Şuan karşımda bir âdet sırıtan Mert vardı. Ya şimdi bu nerden çıktı.
Arkadan Salih amcayı görünce Merti ittirip Salih amcaya sarıldım çok seviyodum ben be bu adamı. Beni görünce oda tebessümle bakıp sarıldı.
"Hoşgeldiniz kızım geçin hadi içeriye" hemen onu bırakıp içeri yürümeye başladım zaten bizimkilerde sırayla Salih amcaya sarılıp içeri geliyorlardı.
Eski yıpranmış deri koltuğa oturdum ve bacaklarımı masaya uzattım. İkili koltuğa oturduğum için yanıma Muratta oturmuştu.
O sırada görüş açıma Mert girmişti elinde tepsi vardı. Burdan görebildime göre kahve getirmişti. Kafamı suratına doğru çevirdiğimde bana ve Murata sinirli bir şekilde bakıyordu.
Ne oluyor be. Kafamı Murata çevirdiğimde yakın duruyorduk.
Benim kafam onun göysündeydi ama bunda kızılacak ne varki biz Murat la hep böyleydik.
Aman banane be bakarsa baksın hiç şimdi onu düşünemem. Aklıma gelen şeyle Salih amcaya döndüm.
"Salih baba yeni mallar geldimi?" Merte kaşları çatık sekilde beni dinliyordu.
"Geldi kızım geldi ama daha kutulardan çıkarmadık sizde üstüne geldiniz şimdi hepimiz hemen yerleştirip bitiriz eyer sizinde beğendiğiniz olursa kenara koyun ordan alırsınız tamam mı?" gülümseyerek kafamı salladım.
"Ee başlayalım o zaman hadi hatun kalk hemen aşağı in siz isterseniz üstünüzü değiştirin kirlenir bide sizinle uğraşmayalım. Hem vardı zaten dimi burdaki dolapta eşyalarınız " evet anlamında kafamı saladım ve ayağa kalktım elimle Nazlıya 'gel' işareti yaptım oda yerinden kalkıp yanıma geldi.
İkimiz aşağıya inip dolaptan kıyafetlerimizi aldık.
Bu kıyafetler hep burdaydı çünkü biz genelde ya mal almaya geliyorduk ya yardım etmeye geliyorduk o yüzden hep burdalardı.
Hemen giyinip bizimkilerin yanına çıktık. Hepsi ayakta bizi bakliyorlardı.
"Yakışıklı hadi başlayalım" ve yine aynı şey Mert ve sinirli bakışları. Bu ne ya bıktım ha çocuk her dakka ayarlanmış gibi bana sinirli sinirli bakıyor.
"Tamam hatun hadi atla gidelim" tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
Evet tek kaşını kaldırabilen şanslılardanım.
"Derken?" Murat sırıtarak bana bakıyordu.
"Hatun hani diyorumki atla sen yürüme artık bügün diyorum"
"Ha?"
"Salak atla sırtıma diyorum bi anlamadın ha sende"
"Haa ondan" diyip kafamı salladım ve koşarak sırtına atladım.
Seviyom lan bu çocuğu. Oh mis valla ben artık inmiyorum burdan gençler hatta burdada uyuyabilirim. İyi fikir lan ben bunu düşüniyim.
Murat koşmaya başlayınca biran düşücek gibi olsamda boynuna sıkıca yapıştım
"Hazel ölücem şimdi çek şu kolunu" biraz fazla sıktım sanırım.
"Tamam be sus Nazlı bile daha az mızmızlanıyor be" geldimiz için sırtından inmiştim ve bilin bakalım yine kimi ve sinirli bakışlarını gördüm.
Evet evet doğru tahmin.
MERT ama yeter artık ben soruyorum.
"Mert bir şey sorucam ama alınma" bunu dememle sırıtmaya başladı. Bence bu çocuğun kişikik proglemi var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞTEN SICAK
MizahKavga etmeyi seven ama bir melekten daha masum olan bir kız . Ve onun kalbini kazanmaya çalışan iki erkek. Biri umursamaz ama sevdimi adam gibi seven bir mataor. Biri ise tüm kalbini ortaya koyarak seven bir taş. Kız sizce hangisini seçecek umursama...
