Hemen bornozumu giyip banyodan çıktım. Yatağımın üstüne koyduğum kıyafetleri giydim. Basketbol sahasına gideceğim için saçlarımı toplayıp, saç bandımı taktım. Telefonumun mesaj sesi çalınca, merak edip bir baktım.
"Neredesin kız?"
Bu mesajı görünce sinirli bir tavırla acı acı güldüm. Aynadan kendime tamam mıyım dercesine baştan aşağı süzdüm.
Patır kütür aşağı indim. Annem bu şekilde aşağı indiğimi görünce meraklandı.
"Kızım nereye böyle? Spor salonuna mı?" diye sorarak gözlerimin içine bakıyordu.
"Yok, basketbol sahasına gideceğim. Arkadaşımla basketbol oynayacağım." dedim ve hemen arabama binip, hızla gaza bastım.
Arabamı park ettim. Arabadan çıkıp, çocuğun nerede olduğunu bulmak için şöyle bir süzdüm basketbol sahasını. Uzakta, birini bulmak için etrafı süzdüğünü gördüm. O çocuktur diyerek yanına gittim.
Beni görüp, sırıtarak "Neredesin sen ya? Bir saattir seni bekliyorum burada." dedi gözlerime bakarak.
Tek kaşımı kaldırarak, "Of tamam geldik işte." dedim. Egoistçe gülerek, "Onu bunu bırak da sen hazır mısın, benimle basketbol oynamaya?" dedi. O da güldü. Kafasını iki yana sallayarak, "Yanlış adama çattın güzelim." dedi.
"Kiminle dans ettiğini bilmiyorsun Buğra bey!" dedim ukalaca.
Buğra'nın elindeki basketbol topunu alıp, "Hadi başlayalım. Beş yapan kazanır." dedim. Seni yeneceğim gözleriyle baktım.
Topu iki elimle sektirmeye başladım. İlk önce futbol kalecileri gibi durup gözlerime baktı sonra harekete geçti. Topu ona verecekmiş gibi yapıp, sağ elime topu alıp bacaklarımdan geçirerek sektirdim.
Topu elimden almak için bütün hareketleri yaptı. Hemen topu aldığım gibi Buğra'nın tarafındakı potaya attım.
Birden "Ne oldu ha? Hayır ne oldu?" Diye bağırdım. Gözlerini kıstı, tek kaşını kaldırarak "Sen şimdi görürsün." Dedi ve topu aldı.
Birden telefon sesi geldi. Buğra elini cebine attı ve telefonuna bakarak gözlerini devirdi.
Gözlerimi kısarak ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Buğra'dan;
Merve arıyordu. Telefonu açtım.
"Alo! Buğra neden açmıyorsun telefonunu?"
"Açtım ya işte Merve!"
"Neredesin? Özledim seni. Dışarıda isen buluşalım mı?"
"Merve, dışarıdayım ama işim var. Sonra buluşsak olur mu?"
"Ya hep beni ekiyorsun. Neden?"
"Ne ekmesi işim var dedim ya!"
"Kiminlesin? Yoksa o salak Bora ile misin?"
"Bora falan yok ama sen bir daha arkadaşıma böyle bir laf edemezsin! Bora yanımda olsa ne olmasa ne? Sen de taktın Bora'ya!"
"Buğra ne olur buluşalım, Kendimi iyi hissetmiyorum. Seni istiyorum! Ancak sen dindirirsin bu acımı."
"Nasıl yani? Kendimi iyi hissetmiyorum derken?"
"Yani böyle başım dönüyor gibi, gözlerim kararıyor gibi. Ah B-Buğra!"
"İyi misin Merve? Sen oralarda bank falan bulabilirsen otur! Ben hemen geliyorum tamam mı?"
Telefonumu kapatıp, Öykü 'ye baktım. 'ne oldu' dercesine bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA MISIN SEN?
Teen Fictionİkisi de farklı dünyanın insanları. Aynı kaderleri paylaşan farklı insanlar. Aşkın tesadüfleri sayesinde bir araya geliyorlar. Öykü gerçek aşkı bulunca inanacak mı? Yoksa terk mi edecek? Peki Buğra? Buğra hayatının aşkını bulduğuna inanacak mı dersi...