3.BÖLÜM

1.9K 24 16
                                    

Gözlerimi açmak zor geldiği için kapalı tutmayı kolay yol olarak seçtim. Kucağımda ki minik şey ise hala uyuyor olmalıydı. Kokusu çok güzeldi. Hele ki göğsünün hafifçe kalkıp inerken göğsüme değmesi ise kendimden geçmeme sebep oluyordu. 

Yine de düşünüyorum. Ben bu kızı nasıl kendi ellerimle sürtük yapabilirdim ki? Tıpkı babam gibi bir şerefsizdim işte. Babasının oğlu deyimine tam oluyordum. Kucağımda  ki minik şey tatlı bir kaç homurtu çıkararak uykusuna kaldığı yerden devam etti. Gözlerim huzurla uyuyan yüzüne kaydı.

Ah,bu kadar güzel olmasının sebebi bir başka erkekti. Ben değildim. Içimde oluşan burukluğa bir anlam vermemiştim. Altıma aldığım tüm kızlardan farklıydı. Ona dokunduğumda sanki onun minik nedeni değil de ben kirleniyormuşum gibi hissediyordum. Sanki o hep masum kalıyordu. Zihnime üşüşen  bir kaç düşünceyi kovamadım. Şimdi ona sarıldığını gibi bir kaç ay sonra ona başka bir adam sarılacaktı. Bu, anlık bir nefreti bedenime aşıladı.

"Başım ağrıyor." dedi huysuzca. Düşüncelerime daldığım için onun uyandığını görmemiştim. Uyku mahmuru gözleri kimliklerini öne çıkarmıştı. Sikeyim, çok güzel.

Uyku mahmuru gözleri Beni bulduğunda gülümsedi. Nasıl desem, böyle burada olduğum için sevinen bir gülümseme gibiydi. Ama tabii ki kimse ben burada olduğum için sevinmezdi. "Hadi gel,sana bir ağır kesici vereyim." Burnunu çekti ve başını yukarı aşağı salladı. Yataktan kalktığında utanarak çarşafı çekti ve bedeninde doladı. Bu sadece gülümsememe sebep olmuştu.

Mini dolaptan hap çıkardım ve ona verdim. Önce hali yuttu, sonra suyu içti. En sonunda da "Eh." gibi tuhaf bir ses çıkardı. Kocaman gözlerini bana dikerek, "Bugün ne yapacağız?" diye sordu.

"Mm.. Ne yapmak istersin?" dediğimde gülümsedi ve düşünür gibi dudaklarını büzdü. Bir süre sonra keyifle,"Sinema!" dedi.

Hiçbir zaman.. Hiçbir zaman o bu şekilde bir şeyler söylediğinde ona karşı koyamadım.

Onun gülümsemesi benimde gülümsememe sebep olmuştu. Tabii aptal sinema derken kollarını kaldırınca çarşaf üstünden düşmüştü. Bembeyaz teni gözlerimin önünde manzara şeklindeydi. Utana sıkıla yere eğildi ve çarşafı alıp üstüne tuttu. Tabii ki bu benim içimde alevlenen şeyi söndürmeye yetmemişti. Belini kavrayıp kendime çektiğimde kirpiklerini hızlı bir şekilde kırptı. Bu ise sadece onu öpme isteğimi arttırdı.

Dudaklarını kavradığımda inleyerek üzerine doğru atıldım. Bana karşılık veriyordu. Acemi olsa da hareketleri beni tahrik ediyordu. Alt dudağını emerken kısık kısık inlemesi ise bardağı taşıran son damla oldu. Yatağa doğru iteledim minik bedenini ve üzerinde öylesine duran çarşafı çekip attım. Kocaman gözlerinden geçen korkuyu gördüğümde tereddüt ettim. Onu korkutmamam lazımdı. Onun minik bedeni ürkmemeliydi.

"Şşt." dedim ve şakağına minik bir öpücük kondurdum. Kollarını boynuma doladı ve kulağıma doğru fısıldadı. "Sana farklı olduğunu söylemiştim." dedi. "Sen, Asim Miran. Senin farklılığın çok güzel. Senin şefkatin, senin hislerin çok güzel." Her  konuştuğunda tenime çarpan nefesi kendimi tutmamı zorlaştırdı. İnleyerek dudaklarına tutkulu bir öpücük kondurdum. "Sikeyim, her ne yapıyorsun yapma. Yapma lan, bu bana çok iyi geliyor ama canımı yakacağını biliyorum. Yapma."

Dediklerim karşısında şaşkınlığını solumuştum. Ama buna rağmen dudaklarını boynuma bastırdı. Ve inleyerek üzerine kapandım.
Her ne kadar onunla sevişmek istesem de ileri gidemedim. Beni durduran bir şey vardı, bu yüzden ileri gidemedim. Yaptığım tek şey onun kadınlığının tadını çıkarmak olmuştu. Dilimle zevk suyunu yaladıktan sonra sonra üzerinden çekildim. O da yattığı yerden doğrularak kollarımın arasına sokuldu. Onu memnuniyetle kabul ettim.

BİR TUTAM KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin