VAY ANASINIIIII

32 4 2
                                    

-anne nereye gidiyosunnn
-gelicem kızım gelicem. Sadece ufak bi işim var , halledip gelicem
-çabuk gel anne , beni bekletme , hemen gel , bırakma beni anne
Ve bamm!!!!! Rüya biter ve ben yine yetimhanenin boyası eskimiş duvarlarıyla bakışırım. Çok koyuyo insana , birilerinin onu önemsememesi , sevmemesi , şevkat göstermemesi. Yine yatakta bu düşüncelerle boğuşurken beni tek ve gercek olmayan arkadaşım kader çekip çıkardı
-yine olmayan ailenimi düşünüyosun
-bunun seni ilgilendirdini düşünmüyorum kader
-tatlim beni bilirsin kimin ne düşündüğünü pek takmam...
Bundan sonra diceklerini dinlemedim. Hala konuşuyodu , konuşmaya devam edicektide eğer iki saat sonra 18 yaşıma girmicek olsaydım. Artık kaderdende bu küf kokan binadan da kurtulacaktım. Kurtulacaktım kurtulmasına da bundan sonra napıcaktım yaklaşık 13 senedir bu yerden başka hiçbir yere gitmedim. Annem "işim var kızım gelicem" dedikten sonra bidaha gelmedi. Babamda buna dayanamadı ve intahar etti. Daha 5 yaşımdayken bu yetimhaneyle tanıştım. Ne tanışma ama geldiğim gün yemekhanede savaş cıkarttım. Onun için beni pek sevmezler. Kafama buyruk , inatçı , anlaşılması güç ve oldukça zeki biri olduğum için kıskananlarım da çok mağlesef ! Olsun ben onlarsızda yaşayabileceğimi kanıtladım sonuçta. Öyle değilmi ? Öyle olmasına öyle de kanıtlarken zaten benim yaşayabileceğim bi yer vardı ama şuan yok. Yetimhane müdürü o kel kafasını yine cilalatmıştı galiba çünkü bu tarafa uzunlarını yakmış bi mercedes gibi geliyodu. Elime bi kağıt tutuşturup
-hadi bakalım melodicim yolun açık olsun diyip yaylana yaylana gitti. PİS KELTOŞ. Bavulum bi elimde , biletim bi elimde otogara gittim. Allahtan önceden para biriktirmiştimde beni bir iki ay idare edicek kadar param vardı. İzmire gidiyodum. Memleketime , doğduğum ve kısmen büyüdüğüm yere. Koltumu bulup oturduğumda ne kadar yorulduğumu anladım İstanbul büyük bi şehirdi ve ben yetimhaneden buraya kadar yürümüştüm. Birden yanıma benim yaşlarımda bi kız oturunca irkildim. Kız bunu farketmiş olucak ki sıcak bi gülümseme gönderdi
-korkuttuysam özür dilerim. Genelde camış gibi oturmam ama bu seferlik affedin
Kızın bu sözleriyle keyfim yerine gelmişti ve ben bu kızı cok sevmiştim. Kız benim aksime çok güzeldi. Sarı saçlı , mavi gözlü çok şirin bi kızdı. Bende en az onun ki kadar sıcak olmasını ümit ettiğim bi gülücük atıp
-bu seferlik affederim ama bidakine bu kadar sessiz kalmam alırım ayamın altına diyip elimi havada sallayıp beş kardeş işareti yaptım. Kız benim bu işaretimle kahkaha attı. Allahım bu kız ne kadar tatlı gülüyo böyle. Kız bu sevimli ve o kadarda kısa kahkahasından sonra elini uzatıp
-ben tuğçe dedi
-bende melodi diyip uzattığı elini sıktım. Kızla harbiden yaşıtmışız ve lisede aynı okuldaymışız. Bende düşünüyodum bu kızı nerden tanıyorum diye. Öyle bi dalmışız ki konuşmaya otobüsün ışıklarının kapanma saatinin geldiğini bile farketmemişiz. Işıklar birden kapanınca oldukça minik bi çığlık atıp etrafımıza orman görmüş penguen gibi bakmaya başladık. Arkamızdan bi el uzanıp omzumu delene kadar tuğçeyle sarmaş dolaştık arkama döndüğümde bi teyze bana minnoş minnoş bakıp
-korkma kızım saat geç oldu ondan kapattılar ışığı dedi. O an kafamda parlayan ampulden rahatsız olcaklar diye çok korktum. Ben kafamı cama tuğçede omzuma yaslayıp uykuya daldık.

Uyandığımızda gelmiştik. İçimi birden bi huzur kapladı , hemen ardından da korku şimdi napıcaktım. Ben öyle durmuş etrafa bakarken bi el kolumu tuttu. Hışımla kafamı çevirdiğimde tuğçe bana kocaman gülümsüyodu. Seviyom gız senii
-hadi melodi bavulunu al gidelim. Seni ailemle tanıştırıcam
Ovvv bu gelişmeyi beklemiyodum
-daha tanışalı kaç saat oldu tuğçe. Ben kimim hırlımıyım hırsızmıyım bilmiyosun. Hem ailen ne der beni gördüğünde bu kim demiceklermi?
Kız bana şaşkın şaşkın bakarken ben ilerlemeye başladım. Aslında bu teklif çok işime yarayabilirdi. Arkama döndüğümde tuğçede bana doğru geliyodu
-fikrimi değiştirdim diye atladım hemen
-süper o zaman gidelim diyip tuğçede üstüme atladı. Geldiğimiz yer normal bi mahallede normal bi apartman dairesiydi. Kapıyı çaldığımızda bi teyze açtı kapıyı. Teyze tontiş bişeydi. Tuğçeye sarılırken boyunun ne kadar kısa olduğunu farkettim. İçeri girdiğimizde tuğçenin annesi beni çok sıcak karşıladı. Sanırım tuğçenin yolda uzun uzun ve bana kısa kaçamak bakışlar atarak yaptığı konuşmaydı ayrıca bu sohbetin ana fikride bendim. Ayy kendimi bi özel hisettim şimdi. Saat sekize doğru gitmek istedim ancak tuğçe herşeyi anlattığı için 'evsiz olduğum dahil' burda kalmak zorunda kaldım. Sabah kalktığımda ev mis gibi poğça kokuyodu. İçimde cok güzel bi his vardı. Daha önce hiç tatmadığım , mutluluk gibi. Haldun amca 'tuğçenin babası' bana çok güzel bi iş bulduğunu söyledi
-emin ol seni ağırlamaktan mutluluk duyuyorum ancak sen reşit bi kızsın ve kendini burda sığınmacı gibi hissetmeni istemem. Sana bulduğum iş korkmazların evdeki küçük kıza resim hocalığı yapmak. O evde kalıcaksın ve günde iki saat çalışmanız olucak. Onun dışında birde evin abisine de ders vericeksin ikiside aynı gün olmicak. Eğer kabul edersen benimle gelebilirsin çünkü bende o evin bahçivanıyım diyip bitirdi sözlerini. Nerden baksan mantıklı geldi ben güzel sanatlardan mezundum ve bedava kalıcak yerim olurdu. Tabiki bunlar emeğimin karşılığıydı. Maaşını hiç düşünmeden
-kabul ediyorum haldun amca dedim sanırım bu ev benim için bi başlangıç olucaktı. Yemekten sonra , yola çıkmadan önce tuğçeyle gardolabının önüne geçtik. Ne çok kıyafeti vardı öyle. Giymediği bi ton kıyafeti bana verdi. Birde kenarda fazladan duran makyaj eşyası , ayakkabı , çanta , takı. Bunları neden verdiğini anlamamıştım.
-kızım onlar zengin , seni ezmelerine izin verme bunlarda seni dik tutmak için diyip göz kırptı. Yola çıktık , yarım saat sonra bi villanın önünde durduk. Kapıyı açtıklarında yüzündeki boyalardan altındakini seçemediğim bi kadın çıktı ve bizi içeri buyur etti.
-sizi toplantı odasında bekliyolar dediğinde çok heyecanlanmıştım. İçeri kapıyı tık tıklamadan bodozlama daldım ve olan oldu. Masanın başında iki adam vardı. Elinde kalem olan adam yerinden sıçradı ve başında kahvelerle duran hizmetliye çarptı. Kız kahveleri dökmesin diye geri geri gitti ve yerdeki bi kapağa takıldı. Kız düşmesin diye öne ben atlayınca bende ayni kapağa takıldım ancak ben nasıl becerikliysem artık ! kapak açıldı. İçinden hayatımda görmediğim kadar para çıktı. Elinde kalem olan adam ayağa fırlayıp
-seni düzenbaz bana batmak üzere olduğunu söylemiştin. Sana güvenerek ne büyük hata ettim diyip çıkıp gitti. Masada oturan adam bi hışımla koluma yapışıp
-sen ne yaptığını sanıyosun. Senin sayende çok büyük bi para kaybettim şimdi defol yoksa elimden bi kaza çıkıcak diyip aniden itti. Tabi ben dururmuyum ? Durmamm
-hem adamı dolandırıyodun hemde beni suçluyosun. Sen kimsin be adam kendini ne sanıyosun ki böyle davranabiliyosun dedim ve kapıyı çarpıp gittim. Tam büyük kapıdan geçtiğimde arkamdan bi korna sesi geldi. Arabanın içinden , içerde gördüğüm adam çıktı
-pardon kızım sanırım sana bi teşekkür borcum var dedi
-ne teşekkürü camışlığım sayesinde kurtuldunuz. Siz kaybetmediniz neyse ki diyip yoluma devam ettiğimde adam
-ne demek istiyosun dedi bende
-burda işe başlicaktım ama başlamadan kovuldum diyip gülümsedim adam
-arabaya bin dediğinde donup kaldım tam ağzımı açmıştım ki
-yanlış anlama bende sana bi iş teklifinde bulunmak istiyorum. Burda ne yapıcaksan gel benim evimde yap sen beni bu beladan kurtardın , en azından bunu borçluyum dedi sevinsemmi ağlasammı bilemedim. Amannn ne üzülcem iş burda neyse ordada o diyip arabaya bindim. Yol boyunca konuştuk. Geçmişimden , gereksiz ailem ve arkadaşlarımdan , eski okukumdan , üniversiteye gidemeyişimden en sonunda da hayallerimden. Adam beni o kadar büyük bi istekle dinliyodu ki anlattıkça anlatasım geldi. İki saatlik bi yolun sonunda araba durdu. Kafamı kaldırdığımda karşımdaki şey beni resmen büyüledi. Aklımdan milyonlarca hatta tirilyonlarca şey geçerken ağzımdan çıkan şey beni bu halimle bile şaşırttı
-VAY ANASINIIIII

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin