Koskoca bir dünyada hayatınız boyunca yalnızsınz,daha sonra ya biri çıkıp gelirse ne yaparsınız???Bakalım TUĞBA Ne Yapacak???
"Ya Gerçekten Yalnız Değilseniz Ve Bütün Hayatınız Boyunca Bunu En Son Öğreniyorsanız Ne Yapardınız???
Belki de hayat sandığınız kadar kötü değilse,sadece dışardan bakıldığında öyle görününüyorsa "Ya içini hiç yaşamamışsak???"
Daha sonradan hayatın farkına varıyorsak,belki de bizi yaşatacak ve bizi yalnızlıktan değilde içimizde ki korkudan kurtaracak biri çıkar gelirse???
Siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız???
Bilmiyorsunuz Değil mi???
Bu sorunun cevabı burada okuyun da öğrenin bakalım.***Evet, Tuğba ismini bile bilmediği bu adama ne cevap vereceğini bilmiyordu...
Adam:İyi misiniz?Hanımefendi.
Diyerek sözüne korkuyla devam etti.
Daha sonra tuğbaya içeriden bir bardak su getirdi.
Tuğba suyu içerken hâlâ bu olanların şokunu atlatamamıştı.Nasıl atlatsın tabiiiii...
Hayatına sonradan yabancı hiç tanımadığı bir erkek giriyor ama kendisi ne yapacağını bilmiyordu.
Şöyle bir düşündükten sonra;
TUĞBA: Hayır!!!!!.Tabiki de, sizin ne dediğizi kulağınız duyuyor mu???
Adam:(Korkarak) Tamam ama bari sabaha kadar burada kalıtım.Şuracıkta kıvrılıp yatarım.
TUĞBA: Tamam ama sadece sabah kadar...
Daha sonra çekip gidin lütfen...
Adam:Tamam. Yardımseverliğiniz için teşşekürler. Size minnettarım.Korkmanıza gerek yok ben şurada iki kıvrılır yatarım siz hiç merak etmeyin sizi de hiç rahatsız etmem.
TUĞBA:İsminizi söylemeyi düşünmüyor musunuz?Yoksa aklımda adam ismiylemi kalmak istersiniz?????...
Adam: Pardon,kusura bakmayın hanımefendi,bendeniz Murat...
TUĞBA: İyi. Tanıştığıma memnun oldum gerçi pek tanışmadık ama genede memnun olalım bakalım...
Murat:Hep böyle şüpheci tarzda mı konuşursunuz? Yoksa bana mı özel???...
(Tuğba sinirlenerek)
TUĞBA: Ne münasebet cnm ben herkese böyle davranırım...
MURAT:Yani öyle davrandığınızı kabul ediyorsunuz demek...
TUĞBA:Lütfen murat bey daha fazla beni sinirlendirmeden konuyu kapatır mısınız???!!!!!
Murat:Tamam tamam kızmayın hanımefendi. Yani evinde misafir olarak kaldığım birine saygılı davranmak zorundayım değil mi...?????
Şaka yapmak istemiştim.
TUĞBA:İyi hadi affediyorum tamam.
Meraklı gözlerle adama bakmaya devam ediyordu.
Murat:Tamam sizi anlıyorum size bir açıklama yapmam gerekiyor. Hemen size neden burada olduğumu özet geçeyim.
TUĞBA: Evet sizden açıklama bekliyorum. Lütfen anlatın, neden burdasınız,kimlerdensiniz,bu köye neden geldiniz,burada işiniz ne???
Murat:Buraya hayattan ve insanlardan yorulduğum için geldim.Çok acı çektim. Ve en sonunda çok uzaklara gitmeye karar verdim.Ve işte burdayım. Yarın ne yapacağımı bilmiyorum.Ama merak etmeyin sizi zor durumda bırakıp burada kalmam. Gerekirse başka bir yere giderim veya dışarıda kalırım. Ama sizin gibi yüce, zarafetiyle büyüleyen güzel bir kadını asla zor durumda bırakmam.
TUĞBA: (Utanarak) Tamam daha fazla soru sormayacağım. Ama sadece tek bir soru daha soracağım.
Murat:Tabiki sorabilirsiniz.
TUĞBA:Neden, yani neden ya insanlar neden bu kadar hayattan uzaklaşmaya çalışıyorlar.Aslında hayatı acısıyla, tatlısıyla yaşamak gerekirken.Hayatı her zaman bir anneye benzetmelerini öneririm insanlara, o dünyanın öbür ucunda olan hiç tanımadığım insanlara, bir gün karşılaşırsam şunu söylerim. Eğer dünyayı, hayatı bir anneye benzetiyorsanız, veya hayatınız, dünyanız anneniz ise, Eğer cennet gerçekten annenin ayakları altındaysa ve sizde buna inanıyorsanız o zaman hiç kimse bu hayata küsmemeli...
Neden mi?????
Çünkü eğer hayatınız, dünyanız anneniz ise anneler hemmm sever yani mutlu eder.....
Hem de acı verir.
Hayat her zaman sulu ve tatlı bir meyveden ibaret değildir.....
Bu meyvenin tatlı oluşu önceden acı olmasıyla başlamıştır belki de.....?????
Murat öylece kalakaldı.
Ağzı dili tutulmuştu sanki.Hiçbirşey söylemek istemiyordu ya da gerçeği konuşmak gerekirse söyleyemiyordu. Hiçbir büyüye inanmazdı ama bu güzel bayanın laflarıyla ve hele bunları anlatırken o güzel sıcak bakışlı parlayan gözleri adeta ortalığı kasıp kavurmuştu ve evet kabul ediyordu. Bu güzel bayan ona sözleriyle ve o sıcak bakışlarıyla ortalığı kasıp kavurduğu ve hali ona ölmediği halde hayat vermişti. Evet,evet kabul ediyordu. Bu güzel bayan ona sanki büyü yapmıştı.
Murat öylece kalakalırken ve bunları düşünürken aklını yitirdiğini zannetti ve tuğbanın seslenmesiyle hayata dönmüştü. Ama büyünün etkisi üzerinden geçmemişti.Evet bir daha hissetti büyü geçmemişti.
Tuğba adamın haline bakarak ondan biraz korkmuştu ve biraz da şaşırmıştı.Sonra hemen mutfağa geçip bir bardak su getirdi. Ve murata uzattı.
Murat:Hâlâ hayran hayran bakarak teşşekkür etti. Ve suyu içmeye başladı.Elleri titriyordu.
Tuğba:Ne oldu size beyfendi iyi misiniz????? Kötü birşey mi söyledim?
Murat:Yooooo. Hayır. Ben sadece bu kadar güzel söz söyleyen birini daha hiç görmedim, duymadım.
Şaşkınlığımı bağışlayın lütfen.
Tuğba:Ben de hayatımda bu kadar fazla iltifat almadım.Gerçi iltifat aldığımdan da şüpheliyim.
Neyse siz istirahatınıza çekilin ben size bir yer yatağı açayım da iki kıvrılıp yatın.
Murat:alttan alttan gülmeye başladı.Gülerken gözleri parlıyordu.
Tuğba muratın gözlerinin parladığını görünce adeta şöyle düşündü. (Gözlerini gökyüzüne dikerek.) Demek ki yıldızlar bu gece dünyaya inmiş. Yıldızlarda bir insanın yakında durup parlayabilirmiş. Hemde gökyüzünde hiç bu kadar parlamadığ halde...
Daha sonra hemen işe koyuldu ve yere hemen bir yatak açtı.
Sonra elini yüzünü yıkamaya giden murat beye seslendi.
TUĞBA: Yatağınız hazır murat bey.
Sonra murat bey gelerek iyi de benim pijamam yok.Ayıptır söylemesi biraz rahatıma düşkünümde pijama varsa alalir miyim?????
TUĞBA: İyi de murat bey bu eve yıllarca hiç kimse gelmez hele ki bir erkek.....
Yani yok. Ben en iyisi size benim pljamalarından veriyim. Artık sabaha kadar idare etmek zorundasınız değil mi?????
Murat:Evet siz verin bana pijamalarınızdan, ben idare ederim siz merak etmeyin tuğba hanım.
Tuğba içeri giderek pijamayı getirir ve murat beye verir. Ve odadan tam çıkacakken murat bey seslenir.
Murat:Tuğba hanım odadan çıkmanıza gerek yok arkanıza dönün ve gözlerinizi kapatın yeter.
TUĞBA: Tamam öyle yapalım.
Tuğba hemen arkasına döner ve gözlerini kapatır. Daha sonra murat bey seslenir.
Murat:Tamam alabilirsiniz gözlerinizi.
Tuğba: Birşey görmedim.
Murat:Bundan eminim.....
Sonra ikisi de yataklarına çekilirler.
Gece saat 12:00
Murat bey hâlâ uyumadı.Tabi ki tuğbada uyumamıştı nasıl uyusun yabancı bir adam evinde kalıyor. Gerçeği söylemek gerekirse biraz korku vardı içinde.....
Ama ne garip korkuyla beraber heyecan da vardı içinde. İkisi de uyumaya çalışıyordu ama uyuyamıyorlardı. İkisi de birbirlerinin uyuduğunu düşünüyordu.
Daha sonra murat bey yatağından yavaşça kalktı, tuğba hanımın uyuduğunu zannederek odasına kapıyı yavaşça açarak girdi. Kendisinin de hiç ama hiç yaşmadığı bir heyecan vardı. Neden buraya geldiğini bilmiyordu.İçindeki bir ses onu buraya getirmişti sanki.
Daha sonra yavaşç yatağın yanına yaklaşarak tuğba hanımı izlemeye başladı.İzledikçe izleyesi geliyordu. Aklından bu düşünceler geçiyordu.***Allahım sen ne kadar iyi,güzel, ilginç,değişik, ama sözleriyle insanı kendisinden bile alan, ruhun derinliklerine işleyen,insanın aklının yitirdiğini düşündürecek ve deli olduğunu zannettirecek insanlar yaratıyorsun.....
Ya da bana özgü bir insan mıydı????? Benim için yaratılmış bir hatun muydu??? Ben bu kızı hakedecek ne yaptım da çıkardın bu güzeli karşıma.....
Ama ben bunları haketmiyorum bu kadar iyi bir hatunu haketmiyorum.O benden daha iyilerine layık bir kadın.....
Ben daha böyle birşey görmedim bakmaya bile kıyamıyorum.
Daha sonra kendine gelerek şöyle düşündü ben ne yapıyorum. Ne oluyor bana anlamıyorum.....
Hemen odadan yavaş ve hızlıca çıktı.
Sonra bütün gece tuğbayı düşündü.
Tuğbada onu.....
Tuğba murat odaya geldiğinde çok heycanlanmıştı ama hiç korkmamıştı. Evet hiç korkmamıştı.....
İkisi de birbirini düşünerek geceyi böyle bitirdiler......
Sabah oldu ve tuğba o gün erken kalkmamıştı. Çünkü bütün gece muratı düşünmekten uyuyamamıştı.
Ama o uyurken murat ona çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı.Murat, sanki bugün tuğba olmuştu.Tuğbanın yaptığı bütün işleri yapmıştı.....
Sonra tuğbanın uyanmasını beklemeye başlamıştı. İlk defa hayattan zevk almaya başladı.
Onu uyandırmaya kıyamıyordu. Sonra buraya geldiği güne kadar düşünerek, onda yaptığı değişimlere baktı. Ama resmen başka biri olmuştu adeta. Bunu kendiside farketmişti.