OLMAK İSTEDİĞİM İÇİN VARIM

2-Yanlış Düşünce;:!'

Bugün günlerden çarşamba, en sevdiğim gün diyebilirim. Neden mi? Çünkü; bugün yalnızca dört dersim, geriye kalan tüm gün alışveriş ve Eylül 'le planladığımız şeyleri yaptığımız gün.
Ve bugün de Eylül 'le yine alışveriş yapıp daha sonrada bir bara gitmeyi planlıyorduk. Sabah, alarmın çalmasıyla ayaktaydım. Aslında, ayaktan çok yerle öpüşmekteydim. Daha sonra hergün ki ritüellerimi yaptıktan sonra aşağı sultanımın hazırladığı muhteşem kahvaltı için aşağı indim. Aslında, Halime Teyze izin verse murat amca çoktan bir yardımcı bulmuştu ama işte halime teyze kendisi dışında kimsenin mutfağına girmesini dokunmasını istemiyordu.

Mutfak bugünün güneşinden dolayı epey bir aydınlıktı. Tonton küçük dikdörtgen masanın baş köşesinde lacivert takımı ve cepkeniyle oturmuş günlük gzeteye bakarken Sultan çayı demliyordu. Içeri girdiğimi anlayan Tonton,"Ooo, küçük hanım uyandın demek. Ee, bugünkü neşeni neye borçluyuz???"  diyince bende masum bir gülücük takınarak-ki bu ayıcıklı şort ve askılı üstüyle pekte zor olmuyordu - "Sana da günaydın tontonların Tontonu.." cevapladım. Sorusunun cevabını almadığı için bir an tek kaşını kaldırıp bana yapmacık bir öfkeyle baktı, " peki günaydınlaşma faslınız bittiyse kahvaltıya dönebilir misiniz?" diye araya giren sultana bende kafamı olumlu manada sallayarak onayladım.
Kahvaltıdan kalkıp,"izninizle, size afiyet olsun, benim hazırlanmam lazım okula geç kalmamalıyım." diyerek merdivenlere doğru ilerledim.

Bugün pekte farklı giyinmeyecektim sadece havaya göre biraz hafif giyinecektim.(medyada görüntü var. Buradan görebilirsiniz.) Uzun kollu beyaz dizde bir elbise, altına sonbaharlık bir siyah çorap, kısa vizyon botumu , deri ceketimi ve vizyon rengi bir şapka veee son olarak açık kahverengi bol çantamla güne hazırdım aynanın karşısına geçip kendimde son kontrolleri halletmeye çalıştım ve sanırım hafif bir parlatıcı ile göz kalemiyle tam olacaktım.

Garaj da duran siyah porscheme binip bahçeden çıktım ve okula doğru ilerlerim. Bu arada dikkatli bir şekil de de Eylüle okula gittiğimi haber verdim.
Okulun otoparkına arabamı park ettikten sonra okulun içine doğru yürüdüm. Okulun bahçesi oldukça büyüktü. Otoparktan okulun kapısına varmak bile neredeyse on onbeş dakika sürüyordu. Hafif esen rüzgardan dolayı yüzüme gelen saçlarımı elimle yüzümden kaldırmaya çalıştım. Saçlarım bana inat ben düzeltmeye çalıştıkça daha bir kapatıyordu önümü. Tam da o esnada çok sert bir şeyle çarpıştım. Yüzünü saçlarımın yüzüme dökülmesinden dolayı tam seçemiyordum ama uzun boyu ve baharat erkek parfümü karışımı kokusundan anladığım kadarıyla Arastı. Her iki elimle yüzüme düşen saçları hızlı hızlı kaldırarak ona baktım. Siyah kot pantolon, beyaz supralar, beyaz yuvarlak yaka ince örgülü bir kazak ve elinde deri ceketiyle duran şaheseri süzdüm.

"Kesme eylemin bittiyse gidebilir miyim? Biliyorum sevap kazanmak istiyorsun ama canım kb kendine başka bir güzel bul. Çünkü her gün seninle çarpmaktan muhteşem baklavalarım çökecek."  Arasın bu sözleri beni kendime getirmekle kalmamış ayrıcada oldukça sinirlendirmişti. Ne sanıyor bu kendini? Çok mu güzel? Yani tamam biraz güzel yakışıklı ama...'biraz mı?' diyince iç sesim bende, 'tamam biraz fazla olabilir...' dedim ama iç sesim çoktan karşı bir ittifak kurmuş resmen bana sevgili sahibine karşı savaşıyordu. Kelime savaşı. Iç  sesim bu kez de 'gene konuyu nerden nereye getirdin kızım ' diye  bana sorunca"sanane be düşünce benim değilmi istediğimi yaparım ' derken, " Pardon??"diyen Arasın sesiyle ona döndüm. Hayır ya ben bunları yüksek sesle düşünmüş olamam değil mi? Lütfen biri beni öldürsün. Aras 'a dönüp "hiç, neyse hadi bay.", diyerek bankta oturup erkekleri kesen Eylül 'e doğru hızlandım. Ama arkamdan seslenen Aras 'dan dolayı bulunduğum yerde durup ona döndüm, gözlerime bakarak "Üçüncü de affetmem haberin olsun, sakar." diyerek gülümseyip yanındaki siyah düz spor arabasına  bindi. Bu öküz, bana sakar mı dedi yoksa ben mi yanlış duydum? "Çocuk bile farketti sakar olduğunu " diyen iç sesime karşı gözlerimi devirip Arasa  kendi içimden bir kaç küfür savurup eylülün yanına gittim.