"Yaa Murat nerde kaldın hadi" sabahtan beri kapının önünde Murat beyi bekliyorduk. Neden çünkü daha saçlarını yapmamış.
Neden çünkü daha kahvaltı yapmamış. Her arayıp nerde kaldığını sorduğumuzda bize böyle cevaplar veriyordu.
"Yavrum bekleyin biraz aaa! Hem siz kahvaltı etiniz mi
bakayım? " arkadan Hale teyzenin sesi geliyordu.
"Ettik Hale teyzecim ettik! Biz ayı Murat gibi sofrayı sömürmüyoruz " dedi Can arkadan bağırarak.
"Lon son komo oyo dodon" ıyy pislik ağzında yemek varken konuştu kesin iyiki o görüntüyü görmedim yoksa geçici bir körlük geçirebilirdim galiba.
"Olum daha kaç defa söylicem ağzında yemek varken konuşma diye " ee haklı yani kadın benim çocuğum böyle yapacak bir daha yemek yedirmem lan.
"Tomom onno bon çoktom" al işte pislik şey.
Aradan bir iki dakkika geçmiştiki merdivenlerden bir düşme sesi geldi. Of ben niye bunlarla arkadaşım ki. Ardından kapı açıldı.
Sonunda gelebildi beyimiz.
"Sonunda gelebildin Murat " dedim tam yanağımı öpücekken geri çekildim.
"Pislik sen ağzını yıkadınmı?" bana ters ters bakarken çantandam ıslak mendil çıkartıp ona verdim. Elimden almayınca bende ağzını silmeye başladım Allah bilir yüzünüde yıkamamıştır.
"Tamam anne yeter" off bide dalga geçiyor. Yardım edende kabahat niye yardım ediyorsun ki bırak dolaşın etrafta pis pis.
"Murat git yanımdan. Evet sana tirip atıyorum" dedim çeksin cezasını benimle dalga geçerse olecağı bu.
"Benim hatunum bana tiripmi attıyormuş." gören valla bizi sevgili sanırdı ama biz gurupta hep birbirimize. Hatunum, sevgilim,yakışıklım,güzelim diye hitap ederdik ee buda bizim özeliğimiz.
"Tamam ama seni bir şartla affederim" dedim ee o kadar dalga geçti bir şartımda olsun yani.
"Olum bittin sen dua et kötü bir şey demesin" kötü kötü Canere baktım sinirliydim zaten ona onunda hesabını okula gidince düzücem.
"Ne bakıyosun öyle Hazel geçen gün Canı yolun ortasında oynatan sen değilmiydin"
"Ama ben haklıydım" beni geçiştirmek için kafasını saladı yani bir nevi bana 'kıçımla konuş Hazel' demişti.
"Sen onlara bakma hatunum. Tamam ben bütün şartları kabul ediyorum yaptıysak bir hata çekeriz ölümüne"
"Ne çekiyon lan!" diye bağırdı Kerem bi içine etmeseniz olmaz zaten.
"Seni Kerem seni" tövbe tövbe.
"Ya tamam kapatın konuyu pis kafirler... şartım şu Murat ... OKULLA KADAR BENİ SIRTINDA TAŞIYACAKSIN!!"
"Murat varya çok şanslısın sana yine insaflı davrandı lan ben yolun orasında göbek attım. Göbek!"
"Sus lan dalcam ha şimdi hepinize. Sen de atla hatun sırtıma kabul zaten kuş gibisin istersen her gün özel şöförlünü yaprım çanta niyetine bir nevi " diyip sırıtı iyiki vardı lan bu çocuk. Dediğini yapıp koşarak sırtına ataldım. Aslında burası rahattı ha
acaba Muratın dediği gibi her gün sırtındamı? gidip gelseydim
Ya ne saçmalıyorum ben.
"Kanka iyiki bu gün pontolan giymişsin yoksa katil olurdum" dedi Kerem. Mal falanlar ama seviyorum lan hepsini.
"Aynen Kereme katılıyorum Hazel " dedi Hakanda benden küçüktü ama hayatta bana abla demezdi. Bazen derdi ama oda işi düştüğü zamanlardaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞTEN SICAK
HumorKavga etmeyi seven ama bir melekten daha masum olan bir kız . Ve onun kalbini kazanmaya çalışan iki erkek. Biri umursamaz ama sevdimi adam gibi seven bir mataor. Biri ise tüm kalbini ortaya koyarak seven bir taş. Kız sizce hangisini seçecek umursama...
