyordu. Valizini bıraktı ve yazlığın mutfağına doğru ilerledi. Annesi kesin oradaydı. Akşama babasına güzel bir sofra hazırlıyordu mutlaka. Tam da tahmin ettiği gibi annesi mutfakta yemek yapıyordu. Arkasından sessizce yaklaştı.

"Nasılsınız Hale Hanım" dedi gelerek Merve. "Ay inanmıyorum. Haruuuun koş gel. Annesinin miniği gelmiş." diyerek Merve'yi yanına çekerek sım sıkı sarıldı Hale Hanım. "Annecim çok özlemişim" dedi Merve gözünde yaşlarla. "Ben de... Ben de çok özledim nazlı kızım" dedi Hale Hanım ve ardından gülümsedi. "Ya anne" sistemle Merve söylendi.

Hale Hanım gülümsedi ve kızını kolundan tutarak yazlığın bahçesine çıkardı. Harun Bey'in arkasından yaklaştılar. "Babam" diye Merve heyecanla söyledi. Harun Bey hızla arkasını döndü. "Kızıımmm" dedi gözyaşları içinde. Merve de gözyaşları ile babasına sarıldı.

Hale Hanım da gözyaşlarını durduramadı. Kızını ve kocasını uzun zamandır böyle görmemişti. Merve onlar için çok değerliydi. Hale Hanım genç yasında geçirdiği bir dizi kontrol , ameliyattan sonra kucağına almıştı kızını. Merve küçükken yaşadığı hastalık yüzünden ailesinde daha çok ilgi görmüştü. Harun Bey'in nazlı prensesiydi.

"Hadi kızım , odana git. Dinlenme , yol yorgunusundur şimdi sen" dedi Hale Hanım gözyaşlarını silerek. Merve babasının iyi olduğunu görünce rahatladı. Babasından ayrılarak ailesine gülümsesi ve bahçeden eve yürüdü.

Eve girince merdivenlerden çıkarak koridorun sonundaki odasına gitti. Odasının kapısını açınca küçüklüğündeki o masum koku karşıladı. Annesi ve babası ne olursa olsun odasına dokunmuyordu. Hem yazlıktaki odası hem de merkezdeki evlerindeki odası aynı duruyordu. Annesi kıyamıyordu odasını değiştirmeye , özlemle kızının yeniden yatağında yatacağı günü bekliyordu.

Odasına girdi. Valizi kapının hemen yanındaydı. Yatağına çantasını koyarak pencereye doğru yürüdü. Camı açınca babasının bahçelerine ektiği güller mis gibi kokmuştu. Odasındaki banyoya giderek ellerini ve yüzünü yıkadı sonra da havlu ile kuruladı.

Aynı sıralarda Doğu Çesme'de bulunan oteline giriş yapmıştı. Odasına çıktı. Arkasından çantasını getiren adama teşekkür ettikten sonra bahşiş verip kapıyı kapattı. Çantasını yatağı üzerine bıraktı. Bu otel kendi ailesine aitti. Şuan içinde bulunduğu oda da Doğu'ya.

Rahatlamak için duşa girdi. Ilık suyla aldığı duştan çıkınca pijamalarını giydi. Eline telefonunu alarak Mert'i aradı. Telefonu kulağına götürdü.

"Efendim kardeşim" diyen sesi duyunca gülümsedi. "Mert başıma neler geldi" diyerek uçağa bindiğinden beri olanları arada düşünerek anlattı.

"Oğlum ne bu şans. Kızdan kaçarken yine ona yakalandın. Söyle bakalım ne hissediyordum?" dedi gelerek Mert. "Aşığım Mert. Zaten o da ailesinin yanına gelmiş. Konuştuk sonra da onu evine bıraktım" dedi Doğu sıkıntıyla. "İstersen araştırayım şu doktor güzelini" dediMert ve güldü. "Bende onu diyordum. Araştır bakalım kimmiş" dedi ve karşıdan gelen gülme sesiyle Doğu telefonu kapattı.

Üstüne çantasından bir t-shirt giydi. Altına şort giyerek havuza indi. Biraz şezlongda uzandı. Biraz yüzdü havuzda. Aklına cennet güzelinin mimikleri gelince yerinde duramadı. Sanki onu görmedikçe boğuluyordu. Gözünün önüne o içten ve samimi gülüşü gelince odasına çıktı. Açık mavi bir pantalon ve beyaz bir t-shirt giyerek aşağıya indi. Akşam zaten olmuştu. Otelden çıkarak cennet güzelini bıraktığı siteye doğru yürüdü. Sitenin önüne gelmesi saatin ilerlemesine sebep oldu. Cennet güzelinin yazlığının önüne gelince bahçeye girdi. Biraz yerdeki çakıl taşları ile oyalandı. Yazlığın bütün ışıkları sönmüştü. 'Herhalde yattılar' diye düşündü Doğu.

Az önce oyalandığı çakıl taşlarından alarak Merve'nin odası olarak tahmin ettiği odanın camına attı. Birinci taşta bakan olmadı. İkinci taşı cama attığında cama çıkan gözleri uykulu şaşkın cennet güzeli kendisine bakıyordu.

Arkadaşlar 6 vote 5 yorum gelince yeni bölüm gelecek. Sınır geçilmeden bölüm yok... Şimdiden Teşekkürler.

Cennet GÜZELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin