Michael
Alakasız.
Luke alakasız.
Evde eskisi kadar olmamamı bana anlatırken oturup evde gezinmesini izledim, sonra her nasılsa birden beni aldatma ile suçladı, bunu asla yapmam.
"Geçen gece bire kadar neredeydin açıkla!"Yüzüme bağırdı, neler olduğunu ona söylemek istedim ama yapamadım.
"Tanrı aşkına Luke sadece beni yalnız bırakamaz mısın!?" Sinirle bağırdım.
"Hayır! Sen bana her zaman neden bu kadar geç kaldığını söylemeden olmaz, artık asla seninle vakit bulamıyorum!" gözleri yaşlı söyledi, tanrım yine başlıyoruz.
"Luke sadece bırak." saçımı çekerek kabaca söyledim.
"Biliyordum" merdivenleri tepinerek çıkarken söyledi.
Onu takip ettim, odamızda bir öfke sinirini atmak için gidiyordu ve sakinleştiğinde kucaklamalar gerekiyordu.
Ama hayır.
Yatağın altından bavulunu alırken onu izledim ve kalbimin biraz hızlandığını hissettim.
"Ne yapıyorsun Luke?" hızlı bir şekilde sordum.
"Ben gidiyorum" bazı şeyleri bavuluna sokarken söyledi.
"Hayır hayır hayır gitmiyorsun lütfen Luke sadece bir kez olsun bana güven" gözlerim yaşlı söyledim, valizinden bir şeyler almaya başladım ve uzaklaştırdım.
"Michael dur" gürledi, onu hiç bu kadar kızgın görmemiştim.
Dolabının kapağından bir resmimizi aldı ama ondan geri aldım.
"Michael geri ver" resmi çekerken söyledi ama sıkıca ellerime sakladım.
İkimizde onu yırtına kadar çekip almaya çalışıyorduk.
"Hayır hayır hayır hayır hayır! Bak ne yaptın!" bağırdı.
"Bir şey yapmadım sadece kalmanı sağlamak için çalışıyorum lütfen Luke lütfen" dedim.
"Dur! Lütfen dur!" çantasını alıp odadan attım, tüm eşyaları düşerken bağırdım.
Ona koşarken ayağa kalktı ve tepinerek odanın dışına çıktı.
Ön kapıya yürüdü, kapıyı açmak için gitmeden önce ayakkabılarını giydi ama önüne atladım, yüzünü kaptım ve elimden geldiğince onu sert öptüm, beni geri öpene kadar her duyguyu koyarak öpücüğü hissediyordum.
Onu yakına çekmeden önce bir süreliğine uzaklaştırdım, sadece nefesini yine boynumda hissetmek için başını omzuma çektim, omuzlarının üzerine özgürce elimi koydum, sadece onları tekrar hissetmek için, kollarını etrafıma sardı.
"Lütfen gitme lütfen lütfen lütfen seni çok seviyorum meleğim lütfen beni bırakma ben sensiz bir hiçim seni çok seviyorum lütfen" boynunun içine hıçkırarak ağladım.
Uzaklaşmadan önce yine yanağımı öptü ve eşyalarını koymak için yukarı gitti.
--------------------------
Bir ay sonra aynı konuda başka bir tartışma içindeydik ve ben ayrılmaya çok yakındım.
"Tanrım dün gece ikiye kadar neredeydin lütfen bana söyler misin?!Başka hiçbir şey bu yana benim için bunu yapabilirsin!" bağırdı.
"Tüm o geceler neden çok geç kaldım biliyor musun?Gerçekten bilmek ister misin?! Çünkü fazla mesai çalışıyordum böylelikle sen pisliğe evlenme teklif etmek için mükemmel bir yüzük alabilirdim!" Ona geri bağırdım ve yüz hatları hemen pişmanlıkla yumuşadı.
"Benimle evlenmek mi istiyorsun?" sordu.
Başımı salladım "şimdi biliyorsun mutlu musun?!"
Başını iki yana salladı "Mikey hayır çok üzgünüm özür dilerim ben bir aptalım" gelip bana arkadan sarılırken söyledi.
"Hala benimle evlenmek istiyor musun?" sordu ve başımı salladım "tamam çünkü seninle evlenmek istiyorum"
"Ama henüz bir yüzüğüm yok ve mahvoldu, şimdi biliyorsun" dedim.
"Henüz değil" cebinden bir kutu alırken diz çöktü.
Aman tanrım.
"Michael Gordon Clifford" ortanca ismimi duyunca iki büklüm oldum "benimle evlenir misin?" diye sordu.
Beni kaldırırken başımı salladım ve gülümsedim, beni etrafında döndürdü ve öptü.
"Sen böyle aptalsın Luke" hafifçe güldüm.
"Ama beni seviyorsun" dedi.
"Evet seviyorum" onu yeniden öperken söyledim.
...
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine falan filan...
Hep smut olacak demedik değil mi? Buda böyle üzücü, ağlatıcı, sevimli bir bölümümüzdü. Ama bence çok tatlıydı...
Bölüm yazarı; mukeskitty /muke imagines adlı wattpad kitabından.
YOU ARE READING
muke imagines |fluff&smut|
FanfictionBu bir muke smut, bazen fluff, kitabıdır. Boyxboy ve 'smut' sahneler içerir.