Hatalarım olursa kusuruma bakmayın.
Telefonumdaki gıcık alarm çalınca sıçrayarak uyanmıştım. Bugün okulun olduğu geldi aklıma. Hemen kalktım oflaya puflaya, okul formamı giyip çantamı hazırladım.
Kapıyı tıklatarak, "Öykü, kızım uyandın mı? Hadi gel, aşağıda kahvaltı hazır. Ha bu arada kendini bugün nasıl hissediyorsun?" diye sorduğunda yüzümü ekşiterek, "Sence? Haberim olmadan daha doğrusu fikrim alınmadan başka okula kaydediliyorum. Sence nasıl? Güzel bir duygu değil mi?" diye öfkelendiğimde, Asya abla babamı savunurcasına "Ama kızım baban senin iyiliğin için yaptı." dedi.
Gözlerimi devirerek aşağı indim. Annem ile babam çoktan kahvaltıya oturmuşlardı bile.
Masaya oturduğumda önümdeki tabağı karıştırıyordum, babam fark etmiş olmalı ki "Kızım, ne oldu? Bugün yeni okula gideceksin, mutlu olman gerek." dediğinde, gözlerine ciddi bir şekilde bakarak "Evet baba haklısın. Fikrim alınmadan başka bir okula gitmek. Aynen aynen!" diyerek dalga geçtim.
Annem ordan lafa karıştı; "Eee ama kızım biz senin iyiliğin için uğraşıyoruz. Bak o okula git, memnun kalacaksın" dediğinde babam da kafasını onaylarcasına salladı.
Hemen masadan kalkıp, evi terk ettim. Hemen arabaya bindim.
Arabaya bindiğimde Mustafa ağabey "Bugün yeni okuluna başlıyorsun, neler hissediyorsun bakalım?" diyerek sorduğunda egoistçe sırıttı.
Bunaldığımı belirterek "Ay ne olacak işte okul, sıradan dümdüz okul. Yani ne olmasını beklerdin?" diyerek çıkıştım.
Mustafa ağabey cevap veremedi tabi! Neyse okula gelmiştik. Evett! Korku dakikalar başladı. Okulun bahçesine girince sanki herkes sana bakıyormuş gibi geliyor.
Kitaplarım elimde, tam okulun kapısından giriyordum ki çocuğun biri bana omuz attı, yanlışlıkla.
Kitaplarım yere düşmüştü. Diz çöküp kitaplarımı topluyordum.
"İnsan bir önüne bakar, öküz! Hadi önüne bakmadın çarptın bana, bari yardım eder!" diyerek bağırdığımda hala bana bakıyordu. Sanki hayatında hiç kız görmedi.Bir sinirle okulun içerisine girdim. Müdür odasının olduğu kata çıktım.
Müdürün odasına gelip tıklattım. 'Gel' sesini duyunca kapıyı hafifçe açıp içeri girdim. Odaya girince, müdür şöyle beni süzerek ne oldu dercesine baktı. Bende hemen durumu anlatmaya koyuldum."Hocam, ben yeni öğreniyim. Babam iki gün önce bu okula kaydımı yaptırdı." dediğimde müdür anlayıp kafasını sallayarak, "Ha tamam. 10\İ sınıfına çıkacaksın. "dediğinde saygıyla müdür odasından çıkmayı başardım.
Bundan sonra başarılarımın burdan devam edeceğim sınıfa gelmiştim. Derin bir nefes alarak, kapıyı çaldım ve içeri girdim.
Sıniftan bir bagirma, bir ooo sesleri! Ne oluyor dedim bir an. İçeri girdigimde hoca bana bakti, durumu anlatmami bekliyordu. Bende anlatmaya basladim
"Hocam ben yeni ögrencinizim. Bundan sonra bu okulda egitimime devam edecegim. "dedigimde hoca elini siralara dogru koyarak "İstedigin yere oturabilirsin canim. " dediginde, erkeklerin bazilari yanima otur dercesine baktilar. Gozlerimi devirerek bir kizin yanina gectim.
"Kendini tanitir misin?" diyerek sırıttı hoca. Bende nazikçe kalkarak, "Adım Öykü Ünal. Samanyolu kolejine gidiyordum ama ailem bu TET koleji okulunu bana uygun gördü.
Hoca sozumun bittigini görünce sorgusuna devam etti.
"Derslerin güzel miydi peki?" diye sorunca evet dercesine kafami salladım.
Hoca serbest bıraktı . Herkes arkadaşıyla konusuyordu. Böyle sessiz oturdugumu gören kızın biri yanıma geldi.
Elini bana doğru uzatarak "Merhaba ben Merve. Bu sınıfın çılgın kızıyım." dediğinde arkamızda oturan çocuğun biri karıştı. "Ne çılgın bir kız ama!" diyerek dalga geçmişti. Merve kaşlarını kaldırarak ona baktı.
Merve beni ikna etmek istercesine "Sen ona bakma, takipçim çok ya ondan kıskanıyor! Neyse sen boraz kendinden bahsetsene." dediğinde bozarmıştım. Ne anlatacaktım ki? Neyse biraz düşündüm ve başladım kendimi tanıtmaya.
"Ben Öykü. Crazy girls'm, yeri gelince çok kızarım, yeri gelince çok sevinirim ve etrafımdakilere çok farklı davranırım, iyi olarak." sözümü bitirdiğimde ise Merve egoistçe sırıtarak "Senle iyi anlaşacağımıza benziyor!" dedi. Bende hafifçe sırıttım. Böyle havadan sudan bahsederken zil çaldı.
Sıradan nazikçe kalkarak kantine doğru hızlı adımlar attım.
Kantine girdim, sırada bekliyordum. Birden uyanığın biri önüme geçti. Tam bir şey söyleyecektim ki, okulun bahçesinde bana çarpan çocuk birden önüme geçen çocuğun yakasından tutup geri çekti. Şaşırmış bir vaziyetteydim.
"Ayıp ayıp! Herkes nasıl sıra bekliyorsa sende öyle bekleyeceksin. Enayi miyiz biz burda?!" diyerek bağırdı.
Bana çarpan çocukta arkamdaydı. Kulağıma eğilerek," Bak dikkat et böyle önüne geçipte sırayı kaynatmak isteyenlere. Uyanık ol!" diyerek fısıldadığında, "Ben zaten cevabını verecektim!" diyerek çıkıştım.
"Alayım mı ben sana istediğini? Çünkü baksana sıra gelmeyecek sana." dediğinde tek kaşımı kaldırarak "Yok ben alırım! Gerek yok!" dedim hırçın bir sesimle. Sıra bana gelince kahvemi aldığım gibi masaların olsuğu yere gittim. Gittim de yine o çocukla karşılaştım. Yani ben geçip oturacağım tam karşıma birden hayalet gibi bir çıktı. Neye uğradıgımı şaşırdım. Hemen bardağımı dökülmesin diye çekecektim, eliyle bardağımı tuttu. Ama elimi de tuttu sanki.
Ay saçmalama Öykü!
Çarpıştıktan sonra o çocuğun yanindaki çocuk sırıttı, sanki aramızda birşey var!
Kendimi sakinleştirerek masalrın birine oturdum. Merve yanıma oturdu.
"Ne yapıyorsun burda tek başına?" diye sorduğunda "Bazı dikkatsiz kalaslardan uzak durmaya çalışıyorum." diyerek dalga geçtim. Merve ise dediğimi hala çözemedi. Söylediğimi açıklamamı bekliyordu. Bende sırıtarak "Şaka yapıyorum! İnsan bazen bazen tek kalınca iyi oluyor." dedim.
Merve hiçbir şey diyemedi, şaşırdı.
Merve göz kırparak, "Ya sana birşey olmuş. Saklayamıyorsun!" dediğinde bozardım. Ya meseleyi fazla uzatmaya gerek yoktu. En iyisi söyleyim.
"Ya kantine geldim. Önüme gelen çocuğu, çarpıştığım çocuğun biri itti. Beni koruyor desem daha yeni gördüm, arkadaş bile değiliz düşün. Ay birde bu yetmezmiş gibi aldığım kahveyi az daha döküyordu. Neyse ki dökülmemişti." dedim. Suratını mahcup olur gibi yaptı.
Oy verirseniz sevinirim, eğer isterseniz yorum da yapabilirsiniz. Buna çok mutlu olurum :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA MISIN SEN?
Teen Fictionİkisi de farklı dünyanın insanları. Aynı kaderleri paylaşan farklı insanlar. Aşkın tesadüfleri sayesinde bir araya geliyorlar. Öykü gerçek aşkı bulunca inanacak mı? Yoksa terk mi edecek? Peki Buğra? Buğra hayatının aşkını bulduğuna inanacak mı dersi...