2.BÖLÜM

5.8K 31 14
                                    

O kadın bir farklıydı. O kadın; benim kalbimin en ücra köşelerinde taht kurmuş, benim cahil aklımın tek yöneticisiydi. O, bende ki her şeyin hiçbir şeyiydi. Ah anlamazsınız.

Gözlerimin üzerinde ki ağırlığa birde üzerimde ki ağırlık eklenince bu sabah iyice çekilmez olmuştu.

Üzerimde ki ağırlık?..

Üzerimde ki ağırlık...

Üzerimde ki ağırlık!!!

"Melek!" dedim aniden. Üzerimde ki ağırlık tatlı küçük bir homurtu çıkarınca bir süre daha bekledim. Bu gülümsetmişti beni. Dün gece yaşananlar bir film şeridi şeklinde aklımda canlanınca gülümsemem solmuştu. Ben bir kızın masumluğunu katletmiştim.

Bir kızın değil, bu kızın. Hayallerimde bile ulaşamayacağım kadının masumluğunu. Şimdi katlettiğim yerleri öperek sarmak vardı..

  Onu bir şekilde uyandırmalıydım. "Melek,uyan!"  dedim tekrardan. Ama yine yaptığı şey hafifçe hareket edip homurdanmaktı. Bence bu kadar güzel sesler çıkarmamalı.. Ah, erkek aklı işte! Her geleni güzel sanar.

"O koca kıçını kaldırır mısın?" dedim gülerek. Ama sanırım uyandırmak için ana kelimeler bunlarmış.

"Benim koca kıçım yok!" dedi. Kelimeler ağzından tam çıkmıyordu. Bu da "Ben koc kıç yo!" şeklinde oluyordu.

Bir sabah uyandığında, bir de ağladığında bakardım kirpiklerine. Sonra hayretle gülerdim; "Allah nasıl güzel yaratmış!"

Kafasını kaldırdı önce, sonra da tüm bedenini. Sanırım daha asıl gerçeğin farkında değil. Sersem bir şekilde ayağa kalktığında bir süre aptal aptal kirpiklerini kırpıştırdı. Uzun olmayan ama kıvrımı harika olan kirpikleri mahmurlu gözleri üzerinde adeta bir şaheser gibi duruyordu.

"Melek!" dedim gözlerimi kapayarak. Bakışlarının ağırlığını üzerimde hissettiğimde istemsiz bir şekilde güldüm. "Üzerini giyin!"

Üzerine bakıyormuş gibi hissettiğim anda yan tarafta ki çarşaf havalandı. "Sakın! Açma gözlerini! Bakmasana!" dedi bağırarak. Birincisi benim gözlerim zaten kapalıydı. İkincisi ise cidden bu kadar cırlamasına gerek var mıydı?

"Gözlerim kapalı zaten ama zaten dün göreceğimi gördüm ben.!" Gülerek söylediğim cümlenin sonunda kafama bir yastık yemiştim. "Gülme!" dedi sinirle. Ve nedense onu bu derece sinir etmek hoşuma gitmişti.

"Bakma!" dedi tekrar.

"Bakmıyorum!" dedim tekrar, gülerek. Tekrar yastığımı suratıma attığında inat olsun diye ve biraz da sinirle açtım gözlerimi. Ama sanki o an yavaşlamıştı.

Gözlerini kocaman açmış ve kahverengilerinde ki şaşkınlığı önüme manzara olarak sermişti. Kızıl saçları iki yanından beyaz teninin üzerine dökülmüş ve küçük bir tutam gözlerinin önüne gelmiş. Üstünü kapatmaya çalıştığı çarşaf bile onun güzelliğini gölgeleyememiş, hatta onun güzelliğiyle hayat bulmuştu.

BİR TUTAM KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin