RÜZGAR'INA KAPILDIM

◀ Hesaplaşma Zamanı ▶

Hastaneden eve geleli neredeyse bir hafta olmuştu. Ve herşey çok değişmişti. Hayır hayır! Evden bahsetmiyorum tabiykide. Ev hala aynı. Ama kızlar, Rüzgar, annem ve en önemlisi de Deniz' in davranışlarında gözle görülebilecek derecede bir değişim vardı. Neler döndüğünü bende anlayamadım daha ama yakında çıkar kokusu. Bu arada hastaneden geldiğimden beri okula gitmedim. Annem bu hafta evde kalıp dinlenmemi daha uygun görmüştü. Tabi bende karşı gelmedim. Nasıl olsa koskoca beş gün okul yoktu. Söylemesi bile güzel değil mi?

Elimde tuttuğum kola kutusuyla bir karşımda oturan şaşkına bir de elimde tuttuğum kolaya bakıyordum. Yanımdaki şaşkın kişilik elinde iki pipetle geldi ve yanıma kaykıldı.

"Romantik bir şeyler ister misin tatlım?"

Kurduğu cümle üzerine suratında beliren çapkın gülümsemeye bakarak " Ne gibi şeyler mesela? Aydınlat beni." diyerek sinsi sinsi gülmeye başladım.

Boğazını temizleyip çekici görünmeye çalıştı ve elindeki iki tane pipeti elimde tuttuğum kola şişesinin içine attı.

Karşıda koltuğa yayılan Deniz benden daha meraklı olduğu için ve Rüzgar' ın ne yapmaya çalıştığını anlamadığı için amaçsızca söylenmeye başladı.

" Yani? Bunun neresi romantik Rüzgar? Kola kutusunun içine pipet attın ve buna romantik diyorsun. Hadi ordan. Asıl romantik benim be! Ama kıymetimi bilen yok işte naparsın."

Hazır Deniz bu konunun kapısını aralamışken bende bir yoklayayım.

Suratıma sinsi gülümsemelerimden birini yerleştirerek konuştum.
"İstersen sanada ayarlayabiliriz birini kuzen."

" İlgilenmiyorum kuzen sağolasın. Size baktıkça daha da soğuyorum hatta."

Yüzünü buruşturup televizyon izlemeye geri döndü. Sen ne anlarsın zaten hıh!

Rüzgar' la beraber romantik bir şekilde kolamızı içerken telefonuna mesaj geldi. Tuttuğu kolayı elime tutuşturup mesajı okumaya başladı.

Merakıma yenik düşüp mesajın kimden geldiğini sormaya karar verdim. Sonuçta erkek milleti bu kızlar boş bırakmaya , karışmamaya gelmez. Gerekirse tüm rehberi sileceksiniz.

" Kimden gelmiş? Ne diyo? Bende okuyabilir miyim?"

Rahatsız olmuşcasına yerinde kıpırdandı.

" Şey ya. Önemli bişey değil. Yarın maça çağırıyolar benide onu haber vermek için yazmışlar."

"Hı. Peki o zaman."

Aslında inanmamıştım ama inanmış gibi yapsam şimdilik yeterdi. Boş bulunduğu zaman nasıl olsa kurcalardım ben onun telefonunu.

Bir iki saat daha öyle takılmıştık. Sonra Rüzgar gitmişti. Tabi gelen mesajdan sonra morali bozulmuştu. Çaktırmamaya çalışıyordu ama kötü bir oyuncu olduğu için anlaşılıyordu. Bende üstelemedim zaten. Rüzgar gittikten sonra Deniz' le oturup muhabbete başladık.

◾◾◾◾◾◾◾◾◾◾

Rüzgar' dan Devam....

Telefona gelen mesaj ile birlikte moralim fena halde bozulmuştu. Aras hesaplaşmak istiyordu. Haklıydı da. Artık hesaplaşmak lazımdı. Hesaplaşıp bu konuyu bir an önce kapatmak istiyordum. Bana verdiği adrese geldiğimde beni beklediğini gördüm. Arabamdan inip yanına kadar yürüdüm. Selam falan vermeden direk konuya daldım.

" Benim kazandığımı biliyorsun."

"Biliyorum."

" Bu işin şartlarını daha önceden de belirlemiştik zaten. O yüzden ne istediğimide biliyorsun."

" Evet biliyorum."

" Fazla uzatmaya gerek yok. Ben kazandığıma göre gece kulübün artık benim." Arkamı dönüp insanlara hava attığı o muhteşem arabasını gösterdim. " O da benim."

Ellerini cebinden çıkartıp derin bir nefes aldı.

" Hayır hayır. Daha önceden konuştuğumuzda araba işin içinde yoktu."

" Biliyorum Aras. Ama şu an onu da istiyorum. Oyunu ben kazandım değil mi? Ben ne istersem o olur."

" Bu saçmalık tamam mı! Tamam kızı sen kaptın ama arabamı alamassın."

" Kızı kapan istediği iki şeyi alır diye konuşmuştuk öyle değil mi? Bende gece kulübünle arabanı istiyorum. Olay bu kadar basit. Gece kulübü ve araba."

" Ama bir şey daha konuşmuştuk Rüzgar. Kızı elde ettin ve gece kulübünü kaptın. Ama onunla yatmadın. Bu yüzden arabanın üstüne bir bardak soğuk su iç."

" Kızla yatmadığımıda nerden biliyorsun?"

" Yattın mı peki?"

" Arabayı da istediğime göre?"

Soğuk bir kahkaha attı ve bakışlarını tekrardan bana çevirdi.

" Hayır sana inanmıyorum. Yalan söylüyorsun."

" Yalan söylemiyorum Aras kız benim. Oyunu ben kazandım."

" Kızla yatmadığına yemin edebilirim. Oyunu henüz kazanmış değilsin. Bu sefer kızla yatan arabayı alır."

" Saçmalama Aras. Oyun bitti. Ben kazandım ve gece kulübünü alıyorum. Araban sana kalsın."

Derin bir nefes alıp ellerimi ceketimin cebine koydum ve Aras' ın yanından uzaklaşarak adımlarımı arabama doğru çevirdim. Kısa bir süre sonra Aras arkamdan bağırmaya başladı.

" Kıza aşık olmak yoktu dostum. Hatırlıyor musun? Eğer kıza aşık olursan gece kulübünüde unut."

Adımlarımı yavaşlatıp durdum. Arkamı dönmeden biraz düşündüm. Evet bu söyledikleri anlaşmada vardı. Aşık olmak yoktu. Sadece elde et ve kazan. Elde etmiştim. Kazanmıştım. Ama aşıkta olmuştum.

Arkamı dönüp Aras' a doğru biraz daha yaklaştım. On adım kala durdum.

" Ona aşık olduğumu sanmıyorum."

Yüzündeki iğrenç gülümsemeyle bakışlarını bana doğru çevirdi. O an ona doğru koşup yüzünü kana bulayana kadar yumruklamak istedim. Bunun yerine sakince olduğum yerde kalıp ne diyeceğini bekledim.

" Eğer ona aşık değilsen onunla yatıp yatmamayı önemsemessin. Bana kıza aşık olmadığını göster ve arabayı al."

" Hayır. Senin şu iğrenç arabanı istemiyorum. Araban sana kalsın. O kıza aşık değilim. Başka bir oyunda istemiyorum. Bu kadar yeter."

" Sen benim iğrenç arabamı istemiyor olabilirsin ama ben senin arabanı istiyorum. Bunun içinde o kızla yatacağım."

Dediği bu son şey üzerine kendimi tutamadım. Aras' a biraz daha yaklaştım.

" Sana başka oyun yok dedim Aras! Başka oyun yok! Anladın mı! Kız benim! Ve kızı rahat bırakıcaksın!"

Sinirlenmem onu eğlendiriyormuşcasına gülmeye devam etti.

" Anladın mı! Kıza bulaşmak yok! Umarım anlamışsındır."

Birşey söylemeden başını onaylarcasına salladı ve arabaya doğru yürümeye başladı. Bende adımlarımı hızlandırarak arabaya bindim. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. Umarım bu iş fazla büyümez.