6. Bölüm

14 0 0
                                    

Gözlerimi açtım. Sabah olmuştu. O güzel güneş ışınları odama vuruyordu. Yatağımdan huzurlu bir şekilde kalktım. Aşağıdan mis gibi kahvaltı kokusu geliyordu. Anlaşılan Didem yine döktürmüştü. Patır kütür aşağı indim. Masaya baktım, ailem oturmuş çoktan beni bekliyorlardı.

"Günaydın kızım. Hadi gel kahvaltı yapacağız." dedi annem. Oturdum masaya. Tam kahvaltımı yapacaktım ki, aklıma birden Buğra ile o meseleyi konuşmak geldi. Ay ben nasıl unuturum ya!

Birden masadan kalktım, annem babam şaşırmış bir vaziyette bana bakıyorlardı. "Benim hemen çıkmam lazım." dedim. Ağzıma iki-üç zeytin, bir çatal peynir, ikiye bölünmüş salam attım ağzıma.

"Kızım neye böyle? Adam yeyip de gitseydin." diye söylendi babam.

Babamı takmadım ve direkt odama çıkıp üstüme uygun bir şeyler bulup giydim.

Aşağı inip, "Hadi akşama görüşürüz ailem." diyerek çıktım. Şimdi onlar meseleyi merak edecek bende 2 saat anlatamazdım.

Buğra'nın evi bizim evimize yakındı. Bahçelerine girdim ve doğrudan kapıyı çaldım. Kapıyı açan Buğra idi. Şaşırmış bir vaziyette bana baktı. Hemen durumu anlatmaya koyuldum.

"Buğra biliyorum çok şaşırdın. Evet biliyorum rahatsız ettim. Ama çok önemli konuşacağımız şeyler var." dedim ve tüm ponçikliğimle güldüm. İsteksizce güldü.

"Tamam sorun olmaz gir içeri." dedi. İçeri girdim, koltuğa oturdum. Mahcup olduğumu bir kez daha bildirdim.

"Böyle gelmek istemezdim ama..." dedim. Kafasını iki yana sallayarak, "Hayır öyle düşünme. Sorun yok. Anlat."

"Dün beni birisi rahatsız etti. Öncelikle, sen teknolojinin dilinden anlayan birisin. O yüzden sana ihtiyacım var." dedim ve devam ettim.

"Beni özel numaradan aradı. Ve üstelik sesini tanıyorum ama çıkartamıyorum. Gizemli bir biçimde benimle konuştu. Numaramı bildiğine göre çevremden birisi diye düşündüm. Ayrıca bu işe polisi karıştırmak istemediğini de söyledi. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Sen onun sinyalini bulabilir misin?" diye sordum. Bir süre düşündü ve,

"Evet yardım edebilirim. O kişinin numarasını, adını ve nerede olduğunu tespit edebilirim. Kolay benim için. Elinde akıllı telefon var değil mi? Ben elindeki telefon sayesinde ya da koluna taktığı akılı saat sayesinde onu tespit edebilirim. Yeter ki sen iste." dedi.

Gerçekten içim rahatlamıştı, Buğra'nın bu söylediklerine.

Eline leptobunu aldı ve şöyle bir taradı. Bir yandan da kahvesini yudumladı. Bir sürü kırmızı yanan ışık vardı. Ekrana çok tuhaf bir şekilde baktım.

"Buğra, bu sürekli sönüp yanan ışıklar ne demek oluyor?" diye sordum. Bana baktı ve güldü.

"Sinyaller açık. Bütün sinyalleri tespit ediyor. Ama öncelikle telefonunu bana verir misin?" dedi. Bende çantamdan çıkarıp, Buğra'ya uzattım.

Buğra telefonumu açıp özel numaranın olduğu konuma girdi ve araştırdı.

"Bakalım ne kadar akıllıymış?" dedi. Bende hem telefonuma hem de Buğra'ya baktım. Bir süre özel numaranın gizlediği numarayı araştırdı ve buldu.

"Evet buldum seni. O kadar da zeki değilmişsin." dedi dalga geçerek. Çok şaşırdım nasıl bulabildi?

"Evet, şimdi bu sinyalin istediği numarayı girelim." diye mırıldandı. Kendimi tutamayıp sordum.

"Sinyalin istediği numara ne?" diye. O da güldü ve "Sinyalin istediği numara, özel numara. Özel numarayı bulduk ya."

Bende çok anlarmışım gibi "He tamam." dedim.

BELA MISIN SEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin