10."MEMUR BEY"

151 24 6
                                    

""Ya sevmesin kimse kimseyi,

Yada akmasın aşk dolu gözlerden yaş.

Ya olmasın ayrılık denen bu illet,

Ya da adam gibi sevmesini öğrensin bu millet."

***

Medya; Kıraç'ın sevgilisi Esra

***

KIRAÇ'TAN

Yolun kenarındaki eve bakarken, etrafta ondan başka bir ev olmadığının da farkına vardım.

Torpidodan silahımı çıkarıp şarjörünü kontrol ettim. Başa kadar doluydu. Silahımı ve kelepçeleri alıp arabadan indim. Kapıları üstüne kilitleyeceğimden Sıla'nın uyanma ihtimaline karşı not yazıp direksiyona yapıştırmıştım.

Elimde silahla yavaş ve emin adımlarla eve doğru yaklaştım. Arkadan dolanıp, kulağımı pencereye dayadım. İçeriden sesler geliyordu fakat ses net duyulmuyordu. Biraz daha ilerleyip diğer bir pencereye baktım. Perdesi açık olduğundan içerisi görünüyordu. Biraz bekleyip içeride kimin olduğunu görmek istedim. Berbat sesiyle şarkı söyleyen sarışın kadına ilişti gözüm. Gittikçe sesini daha da yükseltiyordu. Sanırım evde ondan başka yaşayan yok. Bu kadar rahat davrandığına göre!

Silahı belime yerleştirip kapıya doğru yöneldim. Çalacak bir zil bulamayınca mecbur kapıya vurdum. İçeriden kadının sesi geliyordu ve sanırım kendi sesinden kapıyı duymuyordu. Bu sefer kapıyı yumrukladım. Kadının sesi kesilince duyduğunu anladım ve kapıyı açmasını bekledim...

Çok geçmeden "Kimooo? " diye seslenince hemen cevap verdim.

"Ben Kıraç".

"Hangi Kıraç be?" diye cırladı çakma sarışın! Aklım Sıla'daydı ve bu kadın sinirimi bozmaya başlamıştı.

"Amcanın oğlu Kıraç! Aç kapıyı!" diye sesimi yükselttim. Kadın söylene söylene açtı kapıyı. Suratıma şaşkın bir ifadeyle bakıp beni süzdükten sonra elindeki rakı bardağından bir yudum içti. Benden hoşlandığını ifade eden bakışlar atarak,

"Buyur canım " dedi ve sırıttı.

"Müsaitsen içeri girebilir miyim, içeride konuşalım?"

Kadın gevşek bir ses tonuyla "tabii ki" deyip kenara çekildi ve içeri girmem için eliyle buyur etti.

İçeriye girdim ve etrafa göz gezdirdim. Evin eşyaları eskiydi fakat kullanışlıydı. Kadın arkamdan gelip bardağını sehpaya bıraktı. Yüzüme baktı ve yine sırıttı. Benimde gecenin bu saatinde burada olmam pek uygun değildi fakat Sıla için mecburdum. Şu an onun için yapamayacağım hiçbir şey yoktu. Sıla'nın arabada uyuyor olması aklıma gelince elim ayağıma dolandı. Sanki her an her şey olabilirdi bu ıssız yerde.

"Tek başına mı yaşıyorsun?" diye sordum kadına.

"Evet, ama sen daha buraya ne için geldiğini söylemedin canım." kaşlarımı çatıp ciddiyetimi koydum ortaya.

"Fırat nerde?" sorduğum soruyla onunda kaşları çatıldı ve derin bir nefes alıp,

"Şu Fırat muhabbetinden bıktım ama yahu!" diye söylendi. Elimi enseme götürüp kaşıdım.

"Onunla konuşmama gerek bayan." söylediğim şeyle memnuniyetsiz bir tavır takındı.

"Bana onu sorma o zaman adam! Git onu bul onunla konuş!"

"Burası onun adresi diye geçiyor. Af edersin de burada aramayacağım da nerede arayacağım?"

"Aman be! Tamam, bekle arayayım gelsin konuş!" Başımı sallayıp kanepeye oturdum.

HAYAT KIRIKLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin